8.Bölüm (Sevgi Perisi)

18 2 1
                                    

Prens Ayas "Güneş Kız" denen kıza inanmıyordu. Böyle bir zamanda Rüyalar Koruyucusu gibi giyinmiş birinin çıkması hiçre hayra alamet değildi. Prens Ayas şüpheli bakışlarla maskeli kıza bakıyordu. Kız, gayet ciddi duruyordu ama:

-Sana neden güveneceğim?

-Bana güvenmekten başka çaren yok. Yıldız Gölgeleri güçlü bir örgüt ve labirent gibi karmakarışık bir şatodalar. Kendi başına onları yenemezsin. Madem bana güvenmiyorsun, o zaman yanımda durursun hep. Böylece yanlış bir şey yapamam.

Yıldızcık ortaya çıkar. Son anda kaçmayı başarmıştı ve Prens Ayas'a bakıyordu.

-Majesteleri, bu kız hiçte yalan söylüyora benzemiyor. Ona güvenebiliriz.

Prens Ayas bu olanlardan sonra kimseye güvenemeyecekti ancak başka çaresi yoktu ama yinede uyaran bir ses tonuyla:

-Peki, yardımını seve seve kabul ederim ancak gözüm üzerinde!

-Nasıl istersen.

Ayas parmakları ile ıslık çalıp bindiği pegasusa biner ancak Güneş Kız binmek yerine kendisi uçmak istemişti. Ayas şüphelenmeye başlamıştı. Bu kız bir Rüyalar Koruyucusu'na ait özellikleri taşıyordu. Kim olabilirdi bu kız? Ancak zaman daralıyordu. Caner ve örgütü testiyi oluşturmakta kararlı idi.

O sırada...

Şeker Yıldızı boşluk gibi boş bir yerdeydi. Bu bir kâbus olmalıydı çünkü bunda hiç gerçeklik payı yoktu.  Biraz bu boşlukta ilerleyip korkudan "merhaba" diye seslenmesi ile sesi yankılanır. Sesi yankı yapıyordu. "Kimse yok mu?" diye seslenir ancak bir işaret alamaz. Biraz ilerleyince birini bulur. Bu genç her kimse arkası dönüktü ancak boyundan, saç modelinden ve kıyafetlerinden kim olduğu anlaşılıyordu: Colbert!

-Colbert? 

Colbert arkasına dönüp yavaşça Şeker Yıldızı'na yaklaşıp onun kollarından tutup yakalar:

-Sen nasıl birisin Şeker Yıldızı? 


Şeker Yıldızı gözlerini açar. Bu tuhaf bir rüya idi. Uyandığında elleri bağlı idi ve bir zindanın içindeydi. Şaşkınlığını gideremeden içeriye bir yarasa girip kırmızı ışıklar içinde Colbert'a dönüşür.

-Uyandın demek.  Nasıl olurda bu kadar kısa sürede uyanabiliyorsun, etkilendim. İçindeki güç olsa gerek. 

-Colbert, ne istiyorsun gücümden?

-Sevgi Perisi'nin testisini oluşturmanı istiyorum. Dünyayı beraber kurtaralım. Benimle birlik ol. Ben Prens Ayas'tan daha daha zekiyim, daha güçlüyüm ve daha atletik yapılıyım.

-İstediğin gibi davran ama bir şey unuttun: Prens Ayas çok güvenilir biridir ve vampirlere güvenmemem gerektiğini açıkça beriltti!



Colbert'ın bü cümle karşısında suratı asılır. Yine aynı tepkiyi alıyordu. Öfkeli ve biraz canı sıkılmış bir yüz ifadesiyle:


-İşte bu yüzden kendimi kanıtlamak istiyorum. Lütfen sessiz ol ve hikâyemi dinle.


Colbert, Şeker Yıldızı'nın yanına oturup endişeli bakışlarla bakıp hikâyesine başlar:


-Yıl 1558'di. Ben daha ufacık bir vampirdim, dünyanın gerçek yüzünü bilmezdim. Babam bir kont ve fazla minik olmayan bir köyün yönetiminden sorumlu. Nedenini hiç bilmezdim, benim köye inmeme izin vermezdi. Ben gizlice köye inip oradaki çocuklarla arkadaşlık kurmak istiyordum ama beni fark ettiler ve beni öldürmeye çalıştılar. Benim hayatımı kurtaran o zamanın Rüyalar Koruyucusu Sevgi Perisi idi. Haksız yere ne kadar acı çektiğimi asla anlamazsın.






Rüyalar Koruyucusu 2.KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin