13.Bölüm (Kanlı Ay)

11 0 1
                                    

Şeker Yıldızı tam gaz ilerliyordu ve varmak üzereydi. Bir piano sesi duyuluyordu ancak bu melodi biraz daha korkunçtu. Kulenin iyice tepesine çıkmıştı. Burası son kat olmalıydı. Piano sesleri daha da yükselmişti. Bu kapının ardında iki dünyanın sonunu getirmeyi isteyen yaratık duruyordu. Karanlığın Uyanışı'nı  isteyen deli bir yaratık. Şeker Yıldızı kapıyı büyü ile açıp koridörde ilerlemesi ile kocaman bir salona gelmişti. Salonun hemen sonunda kocaman bir org vardı. Gölge Adam oradaydı.

-Gölge Adam, yolun sonuna geldik! Ben Rüyalar Koruyucusu Şeker Yıldızı, seni tutukluyorum!

Bu cümlesi ile âdeta bir polis gibi konuşmuştu. Gölge Adam bu cümleyi duyup aniden piano tuşlarına basında kulak tırmalayan bir ses çıkıp yankı yapar. Gölge Adam büyük bir kibirle önüne dönüp Şeker Yıldızı'na bakıyordu.

-Beni mi tutuklayıp Kristal Hapishanesi'ne götüreceksin Sevgi Perisi? 1558 yılından bu yana çok şey değişti. Kraliçe Karagül bana yardım etti ve kule oluştu. Kara büyüleri ateşlemem ile kanlı ay çıkacak ve iki dünya da karanlığa gömülecek. Ben de iki dünyanın kralı ben olacağım, AHAHHAHAHAHA!!!

-O kadar emin olma, Gölge Adam. Bende Sevgi Perisi'nin testisinin gücü, yeni bir sihirli değnek ve daha da önemlisi arkadaşlarım var.

-Bunları mı diyorsun?

Elini şıklatması ile odada aynalar berilir. Onları oraya hapsetmişti ve Şeker Yıldızı'nın cesaretli yüzü bir anda ağlamaklı olmuştu. Bu nasıl olabilirdi?

-Olamaz, olamaz. Bu nasıl olabilir?

-Şaşırdın değil mi? Ben daha önce savaştığın o Prens Alkar gibi beceriksiz ve ezik değilim. Senden intikamımı alıyorum, 1558'de bana yaptıklarını ödüyorsun.

Şeker Yıldızı'nın gözlerinden yaşlar gelmeye başlıyordu. Birlikte güzel vakit geçirdikleri arkadaşları Gölge Adam'ın elindeydi. Gölge Adam o sırada Şeker Yıldızı'na bakıp gülerken suratındaki gülümseme daha da korkunç bir hâl almıştı.

-Hahahaha! Ayrıca çok değer verdiğin birini de unutmamak lazım.

Şeker Yıldızı'nın önünde Prens Ayas berilir. Yara bere içindeydi ve dudağından kan akıyordu. Şeker Yıldızı bunu görünce Ayas'ın yanına koşar.

-AYAAS!

Prens Ayas zar zor da olsa konuşabiliyordu. Şeker Yıldızı onun ağır yaralanmaması için dua etmişti. Prrns Alkar'ın daha önce yaptığı büyüden olmasındı ama hayır. Fiziksel bir yara, kesik yoktu.

-Açelya, ben seni korumak-istiyor-dum.

-Ayas, merak etme iyi olacaksın.

Gölge Adam bu olanları büyük bir keyifle izliyordu ve en sonunda korkunç bir gülümseme ile kahkaha atar:

-Hahahahaha! Onun işi bitti Sevgi Perisi'nin varisi. Ben kazandım, senin arkadaşlarını, arkadaştan daha da öte sevdiğin biri ölümün eşiğinde. Şimdi beni nasıl yeniceksin?

Gölge Adam oradaki pencereden bakar. Güneş bütün parlaklığını kaybetmişti ve kıpkırmızı ve kocaman bir hilal vardı.

-Kanlı ay, sonunda!

Kulenin tavanı aniden yok olur. Gölge Adam havada uçarken vücudu simsiyah ışıklar ile kaplıydı. Şeker Yıldızı büyük bir korkuyla etrafına bakınır. Gökyüzü kızıla dönmüştü ve o güzel güneşten iz yoktu. Her şey yakında karanlığa gömülecekti. Rüyalar alemi artık Kâbuslar Diyarı olarak anılacak ve gerçek hayat da karanlık ve umutsuzluğa düşecekti. İşte buydu bu, Karanlığın Uyanışı! (Manzaranın nasıl göründüğü yukarıdaki fotoğrafta)

Rüyalar Koruyucusu 2.KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin