Okulda İlk Gün

556 25 7
                                    

Merhaba , yeni hikayem.Umarım güzel bir hikaye olur. İyi okumalar ♥

Okuldan nefret ediyorum. Her şeyinden. Özellikle öğretmenlerinden. Hatta , geçen yıl arkadaşlarım tutmasaydı sözlü notuma 10 veren öğretmeni öldüresiye dövmek için öğretmenler odasına dalacaktım. Durum o kadar vahim.

Ben Eylül. Eylül Gürsoy. Anne ve babam geçen yıl bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Bende geçen yıldan beri yurtta kalıyorum.

Etrafımdaki insanlara karşı hep bir mesafe koymuşumdur. Bu hala devam ediyor. Hayatımda kimseye güvenmiyordum , kimseye bağlanamıyordum. Buna sevgilimde dahil. Gerçi sevgili demek güç ister. Çünkü aramızda hiçbir sevgi belirtisi yok. Uzun sürmez zaten ilişkimiz. Aslında oldukça yakışıklı birisiydi. Erkek avcılarının deyimiyle de taş... Ama beni ilgilendirmiyordu.

Salaş gri ve uzun bir t-shirt ve siyah bir taytı üzerime geçirdikten sonra siyah vanslarımı da ayağıma geçirdim ve çantamı hazırladım. Yurdun girişinde beni arabasıyla bekleyen sevgilim (!) Cem'i görünce yapmacık bir şekilde gülümsedim ve arabasına bindim. Yol boyunca konuşmamıştık. Ciddi anlamda buna son vermemiz gerekiyordu. Şimdilik tartışmak istemediğim için sesimi çıkarmadım ve gözlerimi yola odakladım. Cem'e teşekkür ederek arabadan indim ve alışveriş merkezine doğru ilerledim. Girişte yere düşmüş birini gördüğümde içimdeki gülme hissini bir kenara atıp hızlı adımlarla yanına gittim ve kaldırdım. Teşekkür etti ve birlikte bir yere oturduk. O da yurttanmış. Yani yeni gelmiş. Adı da Miraymış. Çok saf bir hali vardı. Ama içinden adrenalin kopuyordu. Çok fazla hareketliydi. Bu kızın yanında durmalıydım. Yurttaki sürtüklere yem olmaması için. Biraz daha konuştuktan sonra kuzenim Mert hızlı adımlarla yanımıza gelip selam verdi ve yanıma oturdu. Miray , Mert'i gördüğünde resmen bağırıp çağırmıştı. Aralarındaki tartışmadan anlaşıldığı kadar Mert yine egosunu meydana çıkarmıştı. O tam bir egoisttir ve ona tek karşı koyabilen ben varım. Bana asla böyle davranamazdı.

Miray gittikten sonra Mert'le konuşa konuşa okulun yolunu tuttuk. " Eylül , artık şu piçi bıraksan diyorum. Cidden çok saçma bir ilişkiniz var. Sen resmen onun önünde yakışıklı çocukları keserken ses çıkarmaması ve aynı şekilde onun çıtırlara bakıp senin ses çıkarmaman çok anormal."  diye uzun bir konuşma yaptığında tebessüm ettim. Bana abilik yapıyordu. "  Abilik rolü yapmadan önce şu egondan kurtulman gerekir. Hem sen fazla egoist değildin ama Miray varken kendini beğenmişlik modundaydın ?"  dediğimde yandan bakış atarak , " Ne yani ? O sakara özel bir şey olduğunu mu söylüyorsun ?"  dediğinde " Ben öyle bir şey demedim."  diyerek omuz silktim. Kendini hemen ele vermişti. Bu çatlak kızla aralarında ne olduğunu tam olarak anlayamamıştım gerçi.

Okulun bahçesine geldiğimizde direk her zamanki çardağımıza oturduk ve karşıdan gelen Cem'i selamladık. O sırada aklıma Miray ve onun yalnız kalmaması gerektiği geldi. " Ben Miray'a bakayım. Yalnız kalmamalı burada."  dediğimde Cem " Sen otur. Ben bakarım. Nasıl birisi ?"  dediğinde aslında 'Ben yavşarım sen burda kal. Çok mu güzel ?'  demişti. Yani içinden bunu düşündüğünü hissediyordum. Mirayı tarif ettiğimde Cem gözden kayboldu. Mert bana alaycı bakışlar attığında " Biliyorum , tam bir yavşak. Beni biliyosun üşengeçlikte bir numarayım. Ayrılmaya üşeniyorum resmen. Eğer bir numaraysamda hakkını vermem gerekir."  dediğimde Mert gülmeye başladı. " Ne kadar anormal bir kuzenim var benim."  dedi kendi kendine. Bende hafif gülümsediğimde Miray ve Cem buraya doğru geliyordu. Çardağa oturduklarında sohbet etmeye başladık. Miray , Mert'in sevgilisi olmadığını öğrendiğinde başta sevindiğini söylemiş , sonra da sinir olup 'beter olsun , ama çok daşşş'  gibi şeyler söylemişti. Ona şaşkınlıkla bakarken bize döndü ve bunları dışından söylediğini anladı. Mert kolundan tutarak bir yere götürdüğünde ne yapacağını merak etmedim değil. Mert bu belli mi olur ya öperdi ya da sinir krizi geçirip rezil edildiğini söylerdi. Garip çocuktur. Değişken ruh hali vardır. Ve kızların hayallerini süsleyen yürüyen bir egoisttir. Yan taraftan geçen yakışıklı çocukları arsızca süzdükten sonra aklıma gelen şeyle Cem'e dönüp. " Senden ayrılıyorum."  dedim. Ağzı şaşkınlıkla açıldı ama geri kapattı. " Git hayatını yaşa ya. Daha bir sürü kız var. Hem yakışıklısın , önemsizde olsa diğer kızlar için önemli olan kasların var , iyi de çocuksun."  dediğimde şaşkınlığını gizlemeden " S-sen bilirsin."  dedi. E şaşırdı tabi bir anda söyleyince. Ona gülümseyip çardaktan çıktım ve okulun ilk gününü ekmeye karar verdim. Bu okulda her ders dolu geçerdi. Çok sinir bozucu. Miray'ı bulduğumda yanına ilerledim ve benimle gelip gelmeyeceğini sorup , onun tahmin ettiği gibi derslerin boş geçmeyeceğini söyledim. Yine de bu okulda ilk günü olduğu için kalmak istediğini söyledi. Miray'ın kolundan tutup Mert'e doğru ilerledim. " Bugünlük Miray sana emanet. Sürtüklerden uzak tut onu."  deyip cevap vermesini beklemeden arkamı döndüm ve çantamı düzeltip hayatımda gördüğüm en sakin , huzur verici yerine gitmek için yol aldım. Sahile gidiyordum. Huzur veren dalga sesleri , cıvıldayan kuşlar ve insanlardan uzak bir yer. Beni mutlu eden tek yer orasıydı. Okul zaten sahile çok uzak değildi. O yüzden çabuk gelmiştim. Denizin karşısına oturup gözlerimi kapattım ve sahilin , denizin kokusunu burnuma çektim. Cidden , burada aralıksız bir yıl kalabilirdim. Sadece burada mutlu olabiliyordum. Ta ki buranın da keşfedildiğini anlayana kadar...

Bana laf atan iki gerizekalının karşısına geçtim ve sabırla bana doğru hamle yapmalarını bekledim. Ben Eylül Gürsoy'dum ve bu salaklar neye bulaştıklarının farkında değiller. Kendimi bir erkek olmadan çok daha iyi bir şekilde koruyabiliyordum. 5 yaşından 15 yaşına kadar tekvando eğitimi görmüştüm ve bunu böyle insanlarda kullanmıştım. Bir de geçen yılki olaydan sonra kendimi kaybetmiştim ve en ufak bir şeyde olay çıkartıp yurttaki sürtüklere kendimi göstermiştim. Yurtta bana kimse sataşamıyordu , cesaretleri yoktu çünkü. Bir keresinde öyle bir şey olduğunda kız yurttan ayrılmıştı. O derece yani. Fazla hırçındım ama umrumda değildi. Hadi ama ben hâlâ ne düşünüyorum ? Karşımdakilerden birinin bacağının arasına tekme savurduğumda acıyla inledi ve diğerininde karnına tekme attığımda yere yığıldı. Sinirle sahilin en keşfedilmemiş yerine doğru ilerledim ve büyük bir kayanın üzerine oturdum.

Ben buydum. Diğer kızlara benzemezdim. Bir yıl içinde hayatım çok değişmişti. Ben farklıydım. Her şeyden , herkesten...

Değişen HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin