Özür

89 7 0
                                    

Merhabalar ! Biraz geciktirmiş olabilirim , ama dolu dolu bir bölümle karşınızdayım. Umarım bölümü seversiniz.

(Multimedia - Eylülün salıncağı ve Berk'in giydikleri.)

(Playlist yerine Eylül&Berk için bir video var.)

                            ☆★☆★

Yeşil ağaçlar , sisli dağlar ve uçurumun önündeki salıncağım. Beni rahatlatan tek yer , tek şey burasıydı. Huzurlu oluyordum burada. Hiç olmadığım kadar... Her sıkıldığımda , kendimi kötü hissettiğimde beni burası rahatlatırdı.

Salıncağı hareketlendirerek hızlandırmaya başladım ve gözlerimi kapattım. Bende kendimi böyle mutlu ediyordum. Salıncağın hızlanmasıyla uçurumun üzerinde ileri geri gitmeye başladım. İçimi gıdıklandırıyordu. Buradan hiç korkmazdım , küçüklükten beri yazı bu salıncakta geçirirdim. Heyecan veriyordu bana.

" Eylül ?"  Gelen sesin sahibine baktığımda karşımda Berk duruyordu. Bu piç tam bir baş belasıydı. " Düşeceksin şimdi."  dediğinde alayla güldüm. " Küçük bir çocukken bile buradan sağ çıktıysam şimdi düşecek halim yok."  dedim ve salıncağı durdurarak eve yöneldim. Kolumu tutup önüme geçtiğinde " Eylül ben...cidden pişmanım. Sen öyle biri değilsin. Hepsi benim hatam. Üzgünüm."  dedi diğer eliyle ensesini kaşırken. " Evet hepsi senin hatan. Şimdi git."  dedim ve kolumu kurtararak eve doğru adımladım. Ofladığını duyduğumda görmese de gözlerimi devirdim. Bu çocuk neyin kafasında ? Beni takip edecek kadar yüzsüz olmak zorunda mıydı ? Gerizekalı şey. Eve girip kendimi koltuğa attım ve televizyonu açtım. Kanallarda gezindikten sonra izleyecek bir şey bulamayınca televizyonu kapatarak arka bahçeye ilerledim. Etrafı izlerken kapı çaldı. Kapıya hızla ilerledim ve açtım.

Bu çocuk beni kesinlikle sinir hastası edecek.

" Sen ne kadar yüzsüzsün ya ? Defol git diyorum sana !"  diye tısladığımda sırıtarak " Gidemem."  dedi. Kaşlarımı şaşkınca yukarı kaldırdığımda " Gidemem. Çünkü arabama bir şey oldu."  dedi. Kapıdan dışarı çıkıp arabaya doğru ilerledim ve arabaya bindim. Dediği gibi çalışmıyordu. Sana demiştim , bakışları atıp sırıttığında arabanın önünü açtım. Hiçbir şey anlamasamda bilinçli bir şekilde kopartıldığını düşündüren bir kablo vardı. Ona alayla baktığımda omuz silkti ve eve doğru ilerledi. " Bir insan bu kadar mı beyinsiz olur ?"  diye mırıldanarak eve ilerledim.

" Tamirci çağıracağız ve buradan gideceksin anladın mı ?"  dediğimde. " Anladım."  dedi sakince. İtiraz etmedi , hayret. " Ama bir sorun var. Telefon çekmiyor."  dediğinde sakinliğinin sebebini anlamam zor olmamıştı.

" Bir şey itiraf edeyim mi ?" 

"  Piç olduğumu mu söyleyeceksin ?"

" Hayır , iltifat bile denebilir."

" Sabırsızlıkla bekliyorum."

" Planlı , akıllı bir piçsin."

Söylediklerim onda hayal kırıklığı uyandırdığında resmen renk değiştirdi. Dudaklarımı birbirine kenetleyerek gülme isteğimi bastırdım.

" Kimse bana bu kadar hakaret etmemişti biliyor musun ?"

" Kimseden kastın diğer kızlar sanırım. Ben onlardan değilim egoist çocuk."  deyip onu geride bıraktım ve bahçedeki büyük , daire şeklindeki salıncağa uzandım. Ellerini cebine sokup ağır adımlarla havuzun kenarındaki puflardan birine oturdu. " Bunu öğrenmem pekte zor olmadı."  dedi ve yerinde yayılarak gözlerini bana dikti. Bir şeyi hatırlamış gibi " Ha , bu arada bende sana ait bir şey var."  dedi ve elini cebine soktu. Yerimden doğrularak cebinden çıkarttığı kolyeme baktım. Salıncaktan inip aramızdaki kısa mesafeyi kapattım ve elinden almaya çalıştım. " Ver şunu."  diyerek yukarıda tuttuğu eline yetişmeye çalıştım. " Ciddiyim , ver şu kolyeyi."  derken hâlâ elinden almaya çalışıyordum. Elini arkaya çektiğinde yetişmek için üzerine gittim ve dengesini kaybettiği için , bir de benide yanına çektiği için ikimizde havuza düştük. Daha fazla derine inmeden su yüzüne çıktım ve benimle aynı halde olan Berk'e baktım. Elimi sinirle suya vurdum ve hızımı alamayıp göğsüne yumruklarımı geçirdim. Saçı yüzüne yapışmıştı ve beni sinir ettiği için kahkaha atıyordu. " Gerizekalı ! Mutlu musun şimdi ? Tam bir ahmaksın ! Vermezsen verme kolyeyi de ! Defolda diyemiyorumki , gidemiyosun bir yere ! Sadece benden uzak dur !"  diye kükrediğimde dudağını büzdü. Merdivenlere doğru yüzdüm ve havuzdan çıktım. Berk'i aradığımda suyun altındaki karartı dikkatimi çekti. Blöf yapıyordu salak. " Çık şuradan Berk."  diye seslendim ama bir şey değişmedi. Bir daha seslendim ama yine yoktu. " Saçmalama ve çık şuradan."  diye yeniden seslendim ama yine tepki vermedi. " Eğer rol yapıyorsan seni mahvederim."  diyerek havuza daldım. Ne yaptığını anlamamıştım ama boğuluyor gibi bir hali de yoktu. Kolundan tutup yukarıya çektim ve ona baktım. " Ne halt yiyorsun ?"  dediğimde elindeki kolyeyi gösterdi.

" Dibe batmış ve takılmış. Onu çıkarmakla meşguldüm. Niye atladın havuza ?"

" Bir an hareket etmeyince bir şey oldu sandım."

" Atarlı beni mi düşünmüş ?"

" Hemen egonu devreye sokma. Endişe etmem normal bir şey."

Gülümseyerek elindeki kolyeyi bana uzattı. Elinden aldım ve merdivene doğru yüzmeye başladım. Havuzdan çıktığımızda üzerine baktım. " Sen böyle mi kalacaksın şimdi ?"  diyerek üzerini gösterdim. " Arabamda yedek kıyafetlerim var. Alsam iyi olur."  deyip arabayı eliyle gösterdi ve giderek bir çanta çıkardı. İçinden gri bir eşofman ve gri bir kapşonlu alarak yanıma geldi. Eve girdiğimizde ona yedek odalardan birini gösterdim ve kendi odama gittim. Islak kıyafetlerimden kurtulup üzerime bol bir tişört ve pijama altı giydim. Saçımı da yandan ördüm ve odamdan çıktım. Üzerinde tişörtü yoktu ama gri kapşonlusu vardı. Bahçe kapısına omzunu yaslamış , dışarıyı seyrediyordu. Hareket ederek kapıya doğru ilerledim ve yanından geçerek bahçeye çıktım. Ağır adımlarla uçurumun önüne ilerledim ve yere oturdum. Yanıma gelip oturduğunu hissettiğimde yandan ona baktım ve geri önüme döndüm. " Bu kadar soğuk davranmanın kötü bir sebebi var mı ? Yani hayatı bu kadar umursamayacak kadar , bir sebebi var mı ?"  dediğinde ona döndüm.

" Anlatmak istediğimi sanmıyorum."

" Dinleyebilirim."

" Hayır anlatmayacağım."

" Sandığın gibi bir piç değilim. Dinleyebilirim."

" Geçen sene ailemi kaybettim tamam mı ?! Hayatımı kaybettim ben. Uzun bir süre o güzel hayatıma geri dönemeyeceğim. Anlattım işte. Oldu mu ? Şimdi sende bana acıdığını söyleyeceksin ama ihtiyacım yok buna. Acınmak kadar aşşağılayıcı bir şey yok çünkü bu hayatta benim için."  Nefes nefese kalmıştım. Hem hızlı anlatmış , hem de kendi kendime sinirlerimi bozmuştum.

" Sana acımıyorum. Sen...hayatının en kötü kaybını yaşamışsın ama , karşımda güçlü bir kız görüyorum. Emin ol bana , asla ama asla sana acımam. Acınacak biri değilsin."  deyip gülümsediğinde , bende tebessüm etmiştim. Şaşırmıştım doğrusu. Bir andan da başımın belasının beni anlayabilmesine sevinmiştim. Önüme dönüp etrafı izlemeye devam ederken hafif bir şekilde hava esmeye başladı. Ellerimi kollarıma sürttüğümde Berk fark etmiş olacakki üzerindeki kapşonluyu çıkartarak sırtıma yerleştirdi. Şu an üzerinde hiçbir şey yoktu. Harika. " G-gerek yok , içeride hırkam var."  deyip ayaklanacağım sırada kolumdan tutup engelledi. " Üşengeç olduğunu söylemiştin. Hem üşümüyorum ben."  dedi. Gülümseyerek eski konumuma döndüm. " Ben...gerçekten çok özür dilerim Eylül. Kendimi tutamadım , ama senin bir sürtük olmadığını biliyorum. Benim hatam , çok özür dilerim."  dediğinde sesindeki pişmanlığı fark edebiliyordum. Omzumun üzerinden ona bakıp " Tamam , ne yaptığının farkındaysan sorun yok."  dedim. Gülümseyerek " Demekki atarlı affedebiliyormuş. Teşekkürler."  dediğinde bende istemsizce gülümsedim.

" Uyusam iyi olacak."  deyip ayağa kalktım. " Şey...ben istersen arabama uyuyabilirim."  dediğinde " Arabada mı ? O kadarda vicdansız birisi değilim Berk. İçeri gel."  diyerek evi gösterdim. İçeri girdiğimizde ona odamın karşısındaki diğer odayı göstererek kendi odama ilerledim. " İyi geceler."  diye seslendiğinde " İyi geceler."  diye karşılık verip odama geçtim. Hiçbir şeyi düşünmeden gözlerimi kapatarak uykuya daldım. Düşünülmesi gereken çok şey olsa bile.

Değişen HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin