BÖLÜM:2

105 12 1
                                    

Ben edebiyat dersini pek sevmediğim için birleştirdiğim kolların üzerine kafamı koydum ve uykunun derinliklerine süzüldüm birinin kulağıma amigo diye fısıldamasıyla kafamı kaldırdım. Uykulu gözlerimle etrafı tararken Caner'in kafam da dikildiğini fark ettim. Ona nee der gibi bir bakış attığımda kolumdan tutarak beni ayağa kaldırdı ve bende gözlerimi devirerek ;
"Şey! Ben isterseniz kolumu panoya asiym siz istediğiniz gibi halka açık bir alanda kullanın" dedim. Oda daha fazla dayanamayarak bir kahkaha patlattı. Hala ne olduğunu söylememişti.
"Davetiye falan bastırmam gerekiyor galiba ne olduğunu açıklamak için"
"Ah! Kusura bakma şey ders müzik ve sınıfta yalnız sen kaldın bende seni almaya geldim"
"Tamam hadi gidelim osman"
"Bir dakika Osman kim"
Ona artık ne kadar göz devirdiğimi hesaplamıyordum. Resmen bana Osman'ı sormuştu.
"Ah! Hiç YouTube kanalı falan izlemiyorsun sanırım Osman derken hadi gidelim o zaman anlamında yani bütün espirinin içine her seferinde etmeyi nasıl başarıyorsun" dedim ve koluna girerek sınıftan çıktım o bana bunu nasıl başardığını kendisininde bilmediğini anlatırken ben sadece ona boğanın kırmızıya baktığı gibi bakıyordum ikinci bir Gece'yi kaldırmazdı bünyem. Müzik sınıfına girdiğimizde sonunda susmuştu ben mikrofona yerleşirken Semih'in bateride olduğunu gördüm. Biz kendi çapımızda eğlenip söylerken yani vur patlasın çal oynasın yaparken birden elektrikler kesildi ve ben çığlık attım. Karanlık en nefret ettiğim şeydi. Gece benim yanıma gelince sakinleşmeye çalıştım sonra arkamdan birisinin bana sarılmasıyla çığlık atarak kaçmaya çalıştım ama bu hangi malsa kolları buna izin vermiyordu. Elektrikler geldi ve arkamdakinin Tuna olduğunu gördüm bu çocuk benden ne istiyordu acaba bunu daha sonra düşünecektim.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun utanmaz" dediğim anda Pınar kapıda bitti. Bunların onun başının altından çıktığını anlamalıydım. Sonra onun arkasından içeri Kutay girdi ben ağzım nerdeyse yırtılacak şekilde onlara bakarken herkesin gözü benim üzerimdeydi.
Tanıtayım" Doğa'nın eski sevgilisi Kutay olur kendisi."
"Kes artık sesini Pınar "
"Sen sus Gececik "
"Doğacım Kutay seni aldatmış bir kez de değil bir çok kez gurur sana hiç uğramadı galiba " dedi Pınar ama benim umrumda bile değildi. Geçmişimi herkesin önüne atmıştı ve utançtan nereye sineceğimi şaşırmıştım. Kutay bunu nasıl yapmıştı ona uyarak beni rezil etmeye gelmişti buraya. Ben tek kelime etmeden sınıftan çıkarak arka bahçeye gittim. Hıçkırıklarımı durduramıyordum beni Kutayla bir zamanlar zaafım olan çocukla aşağılamıştı. Asıl şimdi onu parçalamlıydım ama ben hala olanlara inanamıyordum. Caner yanıma gelerek bana sıkıca sarıldı. Bende daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım.
"Doğa geçmiş geçmişte kaldı sevmek ve affetmek gurursuzluk değildir aksine affetmek erdemliktir Pınar kendinde o gururu bulamadığı için seninkini ezmeye çalışıyor ama buna izin verme"
Kafamı kaldırarak ona baktım doğru söylüyordu bende ona gülümseyerek
"Az önce Erdem dedin ya o kim" diyerek kıkırdamaya başladım. Onun bana yaşattığı şeyi bende ona yaşatmasam olmazdı oda çaktırmadan" bizim erdemli bir kardeşimiz "dediği anda ikimizde gülmeye başladık. Sınıfa çıktığımızda Semih yoktu en son Pınar'a bağırdığını duymuştum hak etmişti çünkü. İki dakika sonra Semih sınıfa girdi ve yanıma gelerek iyi olup olmadığımı sordu. Bende gülümseyerek " iyiyim" dedim. Gülerek "bu kadar ağlamana deymezdi bence makyajın akmış" dedi. Bende güldüm çünkü makyajımın akmadığını biliyordum. "Aldatılan ilk insan değilsin" dedi bana dönerek ne yani şimdi odamı aldatılmıştı hah erkeklerin aldatıldığına pek aşina değildim.
"Ağzını kapat yoksa sinek girecek hatta bir sinek ordusu " dedi.
"Sende mi aldatıldın yani? Seni kim aldattı peki? Kız bu okuldan mı? Kiminle aldattı? Ve niye aldattı?"
"İstersen soruların için bir liste yap çünkü böylesi zor olsa gerek"
Yine çok konuşmuştum ve soru yağmuruna tutmuştum ağzımın fermuarını
çekmiş gibi yaparak sustum o da anlatmaya başladı.
"Beni aldatan kişi Pınar, aldattığı kişi Tuna, aldatma sebebi bi anlık boşluğuna gelmiş." Hepsi bu kadar dediği anda ağzımdan " ohaaa" lafı çıkınca eliyle çenemi ittirdi bu kadarı bana fazla gelmişti. Demek o yüzden Tuna'dan nefret ediyorlardı. Pınar'ın Semih'in peşinden koşmasını ve Semih'in ona neden yüz vermediğini şimdi anlıyordum taşlar yerine oturmuştu. Ben hiç bir şey demeden Pınar içeri girdi ve beni kolumdan tutarak ayağı kaldırdı. Ben sinirliyken bu hareketlerde bulunmasını tavsiye etmezdim. Ona dönerek" bak şimdi sana insan ol diyeceğim ama seni zor durumda bırakmak da istemiyorum" dedim ve tam sınıftan çıkacakken
"Benle uğraşmasan iyi olur küçük Titan"dediğinde saçına yapışmamak için kendimi zor tuttum ve bende ona cevaben;
"Bana akıl verirken kalanı sana yetmeyecekse, benim için risk almanı istemem" dedim ve herkes kahkaha atarken omzuna çarpmayı ihmal etmeden sınıftan çıktım ve Gece'de arkamdan benimle geliyordu.
"Kankii fena kapak ettin yine 2-0 öndesin yürü be kim tutar seni"dediği anda artık ona gözlerimi devirmekten yorulmuştum ama onun bu tatlılığına gülmeden edemedim. Sonra biraz hava almak için bahçeye çıktık ve Kutay'ın karşıdan bize doğru geldiğini gördüm. O ne yüzle buraya geliyordu. Karşımda durdu ve
"Doğa lütfen beni bir kez dinle özür dikerim beni affet" dediği anda suratına tokadı patlatma isteğiyle doldum. Şimdide gelmiş benden özür diliyordu benim onu sevip her hatasında affetmem onun için komediydi. Ben gururumu hiçe sayıp kalbimi ve sevgimi ona verdiğimde hiç umursamadan ezip parçalamıştı. Bide bunu bütün okulun gözü önünde yapmıştı şimdide gelmiş benden ahh! Hayır benden özür mü diliyordu? Resmen piçin tekiydi. Onu asla affetmeyecektim ne olursa olsun. O benim sevgimi zengin bir kıza satarak beni rezil etmişti şimdide böyle karşımda dikilemezdi.
"Seni asla affetmeyeceğim eskiden ben sana inandığım için bir gün kaybederim ama sen bu karektersizliğinle bir ömür kaybedersin şimdi bir daha karşıma çıkma ve defol git" dedim arkasını dönerek gitmesini bekledim. Biraz toparlandıktan sonra Gece ile birlikte sınıfa çıktık. Sınıfa girdiğimizde Pınar yoktu. Semih'in sözleri hala kafamın içindeydi oda aldatılmıştı belkide o yüzden kızlara biraz soğuktu. Düşüncelerimi dağıtan şey bir tane kızın sınıfa dalarak "koşun bahçede Tuna ve bir çocuk birbirine girdi" demesi oldu hepimiz sınıftan fırlayarak çıktık. Bahçeye geldiğimizde karşılaştığım manzaradan dolayı daha fazla dayanamayarak bayılacaktım artık. Kendimi toparlayarak yanlarına gidip onları ayırmaya çalıştım ama başarısız oldum. Sonra Semih ve Caner gelerek ikisini ayırmayı başarmıştı. Onlara minnet duyarken bulunduğum ortama geri dönerek "siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz" diye bağırdım sonrasında Tuna'nın Kutay'a dönerek;
"Bir daha bu kızın yakınına bile yaklaştığını görürsem seni mahvederim şimdi bas git pezevenk" dediğini duydum Tuna'nın sesi beni bile korkutmuştu ama yüksekliğinden değil tonundaki tehlıkeden dolayı.
"Daha sonra hesaplaşacağız Tuna"diyerek çekip gitmişti Kutay. Tuna benim kolarıma yapışarak " Bir daha o çocuğa yaklaşma" dedi . Tehdit edercesine o kim oluyordu ki hem benim kolumdan ne istiyorlardı buna daha sonra kafa yoracaktım Semih Tuna'ya hiçte tekin olmayan bir sesle "o ellerini Doğadan çekmezsen bir daha işlev göremeyecek hale gelmesinden korkuyorum" dedi. Tuna ellerini kollarımdan çekmişti nihayet. Pınar yanımıza yaklaşarak "Şunun gibi bir kız için kavga ettiğinize inanamıyorum bunun farkında mısınız?" Ben daha cevap veremeden Caner;
"Ne o Pınar yoksa senin için kavga etmelerini mi isterdin? "dedi. Ben ona aldın mı cevabını bakışları atarken o bana fısıltıyla "daha sonra görüşeceğiz küçük Titan "diyerek yanımdan füze gibi geçti ben de arkasından "pöhh görüşecekmişiz bari randevu verde ona göre sinirleneyim nasıl olsa senin üstünde atacağım"dediğim anda bütün grup ve ben hep beraber kahkaha atmaya başladık. Sonunda hepimizin keyfi yerine gelmişti. Ders bitti ve hepimiz kendimizi okuldan dışarı attık yolda yürürken bir anda durdum ve arkama baktım. Nedense biri tarafından izlendiğimi hissediyordum. Gece omzumu dürterek bana meraklı gözlerle " noldu?"diye sordu bende ona
"Tuhaf ama sanki biri bizi izliyor "dedim galiba biraz paranoyak olmuştum. Önümüze dönerek yolumuza devam ettik eve gelir gelmez bilgisayarımı alarak yatağa girdim bir sürü bildirim vardı ama bir çoğunu umursamadım. Tam yatacağım sırada bahçeden bir ses geldiğini duydum ve pencereme doğru yöneldim açıkçası biraz tırsmıştım. Aşağıya baktığımda görünürde hiç bir şey yoktu zaten görünürde de bir şey olmazdı. Tekrardan yatağıma yöneldim ve uyumaya karar verdim bugün yaşadıklarımdan dolayı olmalıydı bütün bunları kendim kuruyordum sadece. Arkamı dönüp gözlerimi kapatmıştım ki arkmada bir nefes hissettim hemen ayağı fırladım ve kim olduğunu görmek için ışıkları yaktım karşımdaki manzarayı görünce gözlerim pörtledi resmen Tuna yatağıma uzanmış kafasını elinin üstüne koymuş çarpık bir gülümsemeyle beni izliyordu. Tam çığlığı basacaktım ki hızla yanıma gelip elini ağzıma kapattı. Elini çeker çekmez onu ittirerek;
"Sen ne hakla benim evime girersin ama beni takip ettiğini çok iyi biliyordum. Çocuk seni mahvederim defol git evimden mahkemeye veririm babam zaten en iyi avukatlardan asla kurtulamazsın." Diye carladım hala gülüyordu hayır hiç mi utanma yoktu bu ihtimal fazlasıyla yüksekti. Elime telefonumu aldığım anda oda elimden çekip aldı.
"Mal mısın? Yoksa bunun için ayrı bir çaba göstermen mi gerekiyor? " dedim. Oda çok normalmiş gibi kahkaha attı. Allah'ım beni şuan neyle sınıyorsun. Çin işkencesi görüyorum resmen yaaa!
"Sadece sana bişey söylemek için geldim sakin ol ve beni bir dinle"
"Hah! Sen hakkaten malsın gecenin bir yarısı odamdasın ve benden sakin olmamı mı bekliyorsun Nah!"
"Aaaa! Hiç yakışmıyor Doğa sana bunlar" dedi hala gülüyordu "Dawn sendromlu musun nesin bi siktir git yaa!"
"Her kız benim odasına girmemi isterken sen bir de küfür ediyorsun"
"Dua et ağzına etmiyorum isteyen kızların odasında görüşmemek üzere hadi yallah"
"Bi dinle "
"Dinliyorum hadi 5 saniyen var...1, 2, 3, 4, 5 doldu hadi çık"
Kahkaha attı ve bende sinir küpüne döndüm. Ne arsızdı bu çocuk böyle ya.
"Pınar varya ben eskiden onu seviyordum ama o beni hiç sevmedi sadece kullandı "
Lafını kestim ve "sadede gelsen artık"dedim ve oda dudağıma işaret parmağını bastırarak "sabret biraz annenin karnında 9 ay nasıl durdun sen" dedi. Ben annemin karnında dokuz değil sekiz ay kalmıştım bu merak ve acelem ondan olsa gerek ona tam cevabını verecekken tekrar konuşmaya başladı.
"Sen zaten Semihle olan olayı biliyorsundur"
Evet biliyordum Semih bugün anlatmıştı kafamı sallamakla yetindim.
"Bu zamana kadar da Pınar'ı sevdim tabi sen gelene kadar geldin ve benim dikkatimi çektin voleybolda Pınar'ı geçtin, onu sürekli laflarınla alt ediyorsun bugün yine beni kullanmaya kalktı ama ben izin vermedim elektrik kesildiğinde çok panik olduğunu fark ettim bende rahatlaman için gelip arkandan sarıldım. Sonra Pınar'ın yaptıklarını öğrenince Kutayla kavga ettim. Kimsenin seni incitecek bir şey yapmasına izin vermem o yüzden beni yanlış anlamanı istemedim" ne yani bu işte Tuna'nın bir parmağı yok muydu ben onuda plana dahil sanıyordum ama ne olursa olsun o bana sarılıp ,hesap sorup, odama giremezdi ondan sebepsiz yere gıcık alıyordum. Bıkkınlıkla gözlerimi devirdim " bittiyse git artık çünkü uyuyacağım" dedim oda kafasını sallayarak yüzüme yaklaştı ve "senden vazgeçmeyeceğim" dedi ve gitti ben ise hala olayın etkisindeydim. Niye benden vazgeçmeyecekti ki? Oflayarak yatağıma girdim. Sabah ilk defa kendim uyanmıştım zaten gecede doğru düzgün uyuyamamıştım gözlerimin altı şişti hep o bok suratlının yüzündendi. Saçımı topladım ve okul formamı giydim evden çıkmak için hazırdım. Annem evde yoktu bende direkt olarak kendimi dışarı attım okula geldiğimde Demir ve Caner yanıma gelerek
"Hayırdır amigo gece çok meşguldün herhalde gözlerin şişmiş" dediklerinde ikisine de birer şaplak indirerek gözlerimi devirdim. O mal yüzündendi her şey onlara döndüm ve her şeyi anlatmaya başladım" dün mal Tuna beni takip etmiş ve gece odama girmiş bir baktım yatağımdaydı işte Pınar'ı sevdiğini ama artık benim geldiğimi dünkü olayda hiç bir suçunun olmadığını bide benden vazgeçmeyeceğini söyledi" ikisi bana sanki bok yiyormuşum gibi bakarlarken bende onları kendine getirmek için " neee" diye carladım onlar kafalarını iki yana sallayarak "sana takmış " dediklerinde hala Ne demek istediklerini anlayamadım. Onlarda umutsuz vakaymışım gibi bana bakarak güldüler . Sonra Demir açıklama yaptı
"Yani senden hoşlanıyor artık "dediğinde kendimi oraya çivilenmiş gibi hissettim.
" Saçmalamayın "
İkiside koluma girerek ve bana her şeyi anlatarak sınıfa doğru ilerledik sınıfa girdiğimizde Pınar ve Semih öpüşüyordu daha doğrusu Pınar ahtapot misali yapışmıştı Semih karşılık vermiyordu bende boğazımı temizleyerek sınıfa girdim bunlarda cidden utanma yoktu. "Ağzının içinde taşı derken bunu kastetmemiştim diye "söylendim Demir ve Caner duymuştu sadece zaten hep onlar duyuyordu umursamadım ve yerime geçtim bugün Gece okula gelmemişti bende yalnız kalmıştım. Tuna sınıfa girerek benim yanıma oturdu ve kolunu omzuma attı. Şimdi kafasını ısırmama az kalmıştı. "Kolların galiba vücuduna ağır geliyor illa gel Doğa başka yerime montala diyorsun"
Dedim ve kolunun altından çıktım. Hala gülebiliyordu. Semih arkamdan
"Şansını fazla zorlama istersen Tuna ARAS "dediğinde Tun'a ayağı kalktı.
Yine nolucaktı.
Tuna gözlerini Semih'e dikerek
"Semih beni zorlama"
"Zorlarsam naparsın lan"
Hoca sınıfa girdi ve Tuna sınıftan çıktı içimden hocaya minnet mesajları atarken Semih'in bakışlarını üzerimde hissetim arkamı dönerek ona baktım gözlerini hala çekmemişti. Ama ben rahatsız olduğum için hemen önüme döndüm. Sonra hafta sonu olacak olan geziyi düşündüm assında kamp gibi bir şeydi okul düzenliyordu. Burak beni dürterek " hafta sonu kampa gelecek misin? Diye sordu bende hevesle "evet"dedim Semih'in yüzünü bir gülümseme kapladı ona "noldu" diye sordum oda "hiç sadece çok küçük şeylerle mutlu olman hoşuma gitti"dedi bende niyeyse kızardığımı hissetim ve önüme döndüm. Bugün cumaydı zaten. Ders erken bittiği için hep birlikte kahve içmeye gittik Cafeye geldiğimizde siparişlerimizi verdik. Caner bana dönerek ;
" Tuna senin evine nasıl girmiş" diye sorduğunda herkes öğrenmiş oldu
" penceremden girmiş tarzan kılıklı" dediğimde herkes güldü. Semih bana bakarak
"Caner senin odana mı girdi" dedi. Bu çocuğa illa her şeyi tekrarlamak gerekiyordu hastaneyi baştan aşağı arşınlasa yeriydi. Ona bakarak
"Evet " dedim. İçinden bir küfür mırıldandı bende hiç bir şey demedim. Bu kezde
"Evini nerden öğrenmiş" diye sordu. İçimden FBI ajanıymış demek geldi ama düzgünce
"Beni takip etmiş" dedim oda aynı anda
"Şerefsiz" demişti haklıydı hatta daha fazlasıydı. Masadaki herkes küçüklük anılarını anlatırken gülmekten yarılmak üzereydim en komiği Semih' indi. "Ben küçükken kafamı hep balkon demirlerine sokarmışım bir gün Burak pezevenginin evlerine gitmişiz orda kafamı demire sokmaya çalışmışım girmemiş sonra bir güçle yitmişim girmiş 20 dk boyunca kendimi kurtarmaya çalışmışım olmayınca ağlamaya başlamışım annemgili çağırmışım 1 saat uğraşmışlar zeytinyağıyla çıkarmışlar tabi kulaklarım yanıyor kıpkırmızı olmuş zaten." Semih anlatmayı bitirince zilyonuncu kez kahkaha attım Burak hemen araya atlayarak;
"Abicim sende de katır gücü varmış mübarek o demire kafanı nasıl soktuysan"
Bende araya girerek
" o yüzden her şeyi bin kez tekrarlıyoruz küçülmüş olsa gerek "dedim oda hiç zaman kaybetmeden
"Seninle eşitlenmeye çalışıyorum işte ne yapacaksın" dediği anda herkes gülmeye başladı anlaşılan soğuk nevalede laf soka biliyordu.
"Ben senin yanında belli etmeye ihtiyaç duymadığım için eşitlenecek bir durum yok zorlama kendini"diyerek yapıştırdım. Çocuklar skor belirleyerek Doğa 2-1 önde diye bağırıp alkışladıklarında hep beraber güldük Semih açılmaya başlamıştı. İkimizde birbirimize bakarken Caner elini şaklattı "bölüyorum büyüyü ama hadi kalkalım "dedi bende ona bir tane şaplatarak " kes çeneni " dedim oda gülerek karşılık verdi hep birlikte çıktık ve evlere dağıldık. Eve gittiğimde bilgisayarımı elime aldım ve okul sitesinde direkt olarak haberimi gördüm. Gözlerim artık kesin yuvalarından çıkmıştı. Haber başlığı aynen şöyleydi Tuna Arasın gizli aşkı kim! Altındada
"Doğa Dinçer " yazıyordu ben sinirden ağlamak üzereydim aşağılara indiğimde bir fotoğraf gözlerimin önüne serildi spor salonunda duvara yaslanmış ahh! Beni duvara yaslamıştı ve dudaklarıma yaklaşmıştı resmen başka bir pozisyonda gözüküyordu. Gözyaşlarımı daha fazla tutamadım ve telefonu elime alarak gruba mesaj yazdım;
Gönderilen: Grup
"Hemen okul sitesine bakın" dedim ve fotoğrafı gönderdim. Mesajlar yağmaya başladı.
Gönderen :Grup
Caner:şerefsiz yarın kampta yapacağımı biliyorum ben
Semih:Bu çocuk illa gel beni sik diyor lan bir de o günün fotoğrafını çektirmiş.
Burak:Abi bu rahat durmayacak pezevenk dersini versek iyi olacak
Yazacak halim yoktu ses kaydı attım"amaçları ne zaten beni okula yeteri kadar rezil ettiler ben ne yaptım onlara"
Caner: siktir
Semih: siktir! Ağlıyor musun sen ? Hemen hallediyorum.
İnternet sitesine tekrar girdiğimde haber yoktu sonra tekrar mesaj geldi.
Semih: haberi kaldırttım yarın bunu kimin yaptığını öğreneceğiz sen merak etme
Caner: aynen kardeşim haklı amigo şimdi ağlamayı bırak ve bize güzel espirilerinden yap
Semih: tamam anlaşılan mesele halloldu ben yatıyorum o espirilere maruz kalamam kendimi klozette bulmaya niyetim yok daha çok gencim
Gönderilen: Grup
"Haha gençmiş aydınlattığın için sağol biz seni bir ayağın çukurda sanırdık cahıllığıma ver" dedim alayla karışık bir şekilde artık daha iyi hissediyordum onlar sayesinde olmuştu. Ve gönül rahatlığıyla yorganımın altına girebilirdim.
Sabah telefon sesiyle yorganımı tepikleyerek kalktım Gece arıyordu doğru ya bugün kamp vardı telefonu cevapladım ve kulağımı Gece'nin o heyecanlı sesi doldurdu.
"Kankii! Hadi hazırlan bende evden çıktım size geliyorum."
"Tamam kanka " diyerek telefonumu kapattım assında bende birazcık heyecanlıydım sonuçta.
Üstüme kot şortumu ve tişörtümü geçirdim. Tam saçımı at kuyruğu yapmıştım ki zil çaldı çok geçmedende odamın kapısı açıldı Gece sevinçten ne yapacağını şaşırmış bir halde zıplıyordu. Çantalarımızıda alarak hole doğru ilerledik annemi yanağından öperek tam çıkmak üzereydik ki annem beni durdurarak
"Bekle küçük hanım sakın! Orda hocalarından ayrılma ve bir vukuata karışma " diye beni uyarıyordu gözlerimi devirdim ve
"Anniş duyanda beni çocuk sanır istersen tasma takayım yada belime teneke bağlayayım bir sorun olursa zorluk çekmezler "annem sanki ben ciddiymişim gibi" aferin kız bazen kafan çalışıyor " dedi. Bende ona he he der gibi baktım ve kapıdan çıktık aşağıya indiğimizde kapının önünde 3 tane araba vardı sonradan fark ettim ki bizim çocuklardı. Demir'in arabasına Gece geçti Burak'ın arabasında Pelin olduğunu gördüğüm için Caner'in arabasına bindim önde Semih oturuyordu belliki Pınar o arabaya geçtiği için Semih buradaydı. İkisinede gülümseyerek koltuğa iyice yerleştim Caner o kadar çok espiri yapmıştı ki bir an organlarımın ve beynimin iflas edeceğini sandım. Neyseki bir şey olmadan gelebilmiştik. Arabadan indiğimde Pınar'ın sinsi bakışlarıyla karşılaştım ama kafamı öbür tarafıma çevirdim bu seferde Tuna ile karşılaşmıştım. Bu sefer umursamadan edemedim çünkü dünkü olay hala aklımdaydı onun yanına bir hışımla giderek tokadı suratına patlattım herkes bize bakıyordu ama ben umursamadım zaten rezil olacağım kadar olmuştum. Onu ittirerek "sen ne yaptığını zannediyorsun bizim fotoğrafımızı okulun sitesine ne hakla atarsın hemde benim haberim olmayan bir fotoğraf beni zorla duvara yaslayıp gizlice fotoğrafını nasıl çektirirsin açıklama yap" diyerek onu bir kez daha ittirdim ellerimi tutarak beni durdurmaya çalıştı.
"Ben yapmadım sana yemin ederim hiç birinden haberim yoktu "dedi beni tutarak sonra arkadan gelen bir ses dikkatimizi dağıttı hepimiz sesin geldiği yöne baktık
"Haberinin olmaması normal çünkü ben yaptım fotoğrafıda ben çektim ve siteye yükledim ama Semih geri kaldırttı" ne yani Semih bunu biliyordu ve bana söylemedimi tamam kaldırtmıştı ama boş yere Tuna'ya tokat atmama sebep olmuştu onada sinirlenmiştim ama önce Pınar'ı halletmem gerekiyordu Pınar'ın üstüne atladım ve saçından tutarak onu yere doğru çektim çığlık atarak tırnaklarını bana geçirdi ama umursamadım ve bir tanede tokat geçirdim. Semih beni çekmeye çalışırken Caner'de Pınar'ı tutuyordu
"Bırak beni " diye carladım ama Semih beni kucaklayarak arka tarafa götürdü beni bıraktığında onu ittirerek
"Sen ne hakla beni kucaklarsın sende en az onlar kadar pisliksin Pınar'ın yaptığını bile bile bana bunu söylemedin Tuna'ya olan hırsını beni kullanarak çıkardın sana inanamıyorum benden hepiniz uzak durun hepiniz!!! Diye bağırarak yanından uzaklaştım Caner yanıma gelerek beni sakinleştirmeye çalıştı. Bende biraz sakinleştim ateşin önünde otururken Caner bana bakarak
"Semih'e ağır konuşmadın mı ?" Diye sordu belki biraz öyle olmuştu ama o beni kandırmıştı. Caner'e dönerek
" o beni kandırdı Caner üstelik beni Tuna için kullandı bana söyleyebilirdi sonuçta Pınar'ın yaptığı şey terbiyesizlik ve Semih buna ortak oldu böyle bir şey beklemezdim"dedim
" Haklısın ama Semih o fotoğrafları senin için kaldırttı böyle bişey yapacağını tahmin etmediği için senden sakladı sonuçta senin iyiliğin için"
" Haklısın galiba ben bütün sinirimi ondan çıkardım "haklıydı da ben ne yapmıştı o beni bu meseleden kurtarmıştı ben ise onu onlarla bir tutmuştum ahh! Tam bir aptaldım Allah kahretsin! Ayağı kalkarak Semih'i aramaya gittim. Caner onun göl kenarında olacağını söylemişti bende oraya doğru ilerledim ve onu tam da orada otururken buldum gitar çalıyordu vayy! Gitarda çalabiliyordu demek arkasını dönmeden " Pınar sana az önce defolup gitmeni söyledim " diye bağırdı ben ne diyeceğimi bilemedim ve kekeleyerek
"B-ben Doğa " dediğim anda telaşla ayağa kalktı ve " özür dilerim Pınar sanmıştım " dedi hala benden özür dilemesine şaşırıyordum ona onca dediğim şeyden sonra hemde.
Yanına gelerek oturmasını söyledim oda yanıma oturdu. Ne diyeceğimi bilmiyordum.
" Şey ben nerden başlayacağımı bilmiyorum ama onlara olan sinirimi senden çıkardım, söylediklerimde ciddi değildim, sen asla onlar gibi değilsin benim için o fotoğrafı kaldırdın ben sadece bana söylememene biraz kızdım özür dilerim lütfen beni affet " Bana dönerek yüzünde bir gülümsemeyle " affedilecek bir şey yok haklıydın söylemem lazımdı sorun değil " dedi bende gülümseyerek "o zaman barıştık "dedim. Oda gülümseyerek " hiç küsmemiştik ki" dedi sonra çocuklar ve Gece yanımıza gelip oturdular uyku vakti gelince hepimiz çadırlara geçmiştik. Biz çadırda Geceyle dedikodu yaparken bir şey oldu ve iki el ateş sesi duyuldu biz çığlık çığlığa dışarı çıkarken ağzım açık kaldı ve olduğum yere çivilendim Gece birden çığlık attı ben ne olduğunu anlamadan herkes Gece'nin başına toplanmıştı ne olduğunu yeni yeni idrak etmeye başladım Gece vurulmuştu kendi kendime tekrarlayınca gerçek tokat gibi yüzüme çarpmıştı. Hemen Gece'nin yanına diz çökerek çığlık atmaya başladım gözlerimden akan yaşı daha yeni hissetmiştim yerde cansız bir şekilde yatıyordu
"Gece kalk lütfen yalvarırım beni bırakamazsın bana bunu yapamazsın"
" Doğa ayağa kalk ambulansa geldi onu götürmelerine izin ver" biri beni çekiyordu ama kim olduğunu bilmiyordum çünkü kendimde değildim. Sonra Semih olduğunu gördüm ona tutunarak zar zor ayağa kalktım hepimiz arabalara atlayarak ambulansın peşinden gittik. Şükürler olsun ki şehir merkezinden uzakta değildik. Hastanenin önüne geldiğimizde arabadan fırladım Demir ambulansta Gece'nin yanına binmişti. Hepimiz beraber hastaneye girdik direkt müdahale odasına aldılar ben duvarda sürünerek yere yağılıp kaldığımda Caner koşarak yanıma geldi. Ben ağlamamak için kendimi zorluyordum ama durduramıyordum bir türlü Gece'nin annesini aramalıydım elime telefonu aldım ve numarasını çevirdim ilk çalışta açmıştı. Ne diyeceğimi bilemeyerek kekeledim;
"Ş-şey Melek teyze ben Doğa"
" Noldu kuzum söyle"
"Gece vuruldu "
"Sen ne diyorsun Doğa " dedi ve hat kesildi. Sonra telefon tekrar çaldı bu sefer arayan Kemal amcaydı cevapladım
"Hangi hastane kızım"
"Şehir hastahanesi "telefon yine kapandı sonra ben tekrar ağlamaya başladım kapı açıldı ve Gece müdahale odasından çıkarıldı hayır o asla böyle cansız durmazdı ki duramazdı çocukluğumuzdan beri bana hep onun kadar eğlenceli olmadığımı söylerdi bende eğlenceliydim ama onun kadar değildim şimdi ise orda sanki bir bebek gibi uyuyordu.
"Geceeee!" Diye bağırarak koştum " beni bırakma lütfen kalk hadi hiç yakışmıyor sana böyle neşesiz uyumak " diye yakınırken Semih beni kollarına çekti. Onu ameliyathaneye alışlarını izledim. Bir hareketlenme oldu ve Melek teyze "Geceeee!"diye feryat ederek yanımıza koştu bana sıkıca sarıldı bende ona sarıldım ikimizde hiç durmadan ağlıyorduk. Az sonra benim annemgil geldi ve Melek teyzeyi biraz sakinleştirmeye çalıştılar ama beni kimse sakinleştiremiyordu. Polis geldiğinde bütün hocalar ve biz arkadaşları olarak ifade verdik adamı işgal ettiğimizde bütün ormanda arama çalışmaları başlatılmıştı. Herkesin ifadesi şöyleydi;
"Hepimiz çadırdaydık tabi benim ifadem daha önemliydi çünkü aynı çadırdaydık onunla bir silah patladı ve hepimiz çığlık çığlığa dışarı koştuk bir yerde bizden bağımsız çatışma çıkmıştı sonra o ateş ah! O kurşun nerden geldiği bilinmiyor birden Gece'ye isabet etmişti herkes çığlık çığlığa çadırlarına girdiler jandarma ve ambulans geldi" gerisi malum zaten 2 saat olmuştu ama hala Gece ameliyattaydı. Ben boş bir noktaya dalmış ağlayarak sallanıyordum gözümün önünde vurulmuştu ahh! Kanı ellerimdeydi resmen. Caner ve Semih yanıma gelerek kahve getirdiler. Onun dışında Demir'inde benden bir farkı yoktu mahvolmuştu Melek teyze ve Kemal amcada öyle ben bile böyleyken onlar iyi dayanıyordu Caner bana eğilerek
"Gece iyi olacak en iyi doktorlar ameliyatına girdi ona birşey olmayacak ama seni bu halde görürse asıl bir şey olur toparlan biraz hadi Doğa bir şeyler ye en azından."dediklerinin hiç birini duymuyordum zaten umrumdada değildi kulaklarım sağır olmuş gibiydi. Ayağa kalkarak bana uzattıkları şeyleri fırlattım ve " rahat bırakın hepiniz beni o zaman niye hala ameliyattan çıkmadı istemiyorum almıyor burası anlamıyor musunuz" karnımı ve kalbimi göstermiştim onlara ve hıçkırıklar içinde ağlamaya devam ettim. 6 saatin sonunda Gece'yi ameliyathaneden çıkardılar peşlerinden koşarak onları takip ettim YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ neee! Onu oraya almışlardı hayır onu normal odaya almaları gerekiyordu. Doktor yanımıza gelerek " zorlu bir ameliyattı hayati tehlikesi hala devam ediyor eğer 48 saat içinde uyanmazsa komaya girmiş olacak" dediği anda gözlerim karardı ve gerisini hatırlamıyorum. Gözlerimi zorlukla açtığımda Semih yanımdaydı
"Noldu bana niye burada yatıyorum Gece nerede???" Diye bağırdığımda Semih yanıma gelerek saçlarımı okşadı
"Tansiyonun düşmüş biraz bayıldın annen sana birşeyler almaya gitti Gece yoğun bakımda iyi olacak " bayılmadan önce doktorun dediklerini hatırlayarak dehşete kapılmıştım 48 saat sonra uyanmazsa hayır!hayırr! Komaya girecekti koma demek uzun süre uyanmamak demekti nefes alamamak demekti belkide hiç uyanmamak demekti bu imkansızdı Gece yaşamayı çok severdi o uyanacaktı. Hemen ayağa fırlayarak serumu çıkarmaya çalıştım Semih beni durdurmaya çalıştı başım tekrar döndü ama ben umursamadım kapı açıldı ve annem tepsiyle içeri girdi. Sonra benim yanıma koşarak beni yatağa yatırdı Semih'e dönerek" teşekkür ederim canım benim" dedi Semih'te
"Ne demek Selda teyzeciğim" dedi ve arkasından kapıyı kapatarak dışarı çıktı annem bana sıkıca sarılıyordu.
"Güzelim bebeğim hadi bir şeyler ye bu şekilde Gece'ye destek olamazsın sana da bir şey olmasından korkuyorum" haklıydı ama benim içim hiç bir şey almıyordu midem ağzıma geliyordu bu sabah daha yanımda sevinç nidaları atıyordu bu bir kabus gibiydi. Yoğun bakım ünitesinin önüne geldim ve cama kafamı yasladım annesi diğer tarafımdaydı orda öylece yatıyordu. Benim Gecem bu değildi hadi uyan Gece ve eski haline dön yalvarırım daha seninle beraber aynı üniversiteye gideceğiz hadi kalk ve planlarımızı hatırla. Birden bir şeyler oldu ve doktorlar odaya koşturdular tek gördüğüm kalp ritminin dümdüz çizgi halini almasıydı benim nefesim kesilirken Melek teyze bağırmaya başladı cama vuruyordu. Sanki bütün hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Ellerine elektroşok cihazını aldılar ve kalbine dayayarak ona elektrik vermeye başladılar. Gece'nin göğsü kalkıyordu ama elektrikten dolayıydı bu hala kalbi tek çizgiydi 1 kez yaptılar 2 kez 3 kez 4 kez artık bitmeye başlamıştım çünkü Gece'de bitmişti ve 5. Kez denediler o anda kalp ritmi düzeldi ömrüme ömür eklenirken kalbim çok hızlı atıyordu hayata tekrar tutunmuştu Melek teyze rahat bir nefes alarak yere yığıldı anemgil ona koşarak kolarından tutup ayağa kaldırdılar. Bende sandalyeye zar zor kendimi attım doktor çıktı ve
"Hastamızın kalbi durdu ama geri getirdik çok inatçıymış açıkçası hayati tehlikeyi atlattı yarın normal odaya alacağız geçmiş olsun " dedi ve yanımızdan ayrıldı .
Ben sevinçten zıplarken Semih geldi ona sarıldım oda bana sarıldı sonuçta bana hep destek olmuştu. " ben sana seni bırakmaz demiştim" dedi
Bende ona " dediklerinde haklı olmana hiç üzülmedim" dedim ve ikimizde gülmeye başladık rahat edebilirdim artık Gece yarın normal odaya alınacaktı sonuçta. Üstümü değiştirmek için annemin getirdiği kıyafetleri aldım ve odaya girerek işimi halletim birazcık yemek yedim ve benim için tutulan odada birazcık uyumaya çalıştım en son gözlerimi kapattım. Birinin beni dürtmesiyle gözlerimi araladım Bu Demir'di. Yanıma oturdu ve "kusura bakma uyandırdım" dedi
"Saçmalama zaten çok bile uyudum"
"Uyumaya ihtiyacın vardı"
"Bence sende uyumalısın Gece seni böyle görmesin çok korktun değil mi?"
"Bi an kalbimin durduğunu sandım onun gibi hayat dolu birini hiç tanımadım ve şimdi"
"Ve şimdi onu kaybetmek istemiyorsun ondan hoşlanıyorsun"
"Evet haklısın ama bunu daha ona söyleyemedim sakın ağzından bir şey kaçırma " ağzımın fermuarını çekiyormuş gibi yaptım ve sustum Gece'de ondan hoşlanıyordu buna emindim Caner ve Semih koltuklarda uyuyordu onlarda perişan olmuşlardı saat daha 05:00 dı. Bugün Gece'yi normal odaya alıcaklardı.Gece'yi vuran kişi yakalanmıştı ve babamda Türkiye'nin en iyi avukatlarından biri olduğu için tabii sadece bu değildi ilk önce aile dostlarımızdı o yüzden davayı babam üstlendi ve beklediğimiz gibi en ağır cezayı almasını sağlamıştı. Babamla bir kez daha gurur duymuştum. Artık Gece'yi normal odaya alma vakti gelmişti Gece'yi yoğun bakımdan çıkardıklarında yanına gittim ve ellerini tuttum beni belki duyuyor olabilirdi o beni her zaman duyardı ki. Doktor odaya girip çıktıktan sonra yanımıza gelerek "hastamızı görebilirsiniz ama çok kalabalık etmeden ve kısa süreli "dediği anda çok mutlu olmuştum ilk olarak annesi ve babası girmişti onlar çıktıktan sonra ben tek girdim Caner Semih ve Burak beraber gireceklerdi Demir'in yalnız girmesini istedik. Ben odaya girdiğim anda gözümden yaş süzülmeye başlamıştı ağzımı kapattım ve hıçkırıklarıma engel olmaya çalıştım Gece'nin yanına oturarak elini tuttum çok cansız görünüyordu.
"Gecem lütfen hadi bak ben geldim aç gözlerini konuş benimle sen buralara alışık değilsin bak herkes burda Demir seni bekliyor ve sana bir sır vereyim mi senden hoşlanıyor" dedim ve kendi kendime kıkırdamaya başladım. Sonra Gece'nin eli kıpırdadı ve elimi sıktı heyecanlanarak "Gece"dedim. Gözlerini zar zor araladı sonra gözlerime baktı Allah'ım sana şükürler olsun uyandı.
"İyi misin?" Kafasını salladı "ben hemen Annengili çağırıp geleyim" dediğim anda kolumdan tuttu.
"Hayır Demir gelsin kimseye uyandığımı söyleme Demir'e bile" onun ne yapmak istediğini anlamıştım Demir'in üzgünlüğünden ve heyecanından faydalanarak ne düşündüğünü öğrenecekti hala aklı şeytanlıktaydı kankiimin. Ee kimin kankasıydı gülerek tamam dedim ve kapıya yürüyüp dışarı çıktım. Demir anında içeri girdi olanları çok merak ediyordum gülmemek için zor tutuyordum kendimi. Yazıktı çocuğa yaa!
Semih ve Caner yanıma gelerek" hayırdır amigo neye gülümsüyorsun" dediler. Bende daha çok gülerek
"Gece uyandı ama sırf Demir'in bir şeyler söylemesi için uyanmamış gibi yapıyor " dedim hepsi birlikte gülmeye başladı. Gördüğüm şey karşısında kaşlarım çatıldı. Hepsi benim bakışlarımı takip ederek oraya odaklandılar karşımda gördüğüm kişi Selimdi ne yüzle buraya gelebiliyordu.
Semih bana bakarak "bu kim?"diye sordu bende " Selim Gece'nin eski sevgilisi onu bırakıp gitmişti bide utanmadan buraya gelmiş " dedim ve onlarında kaşları çatıldı. Selim tam önümde durdu bana bakıyordu
"Doğa selam ııh! Şey Gece nerde onu görebilir miyim yani o iyimi???"
"Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum ayrıca o gayet iyi seni görmek isteyeceğinide zannetmiyorum çünkü şuan zaten sevdiği çocuk yanında" dediğimde ne diyeceğini bilemedi.
"Ahh! B-ben yoluna devam ettiğini bilmiyordum özür dilerim"
" Evet haklısın çünkü sen onu terk ettiğinde o hale getirmiştin ama o çabuk toparlanan bir kız hatırlatırım ve yanındaki kişi ona fazlasıyla değer veriyor "
"Şey ben gideyim o zaman"
"Bi zahmet" o arkasını dönüp giderken ben arkasından bakakalmıştım bütün söylediklerimi fazlasıyla hak etmişti. Demir içerden çıktığında başı öne eğikti. Yanıma geldi ve
"Uyandığını bana neden söylemedin Doğa ondan hoşlandığımı ve biran önce uyanmasını söyledim ve birden gözlerini açtı" hepimiz birden bir kahkaha patlattık buna gülmemek ayıp olurdu ama
"Kendisi istedi hem sen öyle diyince ne dedi?"diye sorduğumda gözlerini kaçırdı
Ve birden" öptü" dedi bir daha kahkaha attık Geceden bunu beklerdim öperdi onun bir nevi cevap şekliydi. Bende ona dönerek
"Oda senden hoşlandığını anlatmış "dedim
"Ciddi misin?" Dedi büyük bir hevesle , kafamı salladım oda gülümsedi Gece yarın hastahaneden taburcu olacaktı yarın bir tek ben gelecektim diğer hepsi okula gidecekti kötülük nihahaaa! Diyerek güldüm ve hepsi bana umutsuz vakaymışım gibi baktılar hep birlikte yemek yemek için Gece'yi Demirle bırakarak yemeğe gittik. Lokantaya geldiğimizde ben mantı istemiştim mantı benim yemeğimdi Semih'te mantı istedi oda seviyordu galiba. Yemeklerimiz geldiğinde yemeye başladık ve Caner birden Selim konusunu açtı
"Sence Selim'e ağır konuşmadın mı? Yani en azından bir görseydi"
Birden yükselerek" o bunu asla haketmiyor Gece'ye hiç bir sebep sunmadan ondan ayrıldı ve futbol için başka bir şehre gitti "dedim Semih konusunda çok hassastım çünkü Gece'ye yaşattıklarını bir tek ben biliyordum oda durumu anlayarak kafasını salladı. Arkamda yine birinin nefesini hissetim ve döndüm tabiki Tunaydı. "Nefesini üzerimden çek yoksa oksijen tüpüyle gezmek zorunda kalırsın"
"Oksijen tüpünde de senin nefesin olacaksa neden olmasın"ben bir şey demeden Semih ayağa fırladı ve yüzüne sağlam bir yumruk geçirdi ben çığlık atarken Caner yanına giderek onu tutmaya çalıştı Semih tehditkar bir sesle " bak şimdi burnun kırıldığına göre hiç bir nefese ihtiyacın kalmadı seni son kez uyarıyorum Doğadan uzak dur yoksa bu sefer fırtına yaratırım" Dedi. Ben bile korkmuştum güvenlik bizi dışarı çıkardı haklıydıda. Semih'e dönerek "yumrukla konuşmaktan vazgeç ben hallediyordum" dedim oda bana gözlerini devirerek " bok hallediyordun" dedi o bana bok mu demişti şimdi "terbiyesiz" diyerek arabaya bindim Caner'de arabayı çalıştırdı ve hastaneye doğru yola çıktık. Hastahaneye gelir gelmez hemen asansöre bindik ve kata geldiğimizde Gece fizik tedavideydi belinde bir hasar oluşmaması içindi tabiki bu. Onun yanına gidip yanaklarından öptüm ve eve gideceğimi ama yarın sabah geleceğimi söyledim oda beni öptükten sonra annemgille beraber eve gittim. Banyoya girdim malum bayadır duşa girmiyordum hastahane kokuyordum resmen. Banyodan çıktıktan sonra üstüme pijamalarımı geçirdim ve yorganımın altına girdim kaç gündür uyumamıştım. Sabah için ilk defa alarm kurmuştum geç kalmamak için alarm çalar çalmaz hemen saçımı topuz yaptım ve bir etek bir de tişört geçirdim üzerime çantamıda alarak aşağıya indim annemi öptüm ve ayakkabılarımı giyerek dışarı çıktım Demir beni kapının önünde bekliyordu birde o gitmeyecekti okula sonuçta yarı sevgili sayılırlardı ve bunu hak etti. Arabaya bindim ve kemerimi takarak" günaydın utangaç jojuk" dedim
Oda sinirlenmiş gibi kaşlarını çatarak yalandan bir azarlamayla" dalga geçme amigo yoksa döner dolaşır sana gelir "
"Tamam tamam utanma karşimm burda biz bizeyiz " dedim ve kahkaha attım . Sonra birisi bağırarak "bende varım" dedi tabiki bu Caner salağıydı bagaja nasıl girmişse girmiş ve bizden saklanmıştı
"Ödümü bokuma karıştırdın hayvan" diye carladım. Demir'de bir küfür savurdu tabikki Demir ve ben piçlik yapmadan durur muyuz? Hayır okulun önüne geldik ve arabayı durdurduk sonra Semih ve Burak geldi yolda onlara mesaj atmıştık arabadan onu indirmek için biri ayağından biri başından tutuyordu. Oda yakınarak"vicdansızlar sattınız beni lan! Nasıl yaptınız bunu bana bana Behlülüne" diye bağırdığı anda hepimiz kahkaha atmıştık" Behlülüne mi dedi o salak" oda gülerek arabayı okuldan çıkardı ve hastahaneye sonunda ulaşmıştık Gecegil dışarı çıkıyordu bizde yanına giderek ona sarıldık. Demir işi olduğunu onu halledip tekrar uğrayacağını söyledi ben ise Melek teyzemgille beraber onların evine gidecektim ve bu gece orada kalacaktım yarın Gece ile birlikte beraber okula gidecektik. Eve geldiğimizde ben Gece'yi odasına çıkardım Melek teyzede yiyecek bir şeyler hazırlayacağını söyledi. Oturur oturmaz "kanka anlatsana ben uyurken Demir nasıldı " dedi gözlerimi devirerek
"Tabiki ben ne haldeysem oda o haldeydi hiç uyumadı bir şey yemedi camın önünde bekledi umudunu hiç yitirmedi."
"Vallamı allahım çok tatlı yaaa ve beni sevdiğini söyledi" dedi sevinçle bende onun bu mutluluğuna çok mutlu oluyordum aklıma bir şeyin gelmesiyle durgunlaştım telaşla" ne oldu?"dedi ona anlatmalıydım. Bunu bilmeye hakkı vardı
"Gece Demir senin yanındayken Selim geldi bana senin nasıl olduğunu sordu telaşlanmıştı seni görmek istediğini söyledi ben de seni asla göremeyeceğini bunu hak etmediğini ve Demir'in yani ona değer veren kişinin zaten yanında olduğunu ve gitmesini söyledim özür dilerim ben sadece"
"Doğa bir tanem benim yaşadıklarımı en iyi sen bilirsin doğru olanı yapmışsın zaten onun yüzünden Demir ile aramda sorun olsun istemezdim sakın kendini suçlama" diyerek bana sımsıkı sarıldı bende ona sarıldım açıkçası biraz rahatlamıştım Gece hem Selim'i atlatmıştı hem de Demir'e aşık olmuştu onun için çok mutluydum. Melek teyze içeri girerek "kuzum nasılsın ağrın falan var mı "diyerek alnından öptü elindeki tepsideki çorbayı içirecekken Gece güldü ve annesinin elinden kaseyi aldı " ben içebilirim anne abartma hadi meleğim sen çık merak etme hem Doğamm yanımda "dedi Melek teyze benide öperek odadan çıktı. Gece çorbasını içtikten sonra Demir'in fotoğraflarına bakmaya başladı. Bunu yaparken resmen ayılıp bayılıyordu ona gülmemek mümkün değildi kapının çaldığını duyduk ve çok geçemeden içeri birisi girdi Demirdi tabikide "herkese selam dedi" selam" dedik Gece'yi alnından öptü ve benim yüzümden de makas aldı yanımıza oturdu yarım saattir çok sıkılıyorduk ve bir karar verdik Semih Caner ve Burak'ı arayarak buraya çağırdık beş dakikaya kadar burada olacaklarını söylediler. Kapı çalınca onlar olduğunu anladık odanın kapısı açıldı ve oda bir an gözüme çok küçük geldi. Sabahki Caner'in yaptığını ve bizim ona yaptığımızı Gece'ye anlattık ve Gecede gülmekten çatlayacaktı Caner tekrardan söylenmeye başlamıştı sonra hep birlikte akşam yemeğini yedik ve herkesi yolcu edecek olan bendim tabikide giderlerken Demir yine makas aldı Caner yanağımdan öptü Burak saçlarımı karıştırdı Semih ise kulağıma eğilerek iyi geceler dedi nedense nefesi kıpraşmama neden olmuştu göz kırparak gitti. Bende arkalarından kapıyı kapattım Gece ile odada bilgisayardan film izliyorduk bitince yatmaya karar verdik malum yarın okul vardı. Işığı kapatarak yatağa girdik tabi gece lambası açıktı. Benim içindi oda
Sabah Gece'nin telefonundaki horoz zil sesiyle uyandık resmen zil sesi horozdu yahu bu kıza ne yediriyorlardı acep diye düşündüm ama aynı zamanda lavaboya ilerledim tam kapıyı açtığımı zannedip içeri girecekken güm diye kafamı kapıyla buluşturdum Allah'ım bir kerede kafam sağlam kalsın yaaa! Gece arkamda kıkırdıyordu bende sinirle kapıyı açtım ve yüzümü yıkadım açıkçası yüzüm bok gibiydi. Biraz makyaj yaparak saçlarımı topladım ve okul formamı giydim. Gece zaten hazırdı hiç zaman kaybetmeden apartmandan çıktık ve yine Demir vardı zaten bırakacağını söylemişti sonuçta kızın sevgilisiydi  benim gibi sap olanlar düşünsün derken kornayla kendime geldim " gel kulağıma sok Demir orda daha iyi çalar siz çift olarak seslerle bir sorun yaşıyorsunuz bence" dedim bu kez gözlerini deviren taraf onlar oldu okula geldiğimizde arabadan indik tam çantamı alacaktım ki birisi arkamdan sarıldı hemen arkamı döndüm ve yine Tuna bokuyla karşılaştım artık bundan vazgeçmesi gerekiyordu ben bir şey demeden Semih'in sesi duyuldu " ARAS çok zorluyorsun ama neyi biliyor musun kolunun götünde olmasını"
" Semihcim dikkatimi şuan hiç çekemiyorsun "
"Lan pezevenk senin ben bir dikkatini çekerim bir daha kimseye dikkat kesilemezsin" dedi ve beni yanına çekti hep birlikte sınıfa çıktık ve yerlerimize oturduk ders yine Edebiyattı oflayarak kafamı sıraya koydum Semih her seferinde beni kurtarıyordu acaba bunu niye yapıyordu ona çok minnettardım yinede.
Derste tam gözümü kapatacaktım ki aklıma gelen düşünceyle ayıldım. Bu okula geldiğimden beri derslerime doğru düzgün çalışmamıştım aslına bakarsak hiç çalışmamıştım önceki okulumda böyle değildim çok sıradan bir hayatım vardı tamam arada Gece ile bazı küçük çılgınlıklar yapardık ama bu okulda yaşadığım olaylar bana fazla gelmişti her günüm etrekşın her günüm olay diye düşünürken birinin beni dürttüğünü farkettim kafamı kaldırdığımda dürten şahsiyetin Caner olduğunu gördüm
" Geldik amigoo" diye seslenince gözlerimi devirmeden edemedim artık bu amigo dan vazgeçirmem gerekiyordu.
"Efendim Behlül" dediğimde gülmeye başladık ikimizde bu lakabı kendisi seçmiş sayılırdı.
"Zil çaldı ve sen hala burdasın hava çok güzel herkes aşağıda seni bekliyor" Merakla
"Beni mi??" Diye sorduğumda
" Evet amigo su balonlarıyla savaşa hazırlanıyorduk ve takım eksik yani sen eksiksin çok eğlenceli hadi gidelim" dedi
Bende karşı çıkmadan kabul ettim buna ihtiyacım vardı. Bahçeye indiğimizde takımlar hazırdı Gece tam iyileşmediği için o bir bankta oturuyordu. Karşı takım Semih, Pınar , Burak bizim takım ise ben, Caner ve Demir. Semih;
"Hadi o zaman amigoda yenilmeye hazır olduğuna göre başlayalım galip belli aslında ama" derken yüzünde çarpık bir gülümseme vardı, tabii ben bunun altında kalırmıyım bi düşünim cık ;)
"Balonlar, içi boş şeylerin de bazen yükselebileceğini hatırlatır ama oyunun sonunda sana iğneyi ben batırıcam" deyip göz kırptım Caner "vuhhhhuuuu " derken oyuna başladık. Biz bunu çok fazla oynadığımız için artık usta olmuştum çok eğlenceliydi. Aslında ilk olarak paraziti halledecektim ama soğuk nevale beni yenmekte ısrar edince ilk ondan başlamalıydım. Veeeee zafer benimdir. Semih'e zafer bakışlarımı atarken yenilgiyi kabullenemiyordu. Oyun bittiğinde sırılsıklamdım ne !şuan sırılsıklamdım ve yanımda giyecek hiç bir şeyim yoktu gerçekten bravo bana bir şeye başlamadan birazcık sonunu düşünsem ama illaki rezil olucam ya düşünmem. Şimdi ne yapacaktım diğerlerine baktım hepsi yanında yedek kıyafet getirmiş ben Salak gibi kalmıştım yani kendime gözlerimi devirirken Semih'in suratıma bir tişört fırlattığını farkettim ve
"Yanında bişey olmayacağını tahmin etmiştim yine beni şaşırtmadın amigo" dediğinde onu dövebilirdim ama tişört onun olduğu için bişey demedim bi kere neyi tahmin etmişti yani tamam biraz salak olabilirim birazcık aptal gibi davranabilirim hadi birazda umursamaz gibi davranıyor olabilirim aaaa tamam umutsuz vakayım. Hepimiz üzerimizi değiştirdik ve ben Semih'in tişörtünü giymiştim su balonunun çoğu kafamda patladığı için şortum ıslanmamıştı. Soyunma odasından çıktığımızda parazit karışımdaydı bana
"Sen fazla olmaya başladın ne sanıyorsun kendini Semih'in seni önemsediğini falan mı eğer öyleyse salaksın demektir Semih benden başka kimseyi önemsemez, yani senin için söylüyorum yarın bir gün sen üzüleceksin o yüzden Semih'ten uzak dur üzerindeki tişört bir şey ifade etmiyor" dediğinde gözlerimi devirmeden edemedim bu kız kendini Kaf Dağında sanıyordu.Beni düşünüyormuşmuş hahah gülim bari.
"Dur ya biz şuan anlaşamıyoruz beynimi çıkarayımda eşit şartlarda konuşalım dimi" ahahha işte gollllll. Bir şey demesine fırsat vermeden yanından geçip sınıfa doğru ilerlerken bir elin beni kolumdan tutup çektiğini farkettim ve tabii ki de Tuna bu çocuğun özgüveni tavandı gerçekten hiç akıllanmıyor tamam akıllanmıyorsan da bu kadar yüzsüzlük yapma dimi ama?? Diye içimden geçirirken bir yandan da kolumu ondan kurtarmaya çalışıyordum en sonunda kolumu kökten kesecektim bu ne ya gelen geçen kolumu çekiyordu resmen.
"Doğa sakin ol sadece bir şey sormak istiyorum" bir şey sorması için kolumu tutmasına gerek yoktu bence
"Çabuk ol derse girmem lazım" dediğimde
"Tamam söylüyorum. Bugün akşam bir parti var ve seninde gelmeni istiyorum hem Semih ve grubuda gelecek" Parti var, Semih ve grubu gidiyor ama ben çağrılmamıştım bile üstüne üstlük Caner ve diğerleride bir şey dememişti, acaba Gece de gidecek miydi sanmıyorum ama derken Tuna'nın
"Eeee geliyor musun??" demesiyle kendime geldim.
"Evet geliyorum sen adresi ve saati söyle" dedim.
"Telefon numaranı verirsen mesaj atarım" Bu ne ya fırsattan istifade numaramı istiyordu ama bununla çok uğraşmayacaktım. Numaramı verdim ve sınıfa doğru ilerledim bütün dersler bitmişti bizimkiler bana hâlâ parti hakkında birşey söylememişlerdi. Neyse siz söylemeyin bakalım beni orada görünce ne yapacaksınız diye düşünürken arabaların olduğu yere geldik. Caner beni arabasına doğru çekiştirdi ve tabii ki Semih'te bizimle geliyordu bu çocuğun arabası yok muydu?? Amaaann bananeydi
Ben ilk gelip öne oturduğum için Semih arkaya geçmişti. Yol boyunca Caner ve ben şarkıya eşlik edip dans ederken Semih'in bize iğrenir gibi baktığını dikiz aynasından görmüştüm ne olacak soğuk nevale yine soğuktu. Bunun annesi olsam evlat diye sevmezdim buz dağı resmen tabii bazen eriyor gibi oluyor ama hemen sıcağı hissedip geri soğuk nevaleye dönüyor. Eve gelmek üzereydik ama bunlar parti hakkında hâlâ bir şey söylememişti. Neyse orada görüşürüz;) Ve eve gelmiştik Caner benden bir makas alıp görüşürüz dedi Semih ise sadece "pencereni iyi kapat ve kapını kilitle"diye uyardı
" Peki efendim emredersiniz" dedim alaycı bir sesle ne yani şimdi beni düşünmeye mi başlamıştı. Eve girer girmez Gece'yi aradım.
"Doğamm" diyerek açtı telefonu bende nasıl olduğunu bile sormadan
"Hazırlan akşama kopuyoruz, partiye gideceğiz" dediğimde Gece'nin sevinçten havalara uçtuğunu tahmin etmiştim.
"O zaman ben size geliyorum orada hazırlanıp beraber gideriz" dediğinde
"Hadi o zaman çabuk gel" diyordum ki telefonun yüzüme kapandığını farketmiştim. Ben bir şeyler atıştırırken zil çaldı, kapıyı açtım ve Gece boynuma atladı oldum olası onun partilere bayıldığını biliyordum o yüzden nereye gittiğimizi sorgulamıyordu bile neyse zaten Semihlerde orada olacaktı şimdi hazırlanma vaktiydi diye düşünürken telefonumun sesisini duydum açtığımda adres ve saat yazıyordu mesajı atan tabii ki Tunaydı. Onu Kereste diye kaydedip partinin başlamasına 2 saat olduğunu gördüm. Odama çıkmıştık yarım saatimiz elbise seçmekle geçmişti ve sonunda seçmiştik. Ben siyah, eteği kabarık göğüs dekoltesi olan sade bir elbise tercih etmiştim. Gece ise gece mavisi üzerine tam yapışan taşlı kısa ve sırt dekoltesi geniş olan bir elbise seçmişti. Saate baktığımda yarım saat kalmıştı hemen çıkmalıydık. Gideceğimiz yer biraz değil bayağı uzaktı yol yaklaşık bir saat sürmüştü gittiğimizde parti çoktan başlamıştı. Partiyi Pınar'ın verdiğini ve geldiğimiz yerin Pınar'ın evi olduğunu öğrendiğimde geldiğime pişman olmuştum ama geliş amacımı unutmamam lazımdı. Canerlerin bana söylemediklerini yüzlerine vuracaktım ve tabii ki hepsine trip bu arada Gece'nin Demir'den haberi yoktu neyse ona da sürpriz olacaktı. İçeriye hayran bir şekilde bakarken Tuna'nın bize doğru geldiğini gördüm.
"Hoşgeldiniz prensesler" dediğinde gözlerimi devirdim. Bizde
"Merhaba" diyerek karşılık verdik. Bizi bir masaya doğru yönlendirirken gözlerim bizimkileri aradı etrafa bakınırken Gece'nin
"Demir" dediğini duydum önüme döndüğümde Tuna'nın bizi Semihlerin masasına getirdiğini gördüm. Hepsine imalı bir şekilde
"Selam genjler naber??" Dediğimde hepsi bize şaşkınlıkla bakıyorlardı,tabii ki beklemiyorlardı ne yani onlar geliyorsa biz neden gelemeyelim dimi diye düşünürken Pınar'ın buraya doğru geldiğini gördüm ahh partiyi bu parazitin verdiğini tamamen unutmuştum. Ve geldi
"Bazıları çağırılmadığı halde gelecek kadar yüzsüzlük yapıyor aaa pardon unutmuşum Kutay'ın seni bir çok kez aldatmasına rağmen hâlâ onun peşinden koşacak kadar da yüzsüzdün sen değil mi? " dediğinde tam ağzımı açıyordum ki Tuna gelip elini belime koydu ben ne olduğunu anlamadan söze girerek
"Doğa ve Gece benim misafirim" dediğinde Pınar'ın yüzü bozulmuştu. Demir Gece'yi arkasına çekerek "istersen ellerin rahat dursun Aras o benim sevgilim ve benim misafirim"dedi Bu arada herkes dans etmeye başlamıştı en sevdiğim şarkılardandı Burak çiftçi: yüreğini saydım. Kafamı dans edenlere çevirdiğimde Pınar ve Semih'in sarmaş dolaş dans ettiklerini gördüm ben şimdi buna neden sinir olmuştum ki hayır bunlar beni ilgilendirmemeliydi derken Tuna'nın elini uzattığını gördüm ve dans etmeye başlamıştık ben şimdi neden Semih'e sinir olup Tuna'yla dans ediyordum bunun bir açıklaması olmalıydı. Semih'e baktığımda bana ters ters bakıyordu nedense şuan içimden onunla dans etmek geliyordu hayır ama hayır böyle şeyler düşünmemeliyim. Tuna'nın sesiyle kendime geldim
"Gerçekten Peri kızı gibi olmuşsun gözlerimi senden alamıyorum" dediğinde
"Teşekkür ederim" demekle yetindim. Sağıma baktığımda Demir ve Gece birbirlerine sarılmış bir şekilde dans ediyorlardı ve oturduğumuz yere baktığımda Burak ve Caner'in koltuğa yayılmış, kafalarını birbirlerine dayamış bir şekilde dans edenleri izlediklerini gördüm bunlara da hemen bir kız ayarlamak lazımdı. Şarkı bitmişti hepimiz yerimize geçerken Tuna ve Pınar uzaklaşmışlardı birinin beni tuttuğunu farkettiğimde arkamı döndüm bu kezde Tuna sanıp tam saydırmaya başlayacaktım ama Semihti ve sinirli bir şekilde beni tutuyordu ona bakarak
"Ne yaptığını sanıyorsun sen bırak beni" diye bağırdım
"Asıl sen ne yapıyorsun senin için dövdüğüm çocukla şimdi geçmiş karşıma dans ediyorsun" dedi bir an kıskandığını falan sandım ama böyle bir şey imkansızdı kolumu hızla çekip
"Özür dilerim Semih Bey bir daha olmaz" diyerek uzaklaştım. Arkamdan seslendiğini duydum ama duymamazlıktan geldim eğer tekrar konuşmaya başlarsak kalbini kırabilirdim. Gidip Burak'ın yanına oturdum o da
"Yine ne oldu?" Diye sorduğunda
"Bir şey yok sadece Semih biraz canımı sıktı " dedim. Şuan moralimi hiç bir şey bozamazdı çünkü sıra karaokedeydi. Kimse çıkmayınca ben atladım hemen şarkıyı seçtim. Aslı Demirer ve Gökhan Türkmen: Korkak adlı şarkısı çalmaya başladı. Şarkıya giriş yaptığımda gözlerim nedense bir anlığına Semih'i aramıştı ama o yoktu. Ve bu ses
"Geri alabilmek mümkün olsa..." diye şarkıyı söyleyerek bana doğru yaklaşan Semih'e bakakalmıştım ve şimdi nakaratı beraber söylemeye başlamıştık. Şarkı bittiğinde Semih bana yaklaşarak herkesin önünde
"Özür dilerim sana öyle çıkışmamalıydım" dediğinde
"Aptal" diyerek ona sarıldım bu dostça bir sarılmaydı. Herkes alkışlarken bizde masaya doğru ilerledik artık eve gitme vaktiydi. Demir Gece'yi bırakacaktı bende Caner'in arabasına binecekken bir el buna mani oldu. Elin sahibine baktığımda Semih olduğunu gördüm
"Burdan " diyerek öndeki arabaya doğru ilerledik tahminen Semih'in arabasıydı. Ben ne olduğunu anlayamadan arabaya binmiştim. Semih'e dönerek
"Senin araban mı?? Araban yok sanıyordum" dedim o da
"Evet benim arabam sadece servisteydi o yüzden Caner'in arabasıyla gidip geliyordum" dedi
"Peki beni neden buraya bindirdin?" diye sordum
"Saat geç oldu Caner uykulu biraz alkol aldı ve arabayı kendisi kullanmayacak" deyip arabayı çalıştırdı. Yol boyunca sessizdik ben dışarıyı izledim arada bir de Semih'e bakmış olabilirim. Eve yaklaşırken
"Sesin güzelmiş" dediğinde bende
"Teşekkür ederim sende fena değildin" dedim küçük bir kahkaha attı.
"Üniversitede hangi bölümü düşünüyorsun??" diye sorunca
"Konservatuar, ya sen?"
"Beraber gideceğiz o zaman" dedi
"Nerden biliyorsun benim nereyi istediğimi" dedim ve o da
"Kısmet" dedi alaycı bir sesle ve eve gelmiştik. Bıraktığı için teşekkür edip arabadan indim eve girdiğimde saat gece yarısını geçmişti annemler çoktan yatmıştı. Bende ses yapmadan odama gidip üzerimi değiştirdim makyajımı silip kendimi uykunun kollarına bıraktım yarın okul yoktu ve erken uyanmamada gerek yoktu.
Sabah Gece'nin sesiyle uyandım bu kız hiç uyumuyormuydu ya .
"Doğa hadi saat 10 oldu kahvaltıya gideceğiz" yani bu kez kahvaltı yapabilirdim saat uygundu.
"Tamam hazırlanim" deyip yataktan kalktım. Banyoya gidip saçımı ördüm sonra dolabımı açıp bir tane şort ve ekose gömleklerimden birini alıp giydim. Evden çıktığımızda Semih ve Demir'in arabası vardı bu durumda ben Semih'e kalmıştım. Caner neredeydi ki?
"Günaydın"diyerek arabalara yerleştik nereye gideceğimizi sorduğumda soğuk nevalenin verdiği cevap
"Gidince görürsün" sinir olmuştum sanki ben bilmiyorum gidince göreceğimi bu çocuk çok mu zekiydi ya . Diye düşünürken Semih'in
"Geldik" dediğini duydum. Çok şirin ve güzel bir yerdi burası. İçeri girdiğimizde Caner ve Burak bizi bekliyordu. Siparişleri verirken Semih yaklaşıp
"Bu kez yiyecek misin yine ağzına mı tıkmam lazım" dedi dirseğimi karnına geçirdim. Siparişlerimiz geldi hepimiz yiyip bitirdikten sonra tekrar arabalara bindik. Bu kez alışveriş merkezinin önünde durmuştuk. Neden buraya geldiğimizi anlayamamıştım ben sadece bir kahvaltı sanıyordum. Semih inip kapımı açtığında şaşırarak
"Hayırdır?" dedim o da
"Ne hayırdır?" Dedi
"Soğuk nevaleden beklenmeyen hareketler"
"Valla kadın milletine yaranılmaz hem içimden geldiği için yapmadım ben açmasam ineceğin yok " deyip beni alt etmişti.
"Burada ne yapacağız?" dediğimde
"Çok soru soruyorsun" diyerek beni susturdu. Ne yani soramaz mıyım çokta güzel sorarım cevap verse erir. Caner
"Hadi gencolar eğlence başlasın" diyerek yanımıza geldi. Ne eğlencesiydi bu benim neden haberim yoktu. Gece geldiğinde ona sordum o da
"Şimdi sırayla söylüyorum önce bovlinge gideceğiz sonra sinemaya gireceğiz birşeyler yedikten sonrada en eğlencelisi lunaparka gideceğiz" Birincisi ben bovling oynamayı bilmem ikincisi sinemayıda pek sevmem karanlık bir ortam olduğu için üçüncüsü bu madde boş yok yani lunaparka bayılırım. Sırayla başladık bovlinge gittik herkes rezilliğimi izlerken kahkahayı basmaktan kaçınmadılar. En sonuncu olarak yemekleri ben ısmarlayacaktım. Sinemaya girdik ve bu korku filmiydi beni kesinlikle öldürmeye çalışıyorlardı. Ben izlememiştim benimki ses var görüntü yok hesabıydı çünkü gözlerim kapalıydı. Eveeeet şimdi yemeğe gelmişti sıra en sevdiğim bölüm tabii benim ısmarlayacak olmam biraz kötü oldu ama olsundu bende yiyecektim sonuçta hepimiz yedikten sonra ben hesabı ödemeye gidiyordum ki birisi beni tuttu. Arkamı döndüğümde Semih olduğunu gördüm
"Gerçekten ben varken hesabı sana ödeteceğimi mi sandın hem bir özür olarak kabul et"
"Ne özrü" diye sorduğumda
"Bovlingi gerçekten çok kötü oynuyordun ve ben de sana fazlasıyla güldüm o yüzden" derken tekrar gülmeye başlamıştı acaba rezilliğimi ne zaman unutacaklardı.
"Peki sen öde" dedim bu benim işime gelmişti. Ben tekrar masaya döndüğümde herkes ayaklanıyordu şimdi lunaparka gidecektik. Çantamı alıp bende onları takip ettim yine arabalara bindik. Lunaparka gelmiştik çok eğlenecektik. Gondolun önüne gelip durduk herkes ikili eşleşti ben Semihleydim hepimiz oturduk ben en uca oturduğum için Semih'te gelip yanıma oturdu. İlkönce yavaş başladı evet hızlanıyordu veeeee zirveee hepimiz bağırıyorduk ama soğuk nevale hariç ona baktığımda önündeki şeye sımsıkı tutunmuş gözleri kapalıydı Ne yani koskoca Semih Acar gondoldan korkuyormuydu hahaha işte buna büyük bir kahkaha atılırdı ama Semih'in benzi atmıştı her an kusabilirdi elini tutarak "Birşey olmayacak sakin ol" deyip sakinleştirmeye çalıştım elimi o kadar sıkıyordu ki parmaklarımın kırılmasına az kalmıştı korktuğu için buna ses çıkarmıyordum dayanabilirdim. En sonunda gondol durmuştu hepimiz gülerken Semih'in suratı beş karıştı ama bunu ilerde bir koz olarak kullanacaktım.
Semih hariç hep beraber 360 a bindik Semih buna binse kesin cesedini indirirlerdi aslında çok eğlenceliydi neden korktuğunu anlayamamıştım. Artık eve gidiyorduk. Semih arabada en az yüz kere tembihledi
"Korktuğumdan kimseye bahsetmeyeceksin" haaa çokta tın tabii ki ilerde söyleyecektim Şuanlık susabilirdim. Ve eve giriş yaptım.

Bir Sen Bir BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin