BÖLÜM:1

180 17 8
                                    

Her sabah olduğu gibi annemin alarma taş çıkartan sesiyle uykumdan bir kez daha uzaklaştırıldım.Bazen düşünüyorum da bütün İzmir'i uyandıracak ses var bu kadında.Belki de bir operaya katılmalıydı.
"Annişşş uyandım,yeterr o multi muhteşem sesini bana heba etme kalbim buna daha fazla dayanamayacak."
"Çok konuşmada aşağı in!"
Annemin bu çağrısıyla birlikte banyoya girip saçlarımı taradım ve okul formalarımı giydim ve her zaman ki mor rujumu sürdüm.Annem çoğu zaman rujum ve piercingim yüzünden satanist olduğumu düşünsede her zamanki gibi nutuğumu dinlemeye hazırdım.Tam evden çıkacaktım ki annemin uyarısıyla dönene kadar.Şimdi hızlıca düşünmeliyim kahvaltıdan nasıl kaçacağım...Evet aklıma bir fikir geldi.Planımıza başlayalım! (Allah'ım sen affet bu masumsu şeytan kulunu)
"Doğa kahvaltıya başla artık,kaçış planı yapmaya değil."
        Bazen bu kadının aklımı okuduğundan şüpheleniyorum.İstatistiklere bakacak olursak %70'lik bölüm bunu gösteriyor.Birden ayaklan-
dım ve;
"Annişşş telefonum çalıyor hemen geliyorum"
dedim.2 dakika sonra "Kraliçem beni okuldan
müdür çağırıyormuş"diyerekten evden fırladım
Tabiii ne kadar inandıysa! Yine de yırtmıştım.
Tam Geceyle her zaman yaptığımız kurtuluş dansını yaparken birine tosladım.Arkamı dönerken "Yavaşş, öküz müsün" dedim ve her zamanki gibi suçun bende olduğunu anladım.
Ama bozuntuya vermedim.

Caner'den
     Tam teyzemgilin apartmanından çıkıp okula gidecekken önümdeki kız saçma salak hareketlerle dans yaptığını sanarken gerilesem de bana çarptı. İşin komik tarafı ise kızın öküz müsün diyerekten bana doğru dönmesiydi.
Gerçekten bunun üstüne birde bana öküz mü diyordu??

                                   ***
     Arkamı döndüğüm anda tosladığım çocuk bana küçümseyici bir bakış attı.Acaba hiç dans eden bir insan görmemişmiydi.
"Ayyy!! Götümm"
"Pardon!! Götüm derken?"
"Yine ben dışımdan mı düşündüm"
" Yani"
"Özel ders veriyor musun?"
" Haa??"
"Dans diyorum,çok yaratıcı diyorum, dikkat etsen diyorum!"
"Her neyse, ben Caner"
"Ahh! Ben de Doğa"
"Peki o halde bir daha görüşmemek üzere" deyip oradan uzaklaştım. Ve yolda ahiretlik bacımı gördüm. Tabii bu Gece'ydi. Gece benim çocukluktan beri arkadaşım, annelerimiz gastronomiyi beraber okuyup ortak bir restaurant açtıkları için ailelerimizde çok yakın.
  "Doğamm!!"
"Günaydınnn" diyerek birbirinize sarıldık ve birlikte yürümeye başladık. Okula vardığımız
da Kutay'ın kaşarlarından biri bize doğru yaklaşıyordu. Geldi ve cırlayarak saçıma yapıştı Gecede onun saçına yapıştı o anda karşılık olarak karnına tekme attım ve
"Kutay senin yüzünden benden ayrıldı" diyerek bağırmaya başladı. Kutay ondan ayrılmış mıydı? Halbu ki Kutay o sürtük için beni, iki yıllık sevgilisini bırakmıştı. Ama benim onu affetmeye hiç niyetim yoktu. Müdürün sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Müdür birden
" Ne oluyor orada??" diye bağırarak yanımıza geldi. Beni ve Gece' yi odasına çağırdı. İçimden (Allah'ım bu masumsu şeytani kulun onları söylerken ciddi değildi) diyerek geçirdim fakat şimdi gerçekten müdür tarafından çağrılıyordum.Artık anladım ki bu son damlaydı, müdür
" Yarın ailelerinizi çağırın ve kaydınızı aldırmanız gerektiğini söyleyin bu okulda işiniz bitti." Dedi cidden kovulmuştuk. Kafalarımızı sallayarak odadan çıktık şimdi ne yapacaktık??
   Gece ile birlikte eve doğru yürümeye başladık
Normalde hiç susmayan biz yol boyunca çıtımız bile çıkmamıştı. Eve geldiğimde sadece babam vardı. Bana meraklı gözlerle bakıyordu.
"Babacığımm" diyerek yanına yaklaştığımda kötü bir haber vereceğimi hemen anlamıştı ve
" Dinliyorum kızım" dedi.
Babama bu konuyu nasıl anlatacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu, annem olsa daha kolay anlatabilirdim annemden hiç bir şey saklamazdım biz anne kızdan daha çok arkadaş gibiydik, bazen Geceyle buluştuğumuzda annelerimizde gelirdi...biz iyi bir dörtlüydük.
Ama şimdi esas konuya gelmemiz lazımdı. Babama okuldan atıldığımızı nasıl söyleyecektim babam hala meraklı gözlerle bakarken
"Artık bir şey söyleyecek misin?"diyerek beni uyardı ama ben ne yapacağımı hiç bilmiyordum en iyisi her zamanki gibi şakkadanak konuya dalmaktı yoksa başka türlü olmayacaktı.
"Baba Gece ve ben okuldan atıldık."Ohh beee söyledim ve kurtuldum ama babam öyle bir şoka girmişti ki hala bir tepki vermedi.Söyle-
diğim şeyi idrak edemedi galiba ama alışır yani bende alıştım sonuçta.Okuldan atıldığımı gayet iyi idrak ettim.Müdürden Allah razı olsun!! bi dinlemedi orda haklıydım, ben sadece kendimi savundum ama müdür bey!! O deri koltuktan kıçını kaldıracak bugünü bulup beni yanlış anladı yahuuu! Tabii bundan önce uyarı almışlığımız olabilir ama bu bizi dinlememesine sebep değil.Babam geçte olsa bir tepki verdi ama beklediğim kadar büyük bir tepki değildi.
"Kızım senin ağazından çıkanı kulağın duyuyor mu, sen ciddi misin? Ben böyle bir şey bekle-miyordum."
Ve kekeleyerek;
"Pe peki neden oldu yani ne yaptın derslerin iyi kopya çektiğini falan düşünmüyorum."Artık babama bir açıklama yapmam gerekiyordu.
Tabiiikii bir sevgilim olduğundan ve o sürtükten bahsetmeyecektim bunu bilmesine gerek yoktu.
"Baba, Gece ve bana sataşan bir kız vardı ve bu sabah üzerime saldırdı.Bende kendimi savunmak için tekme atıyordum ki müdür gördü. Yarın gelip kaydımızı aldırmanız gerekiyor."Babam daha da şaşırırken bende odama çıktım. Şimdi hangi okula gideceğimizi kararlaştırmamız gerekiyordu, Gece ile aynı okula gidecektim onunla ayrılamazdık. Geceyi aradım " Doğamm" diyerek telefonu açtığında sesi çok cılız gelmişti. Onun babası okul ve dersler konusunda ciddi olduğu için azar işittiğini anlamıştım.
"Artık yeni bir okul bakmalıyız."dedim heyecanlı bir şekilde!!
"Yeni bir başlangıç haa ne dersin?" diyerek onu biraz rahatlatmaya çalıştım. Zaten Gece çok neşeli birisi olduğu için mutsuzluğu çok uzun sürmedi.
"Belki de bu bir işarettir, sen Kutay'dan bende Selim'den uzaklaşırız."Selim Gece'nin eski sevgilisi, hala onu sevdiğini bilsem de ondan uzaklaşmak istemesine ses çıkarmamıştım.
"Babam bize bir okul bulmuş bilirsin okul konusunda ciddidir."Evet haklıydı bu konuda Kemal amcaya gözüm kapalı güvenebilirdim, sonuçta bizim okuyup iyi birer iş sahibi olmamızı istiyordu.
"Gerçekten mi??"
"Evet, hatta özel bir okulmuş."Bizim atıldığımız okul sıradan bir devlet okuluydu ama çok şirindi.
"Peki okulun adı ne, bir araştırayım."
"Tunç koleji."İsmi bayağı havalıydı aslında, acaba bizi orada neler bekliyordu çok merak ediyordum. Okulun resimlerine baktım ve gerçekten çok aşırı mükemmel bir okul olduğunu gördüm. Adını falan bilmesem tesadüfen görsem okul demezdim. Okulun sahibi göçünü falan da parayla siliyor, herhalde para fazla gelmiş oda basmış okula. Bu ne lan okul okul değil adını veremediğim bir şey işte fazla kurcalamaya gerek yok. Geceye geri döndüğümde
"Baban hakkaten çok ciddi. Kızım bu ne okul değil saray mübarek."Gece'nin minik kahkahasını duydum. Onun gülüşü hoşuma gidiyordu.
"Yarın kaydımızı aldırıp ertesi gün yeni okulumuza başlayacağız. Babam vakit kaybetmemiz gerektiğini söyledi."
"Tamam çikilotam" dediğimde telefon suratıma kapanırken bana ördek götü dediğini duydum.Gece'nin bazı kelimelere gıcık veya takıntılı olduğunu biliyordum ama eğleniyordum, tabiii çokta ileri gitmiyordum.
Annemin sesini duydum, babamla konuşuyordu ve yüksek bir sesle "Neee?"diye bağırdığını işittim. Annem beklediğimin üstünde tepki vermişti, acaba annemin içine birazcık babam mı kaçmıştı? Aşağı inmeye başladım. Adımlarımı korkarak atsamda cesur olmalıydım öğrenmişti sonuçta. İllaki aşağı inecektim. Boğazımı temizledim ve adımlarımı atmaya başladım. Kapıya yaslanmış onları dinliyordum ki annem beni farketti ve anında kaşlarını çatarak "Doğa hemen buraya gel" dedi. İçeri girdim, kendimi savunmaya hazırlanırken herşeyi bildiğini söyleyip beni susturdu. Zaten babamın yanında anlatmaya da niyetim yoktu, anlaşılan annem anlamıştı. Hep birlikte Kemal amcanın dediği gibi Tunç Koleji'ne gitmeye karar verdik.Geceler kadar zengin olmasakta orta halliydik. Zaten hiç bir zaman fazlasını istememiştim. Odama çıktığımda bir mesaj geldi telefonu elime aldım tabikiii Geceydi.
Gönderen:Ahiretlik Bacım
Kankiii yarın büyük gün Tunç Kolejinde ilk günümüz!!!
      Ben Gece kadar heyecanlı değildim.
Gönderilen: Ahiretlik Bacım
Yaaa yaaa baya heyecanlıyım! O kadar ki göçüm "hadi kalk gidelim" diyor.
Dedim ve eş zamanlı olarak Gece'nin kahkahasını duydum. Biz götümü nazikleştirerek göçüm derdik. Sanki çok bir şey fark ediyormuş gibi yine de bize komik gelirdi. Mesaj sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.
Gönderen: Ahiretlik Bacım
Neyse iyi geceler kankii. Yarın biraz erken kalk unutma öptüm:)
Her zamanki gibi ona gözlerimi devirdim.
Gönderilen: Ahiretlik Bacım
Duyanda her zaman okula öğlen gidiyoruz falan sanar. İyi geceler:)
Diyerek yorganımın altına girdim. Sabah telefon sesiyle yerimden zıpladım ve yine Ahiretlik Bacım arıyordu. Saate baktığımda gözlerim pörtledi. Daha saat 06:00 mıydı? Telefonu açmamla Gece'nin carlaması bir oldu. Allah'ım düşünüyorum da gerçekten bu saatte kalkacak kadar çok mu seviyordu bu hayatı? Sonra ikinci bir carlamayla bulunduğum ortama gelmiş oldum. "Tamam Gece kalktım yeter suss!"diyerek bir şey söylemesine fırsat vermeden telefonu kapattım. Banyoya girip saçlarımı yapıp, rujumu sürdüm üstüme şort ve ekose gömleğimi giyip odamdan çıktım.
Annemin bugün erken çıkması gerektiği için kahvaltı yapmama da gerek yoktu. Bugün herhalde bana tasarlanmış bir hediye gibiydi.
Ohhh!! beeee diyerek kapıdan çıktım. Gece ile birlikte kolkola yürüyerek Tunç Koleji'ne giriş yaptık. Her şeye o kadar yabancıydım ki oysa Gece benim aksime herkese merhaba diyerek sanki bu okula yıllardır geliyormuş gibi davranıyordu. Yine ve yine gözlerimi devirmekle yetindim.
"Kızım çocuklara bakmalısın acilen hepsi trend dergilerinden fırlamış gibiler." Diyordu Gece.
"Gece hepsi senin benim gibi insanlar, sadece göçleri tavana fazla sürtüyor" dediğim anda Gece bir kahkaha patlattı, onun kahkahasının arasından bir parazit sesi duyuldu ve sohbetimizi bölmüş bulundu. Az önce göçleri tavana sürtüyor diyerek hata etmiştim anlaşılan çünkü karşımızdaki kızın göçü tavana değil, gökyüzüne sürtüyordu mübarek diye içimden geçirirken gözlerimi devirmeden edemedim. Karşımdaki kız;
" Kızlar bakın okulumuza iki tane yeni tost gelmiş selamlayın" diyen parazit ses kulaklarıma ilişince sinir seviyem artmaya başlamıştı bile. O platform kafalı bize tost mu demişti şimdi?? Hiç zaman kaybetmeden direkt olarak cevabı yapıştırdım.
" Ahh!! Tatlım tostun içine kaşar gerekiyor ve o da sen oluyorsun galiba" dedim ve suratı anında mosmor oldu ve goollll diyerek içimden bir kahkaha attım. Karşımdaki platform kafalı kız sarışın ah! çakma sarışın, uzun saçlı ve okul forması giymişti tabii ona forma denilirse. Tam bir kaşardı.
Tam Gece ile harekete geçmiştik ki parazitin tekrardan sesini duydum.
"Bu okulda barınabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz sana bu lafını ağır ödeteceğim ax" dediği anda yerimizde durduk, bu bana baltamı demişti şimdi?? İlk defa İngilizce işe yaramıştı. Arkamı döndüm ve "Dikkat et de o ax sana geçmesin" dedim ve 2-0 öne geçmiştim. Gece soru soran gözlerle bakarken ona göz kırptım. Arkamızı dönüp merdivene adım atmıştıkki birisine tosladım. Tam kafamı kaldırıyordum ki ağzımdan " ökü" diye başladığım kelimeyi bitiremeden karşımdakinin Caner olduğunu anladım. İkimizde şaşkın gözlerle birbirimize bakarken Caner'e " senin burada ne işin var?" dedim.
" Bende aynı soruyu sana soracaktım"
"Burası benim yeni okulum"
"Burasıda benim her zaman ki okulum" Ahh!yine rezilliğim ve ben baş başayız.
"Her neyse yeni geldiğiniz için sınıfınızı bilmiyorsunuzdur,sizi müdüre götürelim." Bize yardım edebileceğini söyleyen çocuk buğday tenli, yüz hatları belirgin, saçları kumral ve dalgalı olan Caner gayet çekiciydi assında ama ben ona ikidir kendimi rezil ediyordum. Tam bir aptaldım. Gece'nin beni dürtmesiyle birlikte Caner'e teşekkür ettim. Şimdi Gece daha da meraklanmıştı. Anlaşılan Caner'in yanındaki iki çocukta meraklanmıştı, çünkü Caner'e " bizi kızlarla tanıştırmayacak mısın?" dediklerini duydum. Ve o iki çocuklada tanışıp isimlerinin Demir ve Burak olduğunu öğrendikten sonra hep birlikte müdürün odasına doğru yürümeye başladık. Müdür bize 12/A'da olduğumuzu söyleyip sınıfımıza göndermişti. Odadan çıktığımızda Caner ve arkadaşları bizi bekliyordu, onlarla aynı sınıfta olduğumuzu öğrenmiştik. Hep beraber sınıfa doğru yürümeye başladık ve arkamdan gelen gülüş seslerine dönüp baktığımda karşımda Gece ve Demir'i gördüm. Şimdiden aralarında bir çekim olduğunu fark etmiştim. Önüme döndüğümde ise iki kez rezil olduğum çocuk yanımda yürüyordu ve onların aksine ikimizinde sesi çıkmıyordu. Sınıfa girdiğim anda gözüme çarpan ilk şey bizim parazitin üstünde oturduğu çocuğun ağzına girmek üzere olduğuydu. Yuhh! sınıfın ortasında resmen çocuğun üstünde oturuyordu, burası bir sınıftı yahuu diye düşünürken çocuk sanki aklımdan geçenleri duymuş gibi gözlerini üzerime dikti. Parazit de onun bakışlarını takip ederek beni buldu küçümseyici bakışlar attı bende ona karşılık gözlerimi devirdim. Caner ve Demir arkalarındaki sıranın boş olduğunu işaret ettiler, bizde teşekkür ederek yerimize geçtik. Burak ise arkamızdaki sıraya yerleştiği anda gözlerini üzerime diken çocuğunda onların grubundan olduğunu anlamam uzun sürmemişti ama parazitin gittiğini gördüğümde farklı sınıfta olduğunu anladım ve bu benim işime gelmişti. İlk dersimiz edebiyattı. Edebiyat hocası fena yakışıklı bir adamdı, eğer yaşım tutsa hiç düşünmeden basardım nikahı. Bizim Brad Pitt yoklama almaya başlayınca bizim isimlerimize geldi ve gözleri bize takıldı ayağa kalkıp kendimizi tanıtırken bütün sınıfın gözleri tabiki bizdeydi. Biz yerlerimize yerleşirken çantamın arkaya düştüğünü fark ettim, tam alacakken arkamdaki çocuğun uzattığını gördüm. Ve yine parazitin sevgilisi olduğunu anladım. Gerçekten tam bir iğrençlerdi, o kadar ki çantamı elinden çekip teşekkür etmeden önüme döndüm. Ve arkamdaki yine aynı çocuğun alaycı bir sesle
"Rica ederim" dediğini duydum ama cevap vermedim. Zilin çalmasıyla birlikte yine platform kafalı parazit sınıfa girdi. Kapıda nöbet tuttuğundan şüphelenmeye başlamıştım. Bize doğru dönen Caner'in sesiyle dikkatimi ona verdim.
"Hadi amigo size okulu gezdirelim"dedi ve o anda dudaklarımdan küçük bir kahkaha çıkmasına engel olamadım.
"Ben! Amigo! O laf sporcuları coşturan kızlara deniliyordu benim bildiğim.
"Senin dünkü dansında onu pek aratmadı." Dediği anda Gece ve Demir'in gözleri şaşkınlıkla bize bakıyordu. Gece'ye bunu bir ara açıklamalıydım galiba. Şimdi Caner'in teklifine dönmeliydik.
"Hadi gidelim o zaman" diyerek ayaklandık. O arada Burak'ın sesiyle hepimiz ona döndük ve o parazitle karşı karşıya geldim ve bana elini uzatmıştı.
"Ben Pınar siz de yeni kızlar olmalısınız tanışmamıştık"dedi. Bu ne saçmalıyordu şimdi de cici kız rolümü yapıyordu? Yine de ben de ona karşılık olarak;
"Doğa"deyip elini sıktım. Parazitin sevgilisiyle hâlâ tanışmamıştım ama buna gerek de yoktu. Tam gidiyordum ki omzuma bir elin dokunmasıyla geri döndüm. Bu grubun son üyesi olan yine aynı çocuktu ve elini bana uzatarak;
"Biz tanışmadık"dedi. Yüzünde çarpık bir gülümseme vardı. Sevgilisinin yüzü değişsede o çok rahattı. Ama yine de o parazite inat ben de elimi uzattım ve " Doğa" dedim oda aynı şekilde " Semih" diyerek elimi sıktı. Caner'in seslenmesiyle sınıftan çıktık. En son olarak müzik sınıfına girdik, önemsiz bir ders olduğu için fazla acele etmiyorduk. Müzik sınıfında direkt mikrofonun başına geçtim ve Gece'de gitarın başına geçmişti. O anda Caner'in
"Kulaklarımızı tıkayalım" demesiyle gözlerimi devirdim. Sonra tekrardan "sesine yazık amigo" dedi alaycı bir sesle bu sefer dayanamayarak;
"İnce düşünme, üşütürsün"dedim. O anda Gece ve Demir'den ooooo sesleri yükseldi bende içimde yaşadığım zaferle mikrofonuma yöneldim ve şarkıya girdim. Zakkum'un Acıta Acıta şarkısını söylerken gözlerim dolmuştu. Daha sonra ağlayarak lavaboya gittim. Gece'de arkamdan gelmişti. Kutay'ı sevmiyordum ama zoruma giden şeyler vardı. Elimi yüzümü yıkayıp Gece ile birlikte sınıfa gittik ders başlamıştı. Hocadan özür dileyerek yerimize geçtik. Caner ve Demir meraklanmış gözlerle bize dönerek Caner " yanlış bişey mi yaptık?"demişti. Ben ise hayır anlamında kafamı iki yana salladım. Ders boyunca kafamı sıraya koyarak düşüncelere daldım ve zil çalmıştı. Burak yanıma gelerek;
"Ağladın mı sen?"deyince gözlerimin kızarık olup olmadığını merak ettim ama aldırış etmedim sadece "önemli bir şey yok"diyerek onu geçiştirdim. Sonra parazit sınıfa girip bana yöneldi ve kulağıma eğilerek;
"Sabahki lafından dolayı seni aynen böyle ağlatacağım" dediği anda zaten yüksek olan sinir seviyem daha da yükselmişti. Ben de ayağa kalkarak;
"Pamuk şeker kendini çok beğenirmiş, ama kıçındaki çubuğu unuturmuş. Seninki de o hesap" dedim ve Semih'ten küçük bir kahkaha duyuldu. Pınar'da fark etmiş olacak ki yüzü morarmış bir şekilde sınıfı terk etti. Bu çocuğun sevgilisini koruması gerekmiyor muydu? Tuhaf ve soğuk biriydi diğerlerine göre. Tuhaf kısmına bakacak olursak bende öyleydim. Sonra yerime oturduğum sırada etrafıma göz gezdirerek sınıfı taradım herkes çok yakındı aslında tabii bir kişi hariç en önde oturan bir kız vardı sadece test kitaplarıyla ilgileniyordu bir ara kitaplarla ilişki yaşayarak evleneceğini bile düşünmüştüm. Aslında benim derslerimde yüksekti ama test kitaplarıyla aram yoktu. Gece de aynı şekilde benim gibiydi. Bir elin dürtmesiyle arkamı döndüm ve o kişinin Burak olduğunu gördüm.
"Siz Pınar ile önceden tanışmış mıydınız?" pat diye sordu. Ben ise sırıtarak;
"Evet hatta bizi ilk gün kapıda karşılayarak okul babasınınmış gibi davrandı ama cevabını aldı tabiiki"dedim ve aynı anda Caner kahkaha atarak bana döndü.Ne oldu der gibi bakarken
"Zaten babasının okulu" demesiyle gözlerim yuvalarından çıkacaktı resmen.
"Ah çok komiksin ama bu kadarı bana ağır gelir"diyerek kahkaha patlattım. Sonra bütün grup birden Caner'e hak verdiği anda evet bu bir gerçekti hemen ölmenin kolay bir yolunu bulmalıydım ben şimdi okulun sahibinin kızına bildiğin 2 gol atarak lafları dizdim. Artık o da beni dizerse şaşırmam ama o kapıya dizecekti galiba. Yine Caner'e rezil etmiştim kendimi bunuda unutmamalıydım. Hemen bileklerimi kesmeliydim. Yüzümün ifadesi nasıldı bilmiyorum ama herkes kahkahayı patlattı birden. Hepsine en tehlikeli bakışlarımdan atarak dudağımı kemirmeye başlamıştım. Ben kendimi rezil etmekte ne kadar da başarılıydım böyle. Son derse girmiştik ve zil çalınca okuldan çıkmak için kapıya yöneldik. O anda biri kulağıma eğilerek Pınar Tunç dedi ne olduğunu anlamayarak kafamı çevirmiştim ki Semih ile kafalarımız tokuştu. Gözlerimi devirerek ve inleyerek;
"Öyle az olmuş gel ağzımı açıyım içine gir istersen" dediğim anda bana almayayım der gibi bir bakış attı ve göz kırptı. Sonra da gözden kayboldu. Gece yanıma gelerek meraktan çatlamak üzere olan bir sesle bana her şeyi baştan anlatacaksın dedi. İkimiz beraber eve gidiyorduk ve 4 arkadaş yani Burak,Caner, Demir ve tabikii Semih arabayla yanımızdan geçtiler. Diğer 3 kişi çok yakındı yani çok eğlenceliydiler ama Semih'i onların yanında sınıfın dışında görmemiştim. Bunu aklımın bir köşesine not ederek bir ara araştırmam gerektiğini düşündüm. Eve geldiğimizde Gece hemen beni odaya sürükledi. Yine başlamıştık Gece ve merakı ikisi hiç çekilmiyordu hatta bir ara çekici getirmeyi falan düşündüm derken kendimden iğrendim. Tamam kendini kesmelik bir espiriydi kabul ediyorum dedim kendi kendime. Sonra Gece'nin carlamasıyla ona geri döndüm baştan her şeyi olduğu gibi anlattım ve o da oh my got diyerek çeyrek bir şekilde bildiği ingiliççesiyle yanıt verdi tabiii bunu kulakları sağır edecek bir sesle yaptı. Sonrasında durumu sindirerek espiriler yapmaya başladı tam ben banyoya girip klozet sifonunu üstüme çekmeyi planladığım sırada annesi arayınca ayağa fırladı ve beni öperek evden çıktı. Bende ödevlerimi halledip instagram da takılırken 4 tane istek geldi açarak baktığım anda Caner, Burak, Demir ve Semih'in istek attığını gördüm. Soğuk nevalede istek atmıştı demek. Ondan beklenmedik bir hareketti ben onun sosyal medya hesapları olduğundan bile şüpheliydim. Caner'in mesajıyla bulunduğum ortama geri döndüm.
Gönderen: Caner
Ee...amigo nasılsın? :)
Gönderilen: Caner
İyi yani bugün kendimi zilyonuncu kez rezil etmem dışında gerçi. Sen nasılsın? :)

Bir Sen Bir BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin