Medyada Aysima nın abileri. Tuna aytunç
M.S. 3. Y.y.
Yer: Atsuhatop
Burası farklıydı ve bana yabancı geliyordu. Ve en önemlisi ise konuşma becerimi yitirmiştim. O beni yine kucagına almıştı. Onun kolları sımsıcaktı sanki bu kollarda tarif edemediğim bir huzur vardı. Gözlerim sanki bana uyumayı emrediyordu. Yavaş yavaş göz kapaklarım kapanmaya başladı. Ben de kendimle ugraşmak istemiyordum. Güzel bir uykuya dalmaya başladım.
Günümüz..
Aysimaaaa...
Aysimaaaaa..
genç adam yorgun argın ve bitkin haldeydi dün geceden beri uyumamıştı. Sevdigi kadınını arıyordu. Dün gece aysima gitmesinden on dakika sonra güneşli hava bir anda kararmaya başlamıştı. Hemen yerden kalktı. Ön bahçeye dogru koştu. Aysimanın motoruna baktı. Hiçbir yetde göremedi. Tam da tahmin ettigi gibi en çok sevdogi motoruyla gitmişti. Bir ana kafasına taş gibi bir şey çarptı. Taşın çarptıgı yerde sıcak bir sıvı akmıştı. Elini yaranın üstüne koydugunda kafasında akan bu sıcak sıvının kan olduğunu anladı. Hemen eve dogru hizlicana koştu. Bu sırada bir iki tane daha dolu kafadına osabet etti. Ev de pansuman yapıp. Hemen bütün atama ekiplerini aradı. Bir saat olmadan hepsi gelmişti. Bu sırada dolu da bitmişti. Yola koyuldular. İzmir'in her yerini karış karış aradılar. Ama bulamadılar. Saat sabahın yedisiydi. Ama hala ausimadan bir iz yoktu. Sina daha pes etmemişti. Fakat vücudu buna dayanamıyordu. Arabasına bindi. Ve sadece on dakika kestirecem derken. Izin bir uykuya daldı.
M.S. 3. Yüzyıl
Yer Atsuhatop
Burnuma enfes kokular geliyordu. Sanki hayatım da bu kokuları koklamamıştım. Ayriyeten erkek sesleri geliyordu. Aanki gelen sesler birbiriyle kavga ediyorlardı.
Genç kız gözlerini yavaş yavaş açıyordu. Orda bulunan kişiler yani abileri Aytunç ve tunaydılar. Kız kardeşlerinin öldügünü sanıyordular. Ve kız kardeşlerinin tam yakılacagı an da dirilmesi onları ve herkesi şasırmıştı. Kız kardesleri gözünü açmıştı. Bir an da ikisi de geri çıksa da kız kardeşinin gözlerinde o derin masumlugu gördüler. Kız kardesinin yanına ilk Aytunç gelmişti. Aytunç fiziki olarak diger prenslere göre daha kalıplıydı. 1.85 metre boyundaydı. Bembeyaz bir teni vardı. Simsiyah uzun saçlarıyla kızların dikkatini fazlasıyla çekiyordu. Dövüş sanatlarına merakı vardı. Kız kardesinin elini tuttugunda farklı bir şey hissetti. Suçluluk duygusuydu Canı gibi sevdiği kardeşini o yaşlı bakana vermemeliydi. Kız kardeşi o adamla evlenecegini duydugunda ilk onun yanına gitti. Çünkü abisinin bu evliligi durduracagına inanıyordu. Ama abisinin o acı sözlerini duyunca. Sima sen o adamla evleneceksin. Anladınmı beni! Genç kız abisinin suratına baktı. Orda para hırsı bürünmüş bir adam oturuyordu. Hiçbir şey demeden. Ordan hızlıca koşup. En sevdiği yere gitti. Güneş in sesi anlamını verdiği. Göle gitti. Tanrıya dua etti ve canını alması için sonrada göle dogru yavaşça yürümeye başladı. Bir iki dakika sonra da bilincini kaybetti. Kendisi buna şahit olmuştu. Ama kardeşine yardım etmemişti.
Genç kız karşısında ki kişinin kim olduğunu ya da niçin burda oldugunu bilmiyordu. Bir anda beynin içerisinde bir şeyler olmaya başladı. Bir kız görüyordu. Çok genç, şirin, tatlı, minyon tipli bir kızdı. Konuşmaya nasıl başlayacagını bilmiyordu. Kızın konuşmasını bekledi. " Merhaba Aysima ben sima sen şimdi benim bedenimdesin. Senin burda bir görevin var. Ve Ayriyeten benim intikamımı almaya geldin." " Peki sima ben şimdik senin bedenindeysem sen kimin bedenindesin. Ve dedigin bu görev ve senin intikamını neden ben alıyormuşum anlamadım?"
Aysima sana herşeyi teker teker anlatacağım. Ama zamanla sen bana yardım etmek istiyor musun
Sana neden güveneyim ya bu bir oyunsa bunların hepsi sanalsa. O zaman sana ne yapacagımı ben bile bilmiyorum.
Aysima sen en iyi arkadaşım dedogin ve sevdigin adam tarafından ihanete ugradin. Ben de abim aytunç tarafından ihanete uğradım. İkimiz de ihanete uğradık. Bu senin icin yeterli degil mi.
Aslında bilmiyorum sima ama bu olanlar sence saçma degil mi resmen kaç bin yılındayım ve şu an bir ruh la konuşuyorum. Sence bu mantıklı mı?
Biliyorum bunların hepsi çok tuhaf ama senden başka yardım isteyecek hiç kimsem yok. Lütfen aysima benim kendi ailem beni ölüme zorladı. Lütfen benim intikamımı al!
Tamam kabul ama ben hep bu bedende mi yaşayacagım.
Buni bilmiyorum aysima ama bunu ögrenecegim ve sana söyleyeceğim.
Bir anda geldigi gibi bir anda gitti. Yine o sesleri duyuyordu. Gözlerimi yavaş bir şekilde açtım. Çünkü gün ışığı gözlerimi acıtıyordu. Sıcak, kalın ve büyük bir şey sol elimi tutuyordu. Elimi o şeyden kuryarmaya çalışıyordum. Ama nafile o her neyse elimi sımsıkı tutuyordu. O tarafa baktıgımda ise içimden bir ses bana sesleniyordu. " O aytunç abim beni o pis bakana satmaya çalışan abim ve beni ölüme terk eden abiim... bir anda ses kesilmişti. Aytunç a baktım. Bir anda yüzüm gerilmişti. Var gücümle elimi ondan hızlıca çektim. O da sanki neye uğradığını bilemedi. Yüzünde şaşkınlık ifadesi vardı.
Sima bu ne terbiyesizlik! Ölümden döndün ama hala terbiyesizligin devam ediyor. Si-
Onun konuşmasını bölerek Sen bana terbiyesiz diyemezsin sevgili abicim beni orda ölüme terk ettin . Beni kurtarabilirdin buna şansın vardı. Ama sen beni terk ettin sevgili abicim. Yüzün de ki şaşkınlık ifadende anlaşılacağı üzere benim bilmediğimi sanıyordun sanırım.
Karşımds ki adamın teni beyaz olduğu için yüzü domates gibi kızarmıştı. Konuďmak istiyordu sanki ama konuşmadı ayaga kalktı. Tahta kapıyı yana kaydırarak dışarıya çıktı. Digeri ise inanmayan gözlerle bana bakıyordu. O da yerinden kalktı ve dışarıya çıkacakken kızın yanına geldi. Yatagına oturdu ve kıza sarıldı. O kalın dudaklarından şu sözcükler döküldü. Beni bir daha bırakma kardesim. Seni seviyorum sima" dedi ve gitti. Şaşırmıştım çünkü sima küçük abisinin ona ne kadar kötü davrandığını söylemişti. Ama şimdi bu neydi. Hangisi dogruyu söylüyordu bilmiyorum ama burada ki hiç kimseye güvenmemeliydim onu çok iyi biliyordum. Ayaga kalkmaya çalışırken yere düştüm. Gözlerimi havaya kaldırdıgımda bir çift el gördüm. İyice havaya kaldırdıgımda ise onu gördüm. Bana yardım eden kişiyi gördüm. Ellerinden yardım alarak kalkmaya çalıştım. Onun o simsiyah gözlerine baktım. Sen kimsin ve hep yardıma muhtaç oldugum zaman ortaya çıkıyorsun.? Yüzünde bir naske vardı. Ama niçin taktıgını bilmiyordum. Sorumu cevaplamadan dışarıya çıktı. Herhalde buranın erkeklerinde bu özgüydü. Bana ne bunlardan ben buraya simanın intikamını almak için geldim. Ama diger görev neydi. Onu bilmiyordum. Keşke sima yı dinleseydim de ögrenseydim. Onu da diger ki sefere ögrenirim. Açık olan kapıdan dışarıya çıktım. Saga baktım sola baktım hiç kimse yoktu ve bu koridorlar çok uzundu burada çabuk kayboluverirdim. İç sesimi dinleyerek sol tarafa dogru gitmeye başladım. Etrafıma iyice bakıyordum ki hiç bir şeyi unutmayayım diye ama nafileydi çünkü her yer kiremit renginde ki tahtalarla yapılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atsuhatop
Historical FictionEger bu kitabtaysanız bir tane küçük yorumunuzu benden esirgemeyen :) ♥ tatlı değerli insanlar