5. Bölüm

23 1 0
                                    

Bir hafta geçmişti olayın üzerinden ve benim ne bir evim ne bir kimsem yoktu. Cihan'nın bana çok kızdığını anlasamda gidip özür dileyip dilememek arasında gidip geliyordum.
Cafe'ye gittiğimde Cihan'nın odada olduğunu, Ali'nin ve Eylül'ün mutfakta olduğunu öğrendim. Kapıya yavaşça vurup "Gelebilirsin" sesini duyunca kapının kolundan tutup içeri girdim. Beni görünce şaşırmış gözlerle yanıma geldi.

"Gittin zannetmiştim."

"Ben arkadaşlarımı yarı yolda bırakmam Cihan efendi." dedim sıcak bir gülümseme ile.

"Özür dilerim"

"Dileme, benim hatam vardı." diye ekledim ve boynuna sarıldım. Sarılıp sarılmamak arasında kalmıştı ve sarıldı. İlkez birine bu kadar samimi sarılmıştım.

"O zaman bana kahvaltı ısmarlaya bilirsin." dedim gülerek. Cihan'da kahvaltı yapmadığını belirtti. Telefonla odaya kahvaltı istedi.

"Dicle, babanı neden görmek istemiyorsun?"

"O benim sadece oluşumumu sağladı o gün bile hata yapmış hayatı anneme zindan etti sonra annem öldü hayatımda ki tek insan öldü Cihan." dedim ve gözlerimin dolduğunu anlasamda devam ettim.

"Sonra kız olmaktan çıkmış gibi oldum. Kendimi dövüşe, yalnızlığa ve daha fazladına verdim."

"Etek,elbise neden giymiyorsun?"

"Onları annem çok severdi banada dikerdi ama 6 yaşından sonra ne güldüğümü görürdü insanlar nede etek giydiğimi ben hayattan vazgeçmişim Cihan etek giymesem ne olur?" Kahvaltı odaya gelmişti ve 1 haftadır sadece simit yediğimden midem gitmişti.

"Doydun mu?" Kafamı sallayarak cevap verdim.

"Mutfağa gidiyorum." kafasını salladı ve odadan çıktım. Mutfağa doğru ilerlerken kapıyı açtım ve Eylül ile Ali'nin yüzündeki kahkahaları gördüm. Bazen gerçekten kıskanıyordum insanların içtenlikle attığı kahkahaları.

"Gençler, önlüğüm nerde?" Ali yerini gösterdi ve giydim. Ali'nin dediklerini Eylül ile yetiştirmeye çalışırken hava çok sıcak olmaya başlamıştı. Akşama doğru harika bir fikrim vardı.
Ali'nin dediklerine yetişmeye çalışırken saatin yedi olduğunu gördüm. Cafeyi kapatıp temizledikden sonra bağırmaya başladım.

"Millet beni takip edin." Şaşkın gözlerle birlikte koşmaya başladım ve ben koşunca onlarda koştu. İskeleye doğru koşuyordum. Bir anda beklenmedik bir hareket yaparak denize bıraktım kendimi. Uzun süre çıkmayıp atlamalarını bekledim ve ilk hareket Cihan'dan geldi beklediğim bir hareketti aslında.

"Dicle iyi misin?" diye alaycı bir tavırla sordular.

"Tabiki, su çok güzel hadi gelin." Peşinden Ali ve Eylül atladı takım tamamlanmıştı. Sekize kadar su savaşı yapar gibi eğendik. Derine dalmak istediğimi belirtip iskeleye çıkıp tekrar atladım Cihan'nın olduğu yere atladığımı anlamayarak suyun altına gider gitmez Cihan'ı yalnışlıkla yanakla dudak arasında kalan yerinden öptüğümü fark ettim. Suyun altında ikimizde birbirimize bakakalmışken yüzeye çıktık. Ali ve Eylül'e birşey çaktırmamaya çalışıyordum. biraz zaman geçtikden sonra güneşin denize turuncu yansımasını izlemeye başladım. Ali ve Eylül işlerinin olduğunu belirtip gittiler ve Cihan' hemen saçmalamaya çalıştım.

"Cihan, yalnışlıkla oldu yani ben istemedim yani atladım bende bilmiyorum galiba."

"Dicle, unuttum gitti." diye ekledi ve içime ferahlık geldi. Suda ikimiz kalmıştık. İskeleye çıkıp güneş batımını izleyip Cafe'nin yolunu tuttuk. Yolda giderken ben hala utancımdan yüzüne bakamıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 26, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DİCLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin