Denizin kokusu gibi, martıların sesi gibi, sahilin açması gibi değildi hayat.
En son bayıldığımı hatırladıkdan sonra utanç hissederek cafe'ye girdim.
"Cihan, şikayetçi oldular mı?"
"Dicle, üzerine geldim, özür dilerim şikayetçi olmamışlar."
dedi ve yüzünde hafif bir kızarma belirdi.
"önemli değil, ben sana demiştim."dedim ve ukala yürüyüşü yaparken birden pencereden bakınca Eylül'ü gördüm.
Sanki arkasında ki adam onu takip ediyor gibi duruyordu ya da öylemiydi? Tam Eylül'ün yanın gideceken, arkada ki siyah giyinen adam Eylül'ü bir anda kucağına alarak koşmaya başladı.
"Eylüllllll"
"Dicle iyi misin?" dedi Ali.
"Arkadaşımı kaçırdılar Ali koşş!"
derdemez hemen arkalarından koştuk ama nafile alıp gittiler bile.
Telefon:Gizli Numara
"Alo, arkadaşın elimizde eğer onu istiyorsan hiçbirşey yokmuş gibi davran ve atacağım konuma gel."
dedi ve telefonu suratıma kapattı, bende tabiki kimseye demeden,
"Ali ben gidiyorum beni merak etmeyineğer yarın buraya gelmezsem beni aramaya başlayın."
Cihan'dan:Dicle'nin kendi başına belaya girdiğini görerek, onu yalnız bırakmadık.
"Ali bırak şu önlüğü takip ediyoruz." dedim ve hemen koşmaya başladık.
"Cihan nereye gidiyor"
"bilmiyorum Ali bak taksiye bindi koş!" bizde hemen taksiye atlayıp devam ettik;
"Dicle of"
Araba ormana gelmişti, buraları iyi biliyor olmalı yoksa gelmezdi.
Dicle'yi takip ederken adamın Dicle'nin arkasında olduğunu fark ettim ve sırtına vurdu. Hemen arkasından koşsakta nafile.
Iş iyice cinayet masasına dönerken birden kafamıza kürek yemiştik.
Gözlerimizi açtığımızda Dicle'nin arkadaşı ismi galiab Eylül o vardı ve Dicle vardı.
Eylül'e hiçbirşey demiyor, sadece Dicle'ye bakıyor ve;"yazık olacak bu güzelliğe, birazdan bizi dövdüğün gibi döveceğiz seni." dediler ve Ali ile gözlerimiz fal taşı gibi açıldı.Birşey fark etmiştim, normalde kızlar rehine, kaçırılma gibi olaylar olurken ağlarlardı ama aksine Dicle kahkaha atıyordu.
Bizim ve Eylül'ün ağzını çözdükten sonra, Dicle'ye tokat atmaya başladılar. Ali burdan;"Eğer o kıza birşey yaparsanız doğduğunuza pişman ederim."
demesine rağmen adamlar hiç takmıyor Dicle'nin saçını çektiler.
"Ali var mısın?"
"hep bu anı bekeldim" dedi ve hemen çocukken yaptığımız hareketleri yaparak 4 adamı indirmiştik bir tanesinde silah vardı, yaklaşamadık.
Eylül'e doğru yöneltti ve tam tetiğe basmıştı ki Dicle atlayarak, kurşun kolundan sıyırdı."Dicle,Dicle" diye bağırırken Eylül:
"tamam sakin olun Eylül bandananı verir misin?" dedim ve üniversiteden kalma pasumanımal bandanayı sarıp bekledim.
"Cihan, ambulansı arayamayız adamları duydun Dicle dövmüş kızın başı derde girer, cafe'ye gidelim" derdemez kafamı iki yana sallayarak tamam işareti yaptım.
Cafe'ye geldiğimizde çok yorgundu ve gözlerini kapatmıştı. Ilk yardım çantasından birşeyler çıkardıktan sonra, pasuman uyguladım.
Bir anda derin bir nefes alarak gözlerini açtı ve ben o arada kendimi tutamayıp,
"sen hiç değişmeyeceksin..."Dicle'den:
"noldu bana"
"boşver, dinlenmene bak." dedikten sonra aklıma bir anda geldi hepsi Eylül'e yan gözle baktıkları için hepsini eşşek ağaca çıkana kadar eziyet etmiştim."Dicle iyisin dimi"
"Eylül iyi misin?"
"ben iyiyim, bize gidelim mi?"
"asla!"demiştim bağırarak ve o sırada Melisa denen kız 20 cm'lik topuklarıyla topuklayarak yürüyordu.
"Cihan, iyisin umarım iki yelloz yüzünden sana birşey olabilirdi, hem intihar etmeye çalışıyorlar sizide peşinizde sürüklediler." sinirlerimin tavan yaptığı anda;"intihar ermek istesem senin egona tırmanıp IQ seviyene düşerdim ki düşemezdim arası çok büyük malum IQ -200"
"Haltsize bak! sen kimsin benimle böyle konuşursun seni buraya almazlar burası be-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİCLE
Romance24 yaşında olan ama hayatını daha 6 yaşındayken kaybetmiş olan psikopat bir kızın Dicle'nın hikayesi ve acı çekmemiş olan acı çektirmiş olan Cihan'ın hikayesi... büyük aşkın, en acı hikayesi. ~~~~~ iyi bak sevgilim bu enkaz senin eserin. ~~~~~ gidi...