Lütfen bölüm sonundaki yazıyı okuyun. Keyifli okumalar.
Küfrederek merdivenleri iniyordun ki bir adamın 'Biletimi satıyorum.' diyerek bağırması kaybettiğin umudun oluvermişti.
.
"Bileti alıyorum."
"Bileti alıyorum."
Duyduğun sesle görüş açını karşında duran adama doğru çevirmiştin. Bileti mi almak istiyordu o?
"İkinize de satamam bileti. Yalnızca biriniz alabilir." öne atılmıştın, o bileti alman gerekti.
"Lütfen bana satın bu beyefendiden önce. Ne kadar istiyorsunuz?"
"Niye sana satıyormuş? Bana satın bayım, lütfen." bu adam yürek mi yemişti, o bilet senin olmalıydı.
"Önce ben geldim beyefendi, lütfen aradan çekilin."
"62 €, bileti almak istiyorsanız parayı şimdi vermelisiniz." Yanlış mı duymuştun, adam sana normal bir bileti 2 katına mı satmayı teklif etmişti? Resmen dolandırıcılıktı bu.
"Ben bir bilet parası getirdim bayım, siz bana iki katına satmayı teklif ediyorsunuz!"
"O zaman size güle güle. Peki siz beyefendi, hanımefendi almıyor siz de almıyorsanız başka alıcılar bulmalıyım." bileti satan adam sana doğru göz devirerek konuştuğunda kendince söylenmeden edememiştin.
"Benim yanımda da bir bilet parası var bayım. Üzülerek söylüyorum, biletinize yeni alıcılar bulmalısınız."
Satıcı adam biletine yeni alıcılar aramaya başladığında sende üzülerek bisikletine doğru yürümeye başlamıştın. Ah şu kahrolası hurda bisiklet, onun yüzünden en sevdiğin yazarın söyleşisine katılamıyordun. Delirmemek mümkün müydü, kafanı taşlara vursaydın... HAKLIYDIN.
Bisikletinin koltuğuna oturacağın sırada duyduğun ses seni durdurmuştu.
"Hey bisikletli dur, söyleşiye ikimizin de katılmasını sağlayacak bir çözüm buldum."
Sesin sahibi az önce bilet için tartıştığın yakışıklı çocuktu. Evet, yakışıklıydı. Bileti almak için uğraşırken fark etmemiştin ama çocuk yakışıklıydı. Hem de fazlasıyla. Bir dakika. Ne? Ne demişti o, söyleşiye ikimizde girebiliriz mi?
Meraklı bakışlarını karşında duran yakışıklı çocuğa doğru yönelttin. "Nasıl olacak o? Tek bir bilet var!"
"İkimizde de 1 bilet parası var. Birleştirirsek, son bileti alabiliriz. Fakat bir bilet olduğu için sırayla gireceğiz söyleşiye, kabul mü?
Koşarak bileti satan adamın yanına gitmiştin. "Bayım bileti alıyoruz."
.
Söyleşi tam 2 saatti. İlk saat sen girmiştin. Sen çıktıktan sonra da sana bu mükemmel teklifi sunan yakışıklı girmişti söyleşiye. Çok sevdiğin yazar Doo Kyung Soo'nun söyleşisine Almanya'da katılmak... Senin için GURUR VERİCİydi.
Peki ya sonra ne olmuştu? Yakışıklı bulduğun çocuk sana adını bahşetmişti ve sende ona. Kim Jong In...
Beraber birer kahve içerek sohbet etmiştiniz. Sana kendinden bahsetmişti. Almanya'ya nasıl geldiğini, nelerden hoşlandığını... Konuşurken fark etmiştin ki çok güzel gülüyordu ve bir çok ortak noktanız vardı.
"Sen anlatsana, neden buradasın Kore'ye gitmek yok mu planların arasında?"
"Bilmem, kendimi bildim bileli buradayım. Annem ve babam birbirlerinin ilk aşkıymış Almanya'da tanışmışlar, sanırım bende ilk aşkımla burada tanışmak istediğim için gitmiyorum."
Söylediklerinden sonra bir kaç dakika göz göze gelmiştiniz, hiç konuşmadan. Sadece gözleriniz konuşmuştu. Sadece gözleriniz... Anı bozan garsondu, bir isteğinizin olup olmadığını sormuştu. Eyy garson zamanını mı buldun ayol. NE YAPIYORSUN SEEEENNN?
"Kalkalım mı? Arkadaşlarıma söz verdim de geç olmadan ayrılalım istersen?"
"Olur bana da uyar. Nasıl istersen..."
Oturduğunuz mekandan kalkmış boş sokakta yürüyordunuz. Ileride bir yol ayrımı vardı ve orada ayrılacaktınız. Bunu düşündükçe içine kötü bir his gelmişti. Ayrılmak istemiyor muydun yoksa?
"Işte yol ayrımına geldik, ben buradan gideceğim. Tanıştığımıza memnun oldum Jong In. Umarım birdaha görüşürüz." Karşında duran bedenin bir anda suratının düştüğünü görmek, seni üzmüştü istemsizce.
"Peki öyleyse, bende memnun oldum, bugün için de çok teşekkür ederim. Hoşçakal ve kendine iyi bak."
"Sende, iyi günler."
Arkanı dönüp yol ayrımından başka bir sokağa girmiştin. İçinde bir burukluk oluşmuştu. Hoşlanmış mıydın? Evet. Aşık mıydın, evet.
"Eğer arkamı döndüğümde bıraktığım yerde beni izliyorsa..."
Ve oradaydı. Kim Jong In. Bıraktığın yerde, seni izliyordu.Koşarak geri yanına döndün, birdaha göremeye bilirdin. Ama içinde kalmasına da izin veremezdin.
"İlk görüşte aşka inanır mısın, ben inanırım ya gitmesen?"
Gitmesini istemediğin adamı durdurmak için dudaklarından çıkan sözlerden sonra, bulutların üstünde uçuyormuş hissini hissetmen doğru muydu? Evet doğruydu, sonuna kadar.
Sevdiğin adam, hislerini söylediğinde senin dudaklarına yapışmıştı ve hislerine karşılık vermişti. Şuan nasıldın peki?
"Bulutların üstünde uçan bir peri kızı."
Selamlar 🙃 Nasılsınız?kitapların kapaklarını değiştirdim, nasıl olmuş böyle çok içime sindi benim
Istekleriniz varsa belirtin lütfen, tişikirlir.Rinasshi'
27.07.18
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trennug | OC ✅
Fanfictionİlk görüşte aşka inanır mısın, ben inanırım peki ya gitmesen?" •Rina's °17.07.18 - 15.01.19°