Episode 35. "Love will remember."

3K 109 6
                                    

İşte yeni bir bölüm! Biraz vote sayısını arttırsanız diyorum? Önceki bölümlere de vote vermediyseniz,lütfen verin.Okuduğunuzu bölümlere oy verin.Diğer bir konu ise,şu son bölümlerde,bolca şarkılardan yararlandığımın farkındayım ama bence bu tür duygusal bölümleri en güzel şarkılar anlatır.Bu bölümde kullandığım şarkılar,Passenger-Let Her Go,Rihanna-What Now,Selena Gomez-Love Will Remember.Ayrıca,bugün çok sevdiğim bir sanatçının yani Selena Gomez'in doğum günü,iyiki doğdun Gomez.*-*

Bölüm hiç güzel olmadı,içime sinmedi tam.O yüzden affedin,iyi okumalar! 

Sıkıntılı bir nefes verdim.Geleli tam üç hafta oluyordu,sanırım artık çocuklar ile konuşma vaktim gelmişti.Harry'den aldığım haberlere göre,yönetim onlara nerede olduğumu söylememiş,sadece küçük ve kısa bir tatilde olduğumu söylemişti.Benim ricam olduğu için,çocuklar da daha fazla üstelememişti.İki haftada Harry toplam 6 kere gelebilmişti,aksi takdirde çocuklar şüpheleniyordu.Telefonumu elime aldım ve rehberden Liam'ın numarasını buldum.Üç çalıştan sonra,Liam'ın sesi duyuldu."Melis! Senin için ne kadar endişelendiğimizden haberin var mı?" Böyle olacağını biliyordum.Ona nazaran,sesimi alçatıp,konuşmaya başladım."Biraz kafamı dinlemek istemiştim,Lee.Üzgünüm.Sana adresi vereceğim,dördünüz de gelin,ama lütfen O'na adresi verme." "Tamam,adresi mesaj olarak at,bebeğim." Telefonu kapatıp,adresi Lee'nin numarasına yolladım.Onlar gelinceye kadar evi toparlamalı,duş almalı ve bir şeyler hazırlamalıydım.

***

Salona şöyle bir göz gezdirdim,gayet temizdi.Benim için en zoru,peçete çöplerini toplamak olmuştu.Titrek bir nefes verdim ve kek hazırlamak için,mutfağa girdim.Büyük bir kap çıkardım ve gerekli olan malzemeleri de yanına koydum.

Flashback

Sevinçle ellerimi çırpıp,kek yapmak için mutfağa indim.Zayn en çok çikolatalı severdi.Bu yüzden kakaokuyu,yumurtayı,unu çıkardım.Ben karşımı çırparken,Zayn de portakal sıkıyordu.Düşünceli sevgilim.Tepsiyi fırına verdikten sonra,portakal suyunu bardaklara dökmesine yardım ettim.

O günü,her karesiyle hatırlıyordum.O evde,Perrie kaldı diye,yeni bir ev almıştık.Aslında almıştı.Onu aklımdan atamıyordum işte! Her anımda,onun parmağı vardı.Zayn benim her şeyim olmuştu,ben fark edememiştim.

Kek yapımı bittiğinde,fırını 180 dereceye ayarladım ve tepsi fırında yerini buldu.Üstümdeki önlüğü,çıkardım.Bir duş almalıydım,ter kokuyordum.Yarım saat sonra gelirler,diye düşünürken kıyafetlerimi çıkarmaya başlamıştım.Ilık suyu ayarladım ve vanilyalı vücut losyonumla,iyice yıkandım.Saçımı da,aynı aromalı şampuanla köpürttüm.İşim bitince,üstüme pembe bornozumu geçirdim ve önceden çıkardığım çamaşır takımımı üstüme geçirdim.Ne giyeceğime karar vermemiştim,özenmek ve bakım yapmak istemiyordum.Ama onlara iyi olduğumu göstermeliydim.Onları üzmek istemiyordum.Üstüme,beyaz bir tulum geçirdim.Haki rengi ceketimi de üstüme aldım.Gayet hoş olmuştum.En azından onları,iyi olduğuma ikna edecek bir kombin seçmiştim.Saçlarımı açık bıraktım.Toplamak istemiyordum.(Giydiği kıyafetler,Multimedia.)

Zil çaldığında,aşağıya inmek zorunda kalmıştım.Sırıtan 4 surat gördüğümde,ister istemez ben de gülümsemiştim.5.suratı her şeyden çok özlemiştim.

Beni aralarına alıp,kısa süreli bir grup kucaklaşması yaptılar.Gülmek istiyordum,ama ağzımda bir kilit vardı sanki,ve bu sadece o geldiğinde çözülecekti.Onları içeri davet ettiğimde,hepsi ıslık çalmıştı.Evimi çok beğenmiş olmalılardı."Sahil çok güzel! Tanrım,hiç kumsala indin mi?" Pencerenin kenarında,hayranlıkla denize bakan Niall'ın yanına yaklaştım."Hayır,inmedim." "Bugün inelim mi? Ne dersiniz?" Kafamı,Liam,Harry ve Louis'ye çevirdiğimde omuz silktiklerini gördüm.Odayı kısa süreli bir sessizlik kaplamıştı.Kekimi servis etmek için tabakları çıkardım ve hepsine birer dilim koydum.Bardaklara doldurduğum portakal suyunu tepsiye koydum ve çocuklara tek tek uzattım.Ben kendime hazırlamamıştım,iştahım yoktu."O nasıl?" Yerimde kıpırdandım."Pişman,yorgun,bitkin,sinirli,öfkeli.Bu kadar kötü olacağını düşünmemiştik.Tek yaptığı şey içmek,hem sigara hem içki.Ve uyuyor,fotoğraflarınızla beraber." Seslice yutkundum.Gözlerimin yanması,ağlayacağımın habercisiydi.Tam 3 haftadır,onu görmüyordum."Komaya girecek diye korkuyoruz,ama şu ana kadar hiç birimiz içki içmemesi için onu ikna edebilmiş değil." "Her neyse." Dudaklarımdan dökülen bu sözler,onları şaşırtmış görünüyordu.Hışımla ayağa kalktım."O,beni aldattı? Farkındasınız değil mi? Hem de kim ile?" Hepsi sessiz kaldıklarında,burukça gülümsedim."Bakın,cevabını o kadar iyi biliyoruz ki,söylemenize ihityaç kalmıyor! Ben sahile iniyorum,gelecekler varsa,en fazla on dakika bekleyeceğim." Kalçamı,kapıya yasladım ve 10 dakikalık süreyi başlatmış oldum.Sinirden ellerimin titrediğini hissedebiliyordum.Yaklaşık iki dakika sonra yanıma geldiklerinde,kapıyı açtım ve patika yoldan inerek,sahile ulaştık.Geleceklerini biliyordum,sadece sinirlerim bazen böyle oluyordu.Yıpranmıştım,3 haftada 30 yaşına gelmiş gibi hissediyordum.

***

"Tekrar geleceğiz.Söz." Gülümsedim.Evden ayrıldıklarında içimde buruk bir sevinç vardı.Sahilde çok güzel vakit geçirmiştik.Ama şimdi yine yalnızdım.Günün sonunda ben 3 haftadır,hep yalnızdım.Bir gece hariç,Harry'nin kaldığı gece.

Üstümdeki tulumu çıkarıp,askıya astım ve beyaz pijama takımımı üstüme geçirdim.Uyumak istiyordum.

But you only need the light when it's burning low
Ama ışığa, yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın

***

Gözlerimi,ellerimle ovuşturdum ve ağzımı şapırdattım.Dilimde kekremsi bir tat vardı.Yatmadan önce içtiğim ballı sütten dolayı olmalıydı.Ayaklarımı sürüye sürüye,odamdaki banyoya ulaştım ve yüzüme su çarptım.Vitamin haplarımı içmem gerekiyordu,ama önce kahvaltı hazırlamam lazımdı.Sabahları bu kadar bitkin hissettmezdim aslında.Ama bugün sanki vücudumdan tüm kan çekilmiş gibiydi,kolumu kaldıracak mecalim yoktu.Yarım yamalak hazırladığım tostu koymak için tabak aradım.Üst raflarda olduğu için uzanmam gerekiyordu.Parmak uçlarımda uzandım.Başım dönmeye başladığında,yutkundum ve biraz daha uzandım.Bir anda her şey tersine dönüyormuş gibi oldu.Başım,sert zemine çarptığında,gözlerimi inatla açık tutmaya çalışıyordum.Mermere akan kanı gördüğümde,midemdeki tüm yiyecekleri çıkarmak istedim.Kandan korkardım ki ben! Yaklaşık beş dakika,inatla açık tutmaya çalıştığım gözlerim,artık irislerimi saklamak zorunda kaldı.Göz kapaklarımın üstündeki ağırlığı taşıyamıyordum.Ve gerisi karanlığa bürünmüştü...

I found the one, he changed my life
O'nu buldum, hayatımı değiştirdi
But was it me that changed
Ama değişen ben miydim,
And he just happened to come at the right time
Ve o sadece doğru zamanda gelen kişi miydi?
I'm supposed to be in love
Aşık olmam gerekiyordu,
But I'm not mugging
Ama ben değilim,

Zayn'in Ağzından

Kalbime saplanan ağrı ile olduğum yerde durmak zorunda kalmıştım.Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes almaya çalıştım.Ama olmuyordu,kesik kesik nefes alabiliyordum ve bu kalbimi oldukça acıtıyordu.Keskin acıdan dolayı,göz yaşlarım benden bağımsız düşmeye başlamıştı.Bunu en son 4 yaşımda yaşamıştım,amcam öldüğü zaman.Fazla stres ve üzüntüden dolayı oluşuyordu.Boğazımdaki yumrunun gitmesi için yutkunmaya çalıştım.Kalbimdeki acı gittikçe büyüdüğü için,son çare telefonuma uzanmaya çalıştım.Liam'ı ararken,acı iyice katlanıyordu."L-liam,iyi değilim,e-evime..." Telefonumun yere düşme sesi,sessiz odada büyük bir yankı yaparken,gözlerimi kapatmak zorunda kalmıştım.Son isteğim onu bir kez daha görebilmekti.

You said you loved me.
Beni sevdiğini söyledin.
I said I loved you back.
Ben de seni sevdiğimi.
What happened to that?
Ona ne oldu?
What happened to that?
Ona ne oldu?
All your promises,
Bütün sözlerin,
And all the plans we had.
Yaptığımız bütün planlar.
What happened to that?
Ona ne oldu?
What happened to that?
Ona ne oldu?


Boom gone, yeah we move on.
Bom! gitti, evet gidiyoruz.
Even if we try to forget,
Unutmaya çalışsak bile,
Love will remember you
Aşk seni hatırlayacak
Love will remember me.
Aşk beni hatırlayacak

I know it inside my heart.
Bunun kalbimin içinde olduğunu biliyorum
Forever will, forever be ours
Aşk daima, daima bizim olacak
Even if we try to forget,
Unutmaya çalışsak bile,
Love will remember.
Aşk hatırlanacak

Right Now || z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin