1

5 0 0
                                    

  Ondan ayrıldım, birisiyle buluşmam gerekiyordu. Yeni birisiyle tanışmak bana iyi gelecekti. Geçmişin yakama yapışıp nefesimi kestiği o günler geride kalacaktı, öyle düşünüyordum en azından.
  Birbirimizi bulduk. Üzerinde pembe bir tişört vardı, şapka ve güneş gözlüğü takmıştı. Fotoğraftakinden bir farkı yoktu.
  "Fotoğraf çekip gitmeyeceksin değil mi?"
   "Dediğim gibi, takılırız biraz. Kaçmam, merak etme."
   İnternetten tanıştığım bu çocuğun ismi Deniz'di. Bir zamandır bana yazıyordu. Hesabımdaki fotoğrafları beğenmişti, bu yüzden kendi vasat fotoğraflarının telafisi için ben fotoğrafını çekecektim.
  Sahilde yürürken mışıl mışıl uyuyan bir kediyle karşılaştık, kedileri çok severdim. Beş tane de kedim vardı hatta bunu ona söylediğimde baya şaşırdı.
  Yerde yatan kediyi sevmeye başladım. Fotoğrafımı çekmeyi önerdi, ben de kediyi kucağıma almaya çalıştım ama beni tırmaladı ve kaçtı. Biraz ötede başka bir yere kıvrılarak uyumaya devam etti.
  "Tüh, kedileri kucağıma almayı severim de."
  Biraz sahilde dolandık, fotoğraflarını çektim. "Sende iş varmış." dedi. Alttan alan bir bakış attım. "Tişikürler."
  On altı yaşında olduğumu duyunca şaşırdı, o on sekiz yaşındaydı, lise sona geçmişti. Spor olarak Tekvando yapıyor ve yüzüyordu. Bense sanatla daha çok ilgileniyordum. Ona instagramda piyano çaldığım bir videomu izlettim. Çok güzel bir parçaydı.
  Beraber çiğdem çitliyerek müzik dinledik, denizin kenarına oturduk. Birbirimizi tanıyacak oldukça vaktimiz olmuştu.
  Hava karardı, sahilin kapalı kısmına geçtik, kayalara oturduk. Sahilin bu kısmında in cin top oynuyordu.
  "Kalabalık içersinde bahsetmek istemediğin şu şeylerden konuş bakalım." dedi. Neden bu ıssız yere getirildiğimi anladım. Geçmişimi öğrenmek istiyordu. İçime bir yumru oturdu, ağırlaştım birden.
  "Hadi anlatabilirsin. Ben seni yargılamam. Şöyle bir huyum vardır ki ne dersen de arkanda olurum."
  Stresle dondum kaldım. "Nisanda... İntihar ettim." Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Sol bileğimdeki izleri okşadım. Bunları görmüştü, bunu tahmin etmiş olmalıydı.
  "Sonra bir ay sonra..." devam edemedim. Söyleyemezdim ona beni yargılardı.
  Zihnimi okumuş gibi "Ben seni yargılamam." dedi tekrar. Elimi tuttu, güç vermek için.
  Derin bir nefes aldım. Kalbim gürültüyle attı. "Bir ay sonra hamile kaldığımı öğrendim. Kürtaj oldum. Sevgilimden ayrıldım."
  Şaşırmıştı ama belli etmedi. Elimi tutmaya devam etti. "Bak, kaçmadım. Buradayım hala. Olabilir yani." dedi. Gözlerine baktım. Kirpikleri benimkilerden uzundu ve gözleri çok güzeldi. Çenesi hafiften uzun ve kalındı. Çok olmasa da keskin bir şekli vardı suratının.
  Gülümsedim. İçten bir gülümsemeydi benimkisi. Teşekkür ettim.
" Ben tişikür ederim. " dedi.

  Eve geldiğimde ilaçlarımı aldım ve yatmak için hazırlandım. Telefonuma mesaj gelmişti. Eski sevgilimdendi: Araf.
  Nasıl olduğumu, ne yaptığımı soruyordu. Basitçe cevapladım ve telefonumu kapattım. Tam aynı gün Deniz'e söylediğim şey geldi aklıma:
  "Şimdiye kadar o beni hiç bırakmadı. Onca insan gitti hep o kaldı sadece. Yine öyle olacak büyük ihtimalle."
  "Belki bu sefer biri daha olur ne dersin?"
  Bu biraz gerçek dışı gelmişti açıkçası. Ama kırmamak için hafifçe gülümsedim. Başını omzuma yaslamıştı, Pinhani dinliyorduk.
  "Pinhani'yi daha çok sevmeye başladım." dedi. Güldüm
 

Günlüğüm?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin