Uçakta ikimiz de uyuya kalmışız. Eee mağlum bünye alışık değil böyle yolculuklara. Hostesin tatlı sesiyle gözlerimi açtım. Hassiktir sen dünyalı mısın yavruum ?? "Yiyecek servisi yapacağım birazdan arkadaşını da uyandırsan iyi edersin" *YİYECEK YERİNE SENİ YİYEBİLİYOS MUUĞ ??* İşte tam da benim iç sesim.
"Tamam ben onu uyandırırım" dedim. Gidiyoo gidiyoo gitti. Of mk . Bu kadar talı olmayı nerden öğrenmiş? Neden tahrik edivi bir vücudu var ? *BABAM BÖYLE PATA YAPMAYI NERDEN ÖĞRENDİ?* diye tamamladı beni iç sesim. İç ses lütfen şimdi komikliğin sırası değil yavrum.
"Mineel" tık yok.
"Arkadaşım kalkar mısın ?" gene tık yok.
Girişte bekleyen hostesten buz rica ettim. Hemen getirdi kırmadı beni. Gitmeyeydi iyidi. Neyse işimize dönelim.
İçine attım buzları bizimki bir bağırdı duyan da fuuş yapıyoruz sanacak.
"Neden bunu yaptın aq -_-" hakettin :D
"Because I am bad friend"
"MAL" terbiyesiz yaa.
"Biraz kibar olsana"
"ÜRÜN :DD"
Cevap vermeye tenezzül etmedim. "Biri siksin la şunu" bakışlarımı attıktan hemen sonra hpstes geldi. Yemekleri önümüze koydu. Bunlar yerine seni yesek diye düşünürken sesli düşünmüşüm hssktr .ss Bebelak suratını bana çevirince kızardım birden. "Eğer istediğiniz bir şey olursa bana seslenmeniz yeterli" dedi ve gitti.Kahretsin her yerde kendimi belli etmesem olmazdı zaten. Minel "birileri hostese abayı yakmış" diye dalga geçti benimle.
"Azcık ciddi ol Minel"
"Bekle takım elbise giyip geliyorum -_-"
Box eldiveni verin banağğ. Kaşını gözünü morartayım şunun. Oha bi sn bebelak bize doğru geliyor. "bu arada adım Berk" dedi. İç sesim "senin adını yerim yavruum" diye kroya bağlarken dış sesim " ben de Kardelen" deyip en sevimli haliyle bebelaka gülümsüyordu.
Şans bir kere benden yana olsa şaşardım zaten. Tam çocukla konuşmaya başlamışken anons sesi duyuldu. İnişe hazırlanıyorduk. Kemerlerimizi bağlamamız söylendi ve daş bebeğim yanımdan ayrıldı -_- Hava alanında bizi yanında kalacağımız ailenin bekliyor olması gerekiyordu. Yani babam öyle söylemişti. Valizlerimizi alıp uçaktan indiğimizde bekleyenleri gördük.
Kadın yabancı aksanıyla "Sen Kardelen ve sen de Minel olmalısın" dedi. Çok tatlı bir aileye benziyorlardı. Ayrıca annemin söylediğine göre babamla da arkadaşlarmış. Töbesteyşıın bu çocuk bunlardan mı çıktı laağğn ?? Bu da ayrı bir taşmış hani.
Kadın "ben Anna bu eşim Lukas ve bu çocuk da sizin gibi Türkiyeden burada eğitim görmek için gelmiş olan Ege."
"Memnun olduk efendim" diye ekledik Minel ile.
"Aç mısınız ? İsterseniz yemek yemeye gidebiliriz gençler."
"Hayır efendim sağolun dedim. Minel de kafasıyla onayladı.
"Peki o zaman gençler arabaya binin de eve gidelim" dedi ve arabaya doğru yürümeye başladı. Biz de onu takip ettik. Arabaya bindik ve yaklaşık 30 dk sonra koskocamaan bir evin önünde durduk. Ev ev değil saray mubarek. Kapıda bizi hizmetçiler karşıladı ve valizlerimizi yukarı çıkarttı.
"Gençler okulunuz yabancı dil ağırlıklı. Türkçe konuşan biraz zor bulursunuz. Arada Türkçe konuşanlar tabiki karşınıza çıkar ama siz yine de İngilizceyi akıcı bir şekilde kullanmaya özen gösterin. Şimdi odalarınıza yerleşin isterseniz. Zaten yorucu bir gün geçirdiniz. Bir de unutmadan söyleyeyim istediğiniz zaman dışarı çıkıp istediğiniz saatte eve gelebilirsiniz. Ben çok kuralcı bir kadın değilimdir eşim de öyle. Nakit paraya ihtiyaç duyarsanız da çekinmeden söyleyin."