0.5

5.9K 669 98
                                    



Colbie Caillat - Try


Colbie Caillat - Try

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


∞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






"Ne kadar uzağa gitsede dalgalar yine dönüp dolaşıp geleceği yer yine okyanusun ta kendisidir." Edebiyat öğretmenimizin ninni gibi gelen sesi kulaklarıma dolup uyumak için beni sürekli dürtüyordu.

"Lisa," Kolumda kalemle delik açmaya yemin etmiş gibi sürekli adımı fısıldayarak kalemle tenimi deşen Jennie'yi umursamadan pencereden dışarını izlemeye devam ettim. Sabah saatlerinde en rahat yatak sıraydı gerçekten.

"Lisa,"

"Lisa,"

"Lisa,"

"Ne var be?!" Bozuk plak gibi durmadan öten Jennie'nin sesine daha fazla dayanamayarak sıranın üzerindeki başımı kaldırdım ve ölümcül bakışlarımdan ona atmaya başladım.

"Bok var yiyecen mi?" Gözlerini abartılı bir şekilde devirip sıranın altındaki telefonunu önüme bıraktığında bakışlarımı telefonun ekranına diktim.

"Bütün okul bununla çalkalanıyor. Başına yine ne iş açtın çok merak ediyorum." Jennie tıslayacak önüne döndüğünde bakışlarımı sınıfta gezdirmeye başladım. Herkes bana kaçamak bakış atıyordu gerçekten.

Önümdeki telefonu alarak fotoğrafa yakından bakmaya başladım. Tahmin eder misiniz bu neyin fotoğrafıydı? Tabii ki, benim! Yemek savaşı olduğunda Taehyung'un kucağında arka bahçeye götürüldüğümün fotoğrafı gizlice çekilmişti. Ve yanımızdaki Jungkook'u da unutamazdık.

"Böyle işin içine ben," diye küfür etmeye hazırlanıyordum ki, aniden susarak bakışlarımı Jennie'ye çevirdim.

"Jennie bak, bu fotoğrafta göründüğü gibi değil. Herşey göründüğünden tamamen farklı. Çok klişe biliyorum ama-"

Jennie aniden bakışlarını yüzüme sabitleyerek kaşlarını çattı. "Lisa saçmalama," diyerek lafımı kesti sinirle. "Tabii ki sana güveniyorum. Açıklama yapmak zorunda değilsin."

"Ama bu bir yanlış anlaşılma. Benim hani sağ bacağım burkulmuştu ya, Jungkook'ta bana yardım etmek isterken, Taehyung'da onun yanındaydı. O yüzden centilmenlik olarak o da yardım etti." diyerek tek nefeste konuştuğumda Jennie gülerek kafasını iki yana sallamıştı.

"Ah kuru kıçlı Lisa. Sana güvendiğimi zaten söylemiştim. Senin gibi iyi bir dostum olduğu sürece hiçbir şey beni mutsuz edemez."

Doğru. Ben iyi bir dosttum değil mi?

Değil mi?

Ellerimi saçlarımın arasına sokarak onları karıştırdım. Sanki böyle yaparsam kafamın içine sürüyle yığılmış düşüncelerde dağılacaktı.

"Birşeyi çok merak ediyorum Jennie," diyerek sıranın üzerinde duran telefondaki  fotoğrafı büyüterek Taehyung'un yüzünün ekranı kaplamasına izin verdim. Edebiyat öğretmenimiz önümdeki telefonu görseydi bir ay beni süründürürdü ama şu an umurumda bile değildi.

"Hiç düşündüğün oldu mu, belki o senin hayal ettiğin gibi birisi değilse diye? Ya çok kötü biriyse? Ya göründüğünden çok farklıysa?"

Aslında bu soruları kendime soruyordum daha çok.

Cevaplarını da kendimde arıyordum ama ya sorular yanlıştı ya da cevapları asla verilemeyecek sorulardı.

"Güzel yerden sordun." diyerek önündeki kalemleri düzenlemeye başladı. Düşünceli bakışları defterlerinin üzerinde geziniyor, onları renkleri ve boylarına göre ayırıyordu.

"Fotoğrafa baktığımda ilk ne düşündüm biliyor musun?" diyerek bakışlarını önünden çekip yüzüme dikti. "Lisa bunu yapmaz asla demedim. Lisa bunu yaptıysa bir bildiği mutlaka vardır dedim. Seni yargılamak yerine sebeplerini düşünmeye başladım."

Sırtımı sırama yaslayıp bakışlarımı önüme çevirdim. Taehyung'un fotoğrafıyla karşı karşıya gelmiştim. Taehyung'un da bir sebebi var mıydı? Vardır illa ki.

"Birisini iyi olduğu için sevmezsin. Ya da birisini sadece iyi kalpli, iyi huylu, mükemmel olduğu için de sevmezsin. Sevilmeyi sadece iyiler haketmez ki. Kötüyü de seversin, sıradanını da seversin, hiç tanımadığını da seversin."

Sevilmeyi sadece iyiler haketmez ki.

"Hani dedin ya, olurda benim hayal ettiğim gibi birisi olmaz diye. Olmasın da zaten. Asıl sevgi hayalindekini değil gerçeği sevebilmektir. Bütün kusurlarıyla, bütün yanlışlarıyla, bütün kötüleriyle."

Sen kötü birisi olsan da, içinde iyilik hâlâ var mıydı Taehyung?

Ben iyi birisi olmaya çalışsam da, hâlâ kötünün önde gideniydim değil mi?




"Y"

Oy ve yorumlar için bolca teşekkürler. ^.^

losers' dance at 4 o'clock, taeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin