Nightcore - we can't stop
∞Bazen etrafınızda dönen koca dünyanın durmasını istersiniz.
Bir sükunetin içine hapsolmayı, sessizliğin özüne sinmeyi dilersiniz.
Bütün hatıralarınız zihninize mızrak misalı saplıdır ve kalbiniz kaldıramayacağı duyguların altında eziliyordur.
Bir intihar kadar acınası ve çaresiz değil midir bir insana duyulan aşk?
Jennie'yle konuşmak için arkasından gitmiştim ama onu ne kadar ararsam arayayım okulda bulamamıştım. Yüksek ihtimal okulda değildi. Bu yüzden okul çıkışı en çok gittiğimiz kafeye gittim. Fakat orada da değildi.
Koca bir Seoul'de onu aradım ama kaybolmuştu işte.
Sanki onu aradığım her dakika yanımdaydı ama üzerinde görünmez bir pelerin vardı.
Bacaklarım yorgunluktan isyan etmeye başladığında ise yurda geri dönmüştüm. Odak alanıma ilk giren şey ise pencereden dışarını izlerken, kahve içen arkadaşımdı.
"Seni bütün Seoul'de aradım ben." diye sesimi kontrol edemeden bağırdım. Onu gerçekten çok aramıştım.
Hızlı adımlarla Jennie'nin yanına gidip tam karşısındaki yerimi aldım. "Sen iyi misin? Bak ben ne kadar kötü bir arkadaş olduğumu biliyorum ama sana söyleyemedim. Çünkü söylersem üzülürdün Jennie."
"Lisa," Jennie içinde olduğumuz duruma tam zıt bir şekilde sakince konuşarak kupasını dudaklarına götürdü ve kahvesinden bir yudum aldı. "Bunları sonra konuşalım."
"Hayır şimdi konuşmalıyız!"
Jennie sakince arkasını dönüp gitmeye yeltendiğinde, hızla onu kolundan kendime doğru çekmiştim. Aniden çekilmenin etkisiyle elindeki kupa zeminle bulup paramparça oldu. Ama şimdi umurumda olan son şey bile değildi o kupa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
losers' dance at 4 o'clock, taelice
FanfictionBir adım attım ona doğru. Ve bir adım daha. Fakat sonra durdum. "Saat dört," diye fısıldadım kendi kendime. "Ve sen hâlâ ağlıyorsun yalnız kuş." ancillulaa [2018] ✓