●4●SORULAR●

88 10 6
                                    

Kafamda dönüp duran düşünceleri takip edemiyordum. O kadar fazla ve karışıklardı ki bir an delireceğimi sandım. 

Düşüncelerimin yönü belliydi.

Ben neden mutlu olamıyorum?

Neden yaşıtlarım gibi gezip eğlenmek beni mutlu etmiyor? Neden yağmurlu bir günde kulağıma kulaklık takıp huzurlu hissedemiyorum? Neden gülerken kendimi normal karşılayamıyorum?

Sorun bende mi yoksa insanlarda mıydı? İşte bu soru beni bitiriyordu.

Daha fazla düşünüp tımarhanelik olmamak için masama oturdum. Ödevimle ilgilenirsem  bir nebze de olsa kafamın içini susturabilirdim belki.

Masa lambamı açtım. Ellerimi masanın üzerinde koyup derin bir nefes aldım. İçinde Batım'la ilgili olan yazıların bulunduğu kağıtları çıkardım. 

İlk soru yaşıydı. 20 yaşında olduğunu söylemişti. Vücut olarak 20 gösterse de yüzü yaşını yansıtlıyordu.

İkinci soru. Boy sorusu. Bir insan neden boyunu merak etmezdi ki. Ne vardı sanki boyunu bilip söylese. Bunu merak ettiğim için soru işareti koydum.

10 yıl sonra kendisini ulusunda görüyormuş. Yanına 'Memletetini özlemiş' yazmışım. Keşke nereli olduğunu sorsaydım. 

Diğer soruya verdiği cevaba göre boş zamanı olmuyormuş. Neden acaba? Bunun da yanına soru işareti koydum.

Bir sonra ki sorunun cevabını okuduktan sonra anlamayıp yeniden okudum. Hayatındaki en büyük keşkesi okulumuza geç gelmekmiş. Keşke daha önce görseymiş , kokusunu daha önce içine çekseymiş...O zaman çok üzerinde durmasamda şuan verdiği cevap saçma geldi. Omuz silkip yine üzerinde durmadım. Ben ödevi eksiksiz yapıyım , onun söyledikleri beni ilgilendirmezdi. Hiçte merak etmiyordum ki zaten.

Vücudunda en sevdiği yeri saçıymış. Simsiyah saçı esmer tenine yakışıyordu. Gür ve hafif uzundu. Tam avuçlamalık. Kağıda 'Gerçekten güzel saçları var.' yazdım. Ödevi eğlenerek yapmak için iyi bir yoldu.

En sevmediği burnuymuş. Bunu yazdırmaktan vazgeçmişti fakat ben yazmıştım. Minik burnu onu sevimli gösterdiği için sevmiyor olabilirdi ama ben çok sevmiştim burnunu.  'Neden sevmiyorsa , hıh. Çok tatlı bir kere :|'

Hiç utandığı bir an olmamış. 'Onun çakma koç olduğunu bilmeden atarlanmasaydım bu soruya vereceğimiz cevaplar aynı olabilirdi :'( '

En son 7 yaşında ağlamış. 'Bende 1 yıl önce'

Onun cevaplarının yanına kendi yorumumu eklemek ya da bir şeyler yazmak kafamı dağıtmıştı ve ben baya kendimi kaybetmiştim. En son renkli kalemlerle yazmaya hatta yanına küçük resimler çizmeye başlamıştım.

En son ne zaman yalan söyledin sorusuna yalan söylemediğini sadece bilinmemesi gereken şeyleri sakladığını söylemiş. Bence ikisi de aynı şeydi. 'Hııı sen çok biliyon. Yalan yalandır bi kere.'

Süper güçlü soruya attığı kahkahayı anımsadım. Gözlerimi kapattım ve o anı gözümde canlandırmaya çalıştım. 

Gözleri kısıldı, burun delikleri genişledi, inci gibi dişleri göründü ve gamzesi belirdi...Kafasını hafifçe kaldırınca adem elması dikkatimi çekti...

Gözlerimi açtığımda kendiliğinden irileşmişti. Hemen masadaki suya uzanıp bir kaç yudum aldım. Gülüşünü gözümde canlandırdığımda bile nefessiz kalmış , elim ayağım birbirine dolanmıştı. Kim bilir o an nasıl görünüyordum? Neyse ki gülünce neredeyse kapanan gözlerinden beni görmesi imkansızdı.

▪FERİŞTAH▪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin