●5●DART●

22 9 4
                                    


Parmak uçlarımdan başlayıp ayaklarıma kadar akan kan bana kendini sorgulatır bazen. 

Düşünürüm. Benden yıllar , asırlar önce yaşayan ama benim sorumdan gelenleri.

Ne şartlar altında yaşadılar? Yaşadıkları hayattan mutlu muydular? Ya da en önemli soru onlar kimdi?

Damarlarımda akan bu kan , asırlar önce başka kimin damarlarında geziniyordu.

''Yes be, işte bu.''diyip değişik , garip ve daha önce görmediğim bir türde dans hareketleri sergiledi Lina.

Bu kızın enerjisinin, çok değil sadece %5'i bende olsa...

''Sen naap biliyon mu?'' Yanağımdan makas aldı. ''Ağla.''

Gözlerimi devirdim ve dart tahtasına odaklandım. Bu sefer yapacaktım.

Ayağımı çizgiye koyup hafifçe öne doğru eğildim. Tek gözümü kapattım ve kolumu uzatıp oku fırlattım.

Lina kahkaha atarken ben gözümü devirdim. ''Mesafe çok uzak.''dedim.

''Ya bırak. Beceremiyorsun işte.''dedi ve çizgiye geçti. ''Şöyle yapacaksın. Kolunu çok uzatmana gerek yok. Bak böyle.'' Oku attı. ''Gördün mü? Bu kadar basit.''

''O kadar basit değil işte.'' dedim ve kendimi oldukça rahat koltuklarına attım.

Uzun teneffüsteydik. Merdiven altındaki küçük ve sevimli , öğrenciler için hazırlanmış, dinlenme yerine gelmiştik. Lina her zaman ki yüksek enerjisini atmak için dark oynamak istemişti. Bende ona katıldım fakat bu konuda berbattım. Her ne kadar o çok eğlenceli olduğunu söylese de ben darktan nefret ederdim. Sadece onunla bir şeyler yapmak istiyordum.

O hala atış yapmaya devam ediyordu. Arkası bana dönükken , ''Ödevini tamamlayabildin mi?''diye sordu.

Sıkıntılı bir nefes verdim. ''Hayır. Hala düzenlemesini yapıyorum.'' dedim.

Bana ufak bir bakış attı ve oyununa döndü. ''Koç Bey'in cevapları çok mu zorluyor seni?'' Sesindeki imaları duysam da yüzündeki imalara bunu tercih ederdim.

''Zor değilde...Tuhaf tuhaf cevaplar verdi. Bu aralar kafam fazla dolu olduğu için erteledim ödevi yapmayı. Zaten teslim tarihine baya var.'' Çikolatamı paketinden söküp ısırdım.

''Aman ,ha! Bir an önce yapıp kenara koy. Tamam bir sene fazla birlikte okumak benim için  güzel olur ama senin için güzel olacağını düşünmüyorum.'' Sonunda üstün dart yeteneğini kendine saklamaya karar vermiş olacak ki okları masanın üstüne bırakıp karşımdaki koltuğa oturdu.

Cevap vermeyip sessiz kaldığımda devam etti. ''Yine depresiflik mod on diyorsun, peki.'' Bacak bacak üstüne atıp elini çenesine koydu. Bende çikolatamı bitirince pakedini çöpe attım. Tekrar yerime oturduğum an , Lina'nın cırlamasıyla tam yerleşmediğim koltukta adeta sıçradım.

''Buldum!!'' Ufak çaplı kalp krizimden sonra parmağımı damağıma koyup başımı geriye attım. ''Uzun zamandır seninle film izlemiyoruz. Bu hafta sonu sinemaya gidelim mi? Hem alışverişte yaparız.''

İyi fikirdi. Gerçekten bu sıralar onu çok boşlamıştım. ''Olur, cumartesi gidelim ama filmi ben seçeceğim. Hiç öyle iğrenç , mide bulandırıcı aşk filmi izleyemem. Hele en son senin seçtiğin filmi izlemek zorunda kaldıktan sonra.''

Kahkaha attı. Gülüşü o kadar sesliydi ki masalar da oturanların  bize baktığını hissettim. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimle Batım'la göz göze gelmiştik. Basketbol takımından bir kaç öğrenciyle bir masa da oturmuş, elindeki kupasıyla doğrudan gözlerime bakıyordu. Bizden en uzak köşedeki masada olsalar da arada çok mesafe yoktu. Kollarını dirseklerine kadar sıyırdığı lacivert kapşonlusunun önü açıktı. İçinde gri bir tişört vardı. Beyaz spor ayakkabılarının olduğu bacakları masanın altından öne taşmıştı. Başında siyah şapka vardı.

▪FERİŞTAH▪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin