#10

123 13 6
                                    

Uzun zamandır buraya giremiyordum çünkü tatildeydim eheheh. Sizi beklettiğim için özür dilerim. Haydi hikayeye geçelim.
.
.
.
.
.
Sırt çantalarımızı ve uyku tulumlarımızı ağacın altına bıraktık. Otele gitmek yerine geceyi doğa içinde geçirmeye karar verdik.

"Uyumamız lazım. Saat çok geç oldu." dedi Liam telefonuna bakarken. "Yarın birkaç yere daha gideceğiz. Yorgun olmamalıyız."

"Oh...Liam,Liam,Liam..." dedi Louis kafasını yavaşça sağa sola sallarken. "Gölü görmüyor musun?"

Sonra tişörtünü çıkarttı ve yere fırlattı.

"Ne yapıyorsun? Bizi ihbar edebilirler!" diye bağırdı Liam.

"Ama mayomuz yok." dedi Zayn.

"Ben çantamda beş tane taşıyordum." dedi Louis. "Hadi birkaç ağacın arkasında üstünüzü değiştirin, burada kimse yok. Zaten kimse de gelmez."

Zayn ve Niall ağaçların arkasına gittiler ve mayolarını giymeye başladılar. Liam düşünmeye ve Louis'ye şaşkınlıkla bakmaya devam etti.

"Cidden mi?" diye sordu Louis.

"Su geceleri daha sıcak olur." dedi Louis gülümseyerek.

Çocuklar oradaki ahşap merdivenleri kullanarak göle gittiler. Ben hariç. Ben hala bir ağacın arkasında mayomu giyiyordum.

"Hadi Harry!" dedi çitlerin arkasında bir anda beliren Louis.

Bir anda çıktığı için ürktüm ve yenimde zıpladım.

"Burada ne yapıyorsun? Yanlız olduğumu sanıyordum!" diye bağırdım.

"Seni bekliyoruz dedi Louis kollarını çaprazlayarak.

"Yardıma mı ihtiyacın var?" diyerek güldü Louis. Hala mayoumu giyememiştim çünkü.

"Evet, buradan defolarak bana yardım edebilirsin." dedim. "Konsantre olamıyorum! Git!"

"Neden konsantre olamıyorsun? İzlendiğin için mi? Yoksa... o kişi ben olduğum için mi?" dedi Louis.

Louis gülümsedi ve o küçük bacaklarıyla göle koştu. Mayomu giydim ve ağacın arkasında dikkatli bir şekilde onu izlemeye başladım.
Louis döndü ve bütün dikkatimi ele geçirdi. Niall'a su fırlatmak için kendini suya attı.

"Bunu ödeyeceksin, Lou!" diye bağırdı Niall ve su fırlatarak Louis'yi kovalamaya başladı.

"Aptallar." dedi Zayn çimlerin üzerine yatarken.

"Ne, Zayn, güneş banyosu mu?" diye sordum sakızımı çiğneyerek yanına otururken.

Zayn güldü. Bu onu gülerken ilk görüşümdü.

"Sanırım yanacağım" dedi Zayn alayla. Bu gecede yanabilecek tek şey Louis'nin sırt çantasındakı fenerdi.

Gölde, Niall'i yıldızlara bakarken, Louis'yi de bana bakarken gördlüm.

Yavaşça gölün kıyısına yaklaştı, ayaklarımıaltında Louis'ninküçük kafasını gördüm.

"Selam." dedi Louis. Suratıma bakmaya başladı. Gözleri önceki geceden daha çok parlıyordu, onlar hiç sönmeyecek birer ampul gibiydiler. Bana elini tutmam için elini verdi fakat öyle olmadı.

Error.

Beni yapabildiği kadar hızlı bir şekilde suya fırlattı. Yüzeye ulaşabilek için yüzdüm ve ona su fırlatmaya başladım.

"Eh!" diye haykırdı Louis.

"Beni suya fırlatacağını biliyordum!" diye bağırdım. kise bizi duyamazdı. Zayn ay ile güneşlenebilmek için uzak bir yere oturmuştu. Niall ve Liam kulaklıklarıyla müzik dinliyorlardı.

"Seni suya fırlatacağımı biliyorsan neden elimi tuttun o zaman?"

"Çünkü... ee..." bana daha fazla soru sormasını engellemek amacıyla Louis'nin üstüne atladım ve onu batırdım.

Louis elimi yakaladı ve beni durdurmak için omuzlarında olan ellerimi çekti.

"Dur! Bırak beni!" dedi Louis yuttuğu suları tükürürken.

"Bunu istediğini biliyorum" dedim ve güldüm, sonra Louis elini suyun içinden çıkarttı ve yüzüme yapşmış saçımı ittirdi.

"Hayır, istemiyorum." dedi Louis ve bir parmağımla onun ağzına dokundum. Sanki dudakları benim ellerimden çıkmış gibi dudaklarının kenarlarını hayali bir çizgi çizdim, ve herşeyi geri almak için gözlerimi kapattım ve başa aldım. Her istediğim zaman doğuyordum, elimin seçtiği ve yüzüne çizdiği ağız, tüm bunların arasından özgürlükle seçilen o ağız, ve şans eseri elim onun mükemmellikle gülümseyen ağzına geldi.

Bana baktı, yaklaşıp bana baktı. Birbirimize daha da fazla yaklaştık ve gözlerimiz büyüdü, birbirine yaklaştı, üst üste geldi ve kikloplar gibi oldu. Nefes alışlarımız birbirine karıştı ve dudaklarımız buluştu. Dudaklarını ısırarak dişlerinin oluşturduğu duvarı kaldırdım ve öpüşmemizi dillerimizi buluşturarak destekledik. Sessizlik ve eski bir parfüm kokusu gelip etrafımızı çevreledi. Biz öpüşürken ellerim onun yumuşacık saçlarını okşuyordu. Eğer acıyı ısırırsak, tatlıdır, ve eğer nefesin kısa ve korkunç bir şekilde soğurulması halinde, o ani ölüm çok güzeldir. Öpüşmemizde tükürük ve olgun bir meyvenin tadı vardı. Ve ayın suyun üstüne titrediği gibi benim üstüme titrediğini hissediyordum.

"Seni seviyorum... çok özel bir şekilde...bunu söylememe gerek yok... ya da görmene... aşkımın büyümesi için... sadece gözlerimi kapat... ve senin orada olduğunu bileyim." dedi Louis gözlerini kapatırken.



Larry Stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin