"Yorgan savaşı"

563 56 28
                                    

"O zaman artık beraber yaşıyacağız. Umarım iyi anlaşırız yeni ev arkadaşım."
Ne kadar rahatsız olsamda istemesemde ikimiz de mecburduk.

Kahve yapmak için mutfağa gittim. İçerden sesler duyduğumda kafamı kapıdan çıkardım. Adını bilmediğim kişi tahminen ev sahibini arıyordu.

Sahi ismini neden sormamıştım? Kahvemi alıp salonda yanına oturdum. Sinirle konuştuğunda yerimden sıçradım.

"Siktiğimin adamı açmıyor telefonu!"

"Sakin olur musun? Böyle bir şey yapan insan neden telefonunu açar ki!"

"Haklısın."

"Bu arada ben Jimin. Park Jimin."

"Jeon jungkook"

Demek ismi Jungkook. İsmi güzeldi. İsmi kadar kendi de güzeldi. Gözlerimi istemsiz vücudunda gezdirdiğimde gelen sesle irkildim.

"Hey! Gözlerimi üzerimden çek. Alıcı gibi bakıyorsun. Korkmaya başladım."

Duyduğum şeyle gözlerimi aniden açmıştım. Yanaklarımın kızardığını hissettim. Utanmıştım. Gülmeye başladı. Gülünce dişleri ortaya çıkıyodu. Ve aynı tavşan'a benziyordu. Bu hali çok sevimli.

"Hiçte bile öyle birşey yok Bay çok bilmiş Jeon"

"Seni kırmızı yanaklarınla baş başa bırakıyorum. Uykum geldi. İyi geceler" diyip odaya çıktı.

Bardağı mutfağa götürdüğümde aklıma gelen şeyle odaya çıktım. Kapıyı çalmadan odaya girdim. Lanet olsun Jeon Jungkook üstü çıplak bi şekilde önümdeydi. Hemen rakamı döndüm.

"Şey... B-başka yatak y-yok. Onu d-diyecektim."

Kahretsin kekeledim. Arkamdan kıkırtı sesleri duyunca sinirle döndüm. Üstünü giymişti.

"İlk ben geldiğim için ben yatacağım. Sen koltukta yatabilirsin."

"Ha? Olabilir ama bende bu eve para verdim! Koltukta falan yatmam!"

"Beni ilgilendirmez kendine yatak bul."

"Sen bulsana!"

"Beraber yatalım?"

Bunu gerçekten beklemiyordum. Üstüne gidip onun koltukta yatmasını sağlayacaktım. Fazla inatçı ama bunu gerçekten beklemiyodum. Transtan çıktığımda ilk konuşan bendim.

"Ne? İkimizde erkeğiz ve birbirimizi tanımıyoruz. Böyle bişey olması imkansız."

"Başka çare mi var? İkimizde koltukta yatmak istemiyoruz işte neyini anlamıyorsun?"

Haklıydı. Ama sadece adını biliyordum. Ya kötü biriyse? Bunları göze alarak bi cevap vermem gerekiyordu. Kabul etmekten başka şansım yok diye düşündüm.

"Sadece bu gece."

Kabul ettiğime inanmıyorum. Jungkook yatağa girdiğinde bende kıyafetlerimi alıp üstümü giymeye başladım.

"Ne öyle aval aval bakıyorsun. Üstümü giyeceğim gözlerini kapatır mısın?"

Jungkook gerçekten çekilmez biriydi. Gülüp gözlerini kapattığında 'Bu çocuk ne yaşıyor' bakışıyla kıyafetlerimi giydim.

Işığı kapatıp yatağa yattım. Yorganı üstüme çekmeye çalıştım ama hayvan öyle sıkmış ki yorgan gelmiyordu.

"Jungkook yorgandan bi parça alabilir miyim acaba?"

Dalga geçer gibi konuştuğumda cevap vermedi. Bu benim iyice sinirlerimi bozmuştu. Öyle sıkı tutmuş ki ne yapsam hiçbir şekilde gelmiyordu.

"Jungkook."

"..."

"Jungkook dedim."

"..."

Resmen horluyordu herif.

"JUNGKOOK!"

Kuvvetli bi şekilde bağırdığımda anca kalkmıştı. Nasıl bu kadar kısa bi sürede uyuyabilmişti anlamadım.

"Ne bağırıyorsun?"

Anlamaz surat ifadesiyle bana baktığında dişlerimi sıktım ve gülerek gözlerimle Yorganı gösterdim. Anlamış olacak ki yorganın bir kısmını üzerime itmişti.

Teşekkür edip geri yattığımda arkamdan onaylar bi şekilde ses çıkarmıştı. O an bi daha düşündüm.

"Jungkook seninle gerçekten çok işim var..."

...

Hikaye nasıl gidiyo???


Bedfellow → JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin