Gözlerimi araladığımda rahatsız eden sesi hala duyuyordum. Saat kaçtı? Ve bu lanet olası sesin kaynağı neydi?Etrafa bakmaya başladığımda Jungkook'un üstüne ceketini aldığını gördüm ve o çalan şey büyük ihtimalle alarmdı.
''Saat kaç?'' diye sorarken bir yandan da gözlerimi ovuşturuyordum.
''Altı'' diye sakince söylediğinde kaşlarımı çattım. Manyak herif bu saatte kalkmış bir de uyanmama sebep olmuştu.
''Bu saatte neden uyanıp uyanmama sebebiyet verdiğini sorabilir miyim?''
''İşe gidiyorum.'' dedikten sonra odadan çıktı. Eh mantıklı. Şahsen kliniğe çok sık ilgilenilmesi gereken hayvanlar gelmediği için erken gitmeme gerek olmuyordu. Klinik demişken Mochi'm şu an klinikte çünkü evi yerleştirirken onunla ilgilenemem diye klinikte bırakmıştım. Ama bugün klinikten onu alıp eve getirecektim. Manyak ev arkadaşım kedime ne der umurumda da değil.
Her neyse. Zaten ne kadar uyumaya çalışsam da geri uyuyamadığım için yataktan kalktım. Ve evi gezmeye başladım. Alt katta; salon, mutfak , banyo ve yatak odası vardı. Üst katta da minik bir mutfak, alt kattaki banyodan küçük bir banyo , misafir odası ve çalışma odası diye tahmin ettiğim bir yer vardı. Tahmin ettim diyorum çünkü kilitliydi,girememiştim.
Evi gezdiğimde misafir odasını beğendiğim için oraya yerleşmeye karar verdim. Beğenmeseydim yatak odası için ölümüne tartışırdım ama oda hem güzeldi hem de arka bahçeye bakıyordu.
Kahvaltı yaptıktan sonra misafir odasına eşyalarımı taşıyıp yerleştirdiğimde kendimi yorgunca yatağa bıraktım. Ah.. yoruldum. Azcık gözlerimi mi dinlendirsem? Saçmalamayın uyuyayım demiyorum sadece azcık-
''Efendim Taehyung?''
''Jimin neredesin saat kaç oldu!'' diye telefonda bana bağıran Tae ile aklım başıma geldi. Saati gördüğümde gözlerim kocamana açıldı.
''Tae hemen geliyorum neler oldu bir bilsen gelince hepsini anlatcam. Bir de Mochi'ye süt ver.''
''Tamam,tamam. Gel hemen.'' telefonu kapattıktan sonra hemen kalkıp üstümü giyinmeye başladım.
-----
''Öyle işte'' tüm her şeyi Tae'ye anlatmıştım. Tabii Jin hyunga da. İkisi de anlattıklarımı dinlerken şekilden şekile girmişlerdi.
''Vay şerefsiz! Neden dava açmıyoruz?!'' kaşları çatık bir şekilde soran Jin hyunga döndüm,
''Adam ortada yok ki. Hem ikimiz de parayı verdik ve ikimizinde gidecek bir yeri yok o yüzden ev arkadaşı olmaya karar verdik. Benim için sorun yok hem eğlenceli olur.'' dediğimde ikisi de homurdansa da sonra onaylamışlardı. Ben de kucağımdaki kedimi seviyordum. Normal kedilere göre daha tombuldu ama çok sevimliydi. Sağlıksal açıdan bir problem oluşturmadığı için kilosunu dert etmiyordum. Hem böyle tam mıncırmalık oluyordu. Canım kedim... (kedi sevesim geldi lahfaıofhaıu)
----
Saat akşam sekize geliyordu. Bugün kliniğe iki kedi ve bir kaplumbağa gelmişti. Yani kısacası sakin bir gündü.
''Taehyung ben çıkıyorum. Jin hyung! Görüşürüz!'' diyerek el sallayıp klinikten çıktıktan sonra çağırdığım taskiye bindim. Kucağımda da Mochi'm vardı.
Evin önüne geldiğimizde garajda gördüğüm arabayla duraksadım. Range Rover mı o?
Uzun bir süre arabayla bakıştıktan sonra kapıyı açıp eve girdiğimde Mochi'yi yere koydum. O içeriye doğru giderken ben de montumu askılığa asarken içeriden gelen çığlıkla mont elimden düşmüştü.
''ÇEKİN ŞU TÜYLÜ ŞEYİ ÜSTÜMDEN!''
---
Umarım bölümü seversiniz :') Bölümleri kimin yazdığını belirtmiyoruz ama anlıyorsunuzdur belki.
Neyse iyi akşamlar efenim <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bedfellow → Jikook
FanfictionEv sahibi aynı evi iki kişiye verirken iki kalbi bir araya getireceğini bilmiyordu. Jikook fanfic bxb