Uyandığımda çok lüks bir odadaydım kafam rüzgarın göğsündeydi uyandığımı fark etmemişti bende odaya göz gezdiriyordum sonra rüzgarın uyandığını fark ettim
Ada:günaydın gamzeli prensim.
Rüzgar:günaydın gamzeli prensesim.
Ada:beni kurtardığın için teşekkür ederim.
Rüzgar:birşey deil. Hadi gel kahvaltı hazırlayalım.
Ada:ya ben burda böyle kıvrıliyim sen hazırlasan valla yemekte yemek istemiyorum iştahımda yok. Diyerek işten sıyrılmaya çalışıyordum.
Rüzgar:tamam sen bilirsin. Dedi ve odadan çıktı sonra ben uyumaya çalıştım ama olmadı sonra şirkete getirdiğim gecelikleri giydim ve aşağı indim. Rüzgarın arkası dönüktü bende o sıra belinden sarıldım sonra gülümsedi ve kollarımdan tutup önüne doğru getirdi sonra onu tam öpücektimki araya elini getirdi ve "ilk önce mağrifetini görelim. Bak şurda sucuklar asılı dolapta yumurtalar var onları al ve gel hadi naş naş." dedi.
Ada:of ya sabah sabah beni o gözlerinden mahrum bıraktınya aşk olsun. Derken benim arkamdan geçip baharatları arıyordu ses vermiyordu bir türlü. Sonra ona dik dik baktım. Elini yıkadı ve ona baktığımı fark edince güzel birşey söyleyecek sandımki o bana "e hani daha başlamamışsın"dedi. Tam bir kalastı. Sonra yumurtaları kırdım ve sinirden sucukları ne kadar hızlı kestiğimi farketmemiştim bile. Sucuklu yumurtayı pişirdikten sonra bahçeye gittim ve masaya koydum harika görünüyordu. Ama yememek için kendimi tuttum. Bahçe harikaydı rüzgardan başka heryere bakıyordum, ve gülümsüyordum. Sonra "yemiyecekmisin." diye sordu. Bense konuşmuyordum. Sonra peki dedi ve sofradan kalktı. Geri geldiğinde birşey demeden gözlüğünü takıp dışarı çıktı. Arkasından koştum ve araba garajdan çıkmadan onun önünü kestim. Rüzgar kapıyı açıp dışarı çıkmıştı.
Rüzgar:ada ne yapmaya çalışıyorsun.
Ada:nereye gidiyorsun.
Rüzgar:hesap vermek zorunda olduğumu sanmıyorum ve biliyormusun ilk defa kahvaltıyı dışarıda yapasım geldi. Şimdi çekilirmisin?
Ada:peki. Burdada fazla kalamazdım. Resmen adamı kendi evinden atmış gibi oldum. Benim yüzümden evden kahvaltı yapmadan çıktı hemen eşyalarımı topladım kimse beni istemiyordu. Kızların yanınada gitmek istemiyordum onca işleri varken benimle uğraşamazlardı. Sonra ağlayarak evden çıktïm güvenlik nereye gittiğimi sorduğunda herkesten uzağa deyip kendimi yatışdırdım. Sonra annemle beraber yaptığımız ağaçtan eve gittim. O sırada bir marketin önünden geçerken gazete gözüme çarptı tüm türkiye beni arıyordu hızlıca ordan uzaklaşıp ağaç eve girdim. Kendimi küçük koltuğa attım ve ağlamaya başladım çünkü ben HERKESİ MUTSUZ EDİYORDUM. Sonra odaları gezdim ve annemle olan anılarımı hatırladım. Bir tek o seviyordu beni. sonra yerdeki tüylü halıya uzandım burası balkondu yukarı güneşe doğru baktım ve ellerimle gelen güneş ışığını kapattım. Sonra aklıma annemle sakladığımız bilgisayar geldi onun içinde annemle çekildiğim fotoğraflar vardı. Ve yanımdan hiç ayırt etmediğim telebayt dolu flaşı alıp bilgisayara taktım. Sosyal medyaya girdim ve gördüğüm şeyle şok oldum. RÜZGAR AKBULUT VE ATEŞ ZEYN TÜRKİYE GÜZELİ İÇİN KAVGA ETTİ. Benim için birbirlerine girmişler pöh umrumda deil benim kimsem kalmadı. Sonra bir canlı yayın açtım bunların içinde babam ateş ve rüzgar olması ile tam 218 milyon insan beni izliyordu sonra ateş canlı yayına gelmek için istek gönderdi.
Ada:kusura bakma ateş ben herkesi mutsuz ettiğim gibi senide ettim dosyalara kahve döktümya daha kendimi affedemedim. Sonra rüzgar beni al dediğinde hazır cevap yapıştırdım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
Teen FictionO günü anımsadım birden...ve babamın eskisi gibi sevmediğini... Neden o dünya içindesin. Hadi çık dışarı. Etrafında ejderha dönsün . Sonra kapıyı kapat... Dünyanın tozu içeri girmesin. "o kaldırımda sana çarptığımda biliyordum hayatımın değişeceğini...