2.BÖLÜM

86 10 3
                                    

MULTİMEDYA: Nefes Haznedar ve Çiğdem Çomak

Bölüm Şarkısı: Ajda Pekkan ve Toygar Işıklı - Bir Günah Gibi


Neden nefes alamıyordum. Beni tutan bir çift güçlü koldan ve bana adeta uçurumu andıran bu gözlerden neden kurtulamıyordum. Uzun zaman sonra ilk defa kendimi güçsüz hissetmiştim. İlk defa...Bedenimi sımsıkı sarmış kolların beni bırakmasıyla kendime geldim ve düz bir şekilde durarak gözlerinin içine baktım. Tıpkı onun bana baktığı gibi. O an sadece oradan uzaklaşmak istedim ama bu sadece bir istekti.

Koluma birinin yumuşak bir şekilde dokunmasıyla başımı hafif sağa doğru çevirdim. Çiğdem 'sorun ne?' dermişcesine bana bakıyordu. Elimi kolumun üzerine koyduğu elinin üzerine koydum. " Sorun yok. Düşüyordum beyefendi de yardım etti" deyip geri önüme döndüğümde kimse yoktu. Ne? Nasıl yani? Kendi etrafımda birkaç tur dönerek etrafıma baktığımda hiç kimseyi görememiştim.

Çiğdem endişeli bir şekilde bana bakıyordu. " Çiğdem sen gördün mü o az önce buradaydı? Yani ben tam düşerken o beni tuttu." Bana tuhaf tuhaf bakan arkadaşıma ben de aynı şekilde bakıyordum. Görmemiş olması mümkün değildi. O koluma dokunup beni dürttüğünde Ateş buradaydı.

"Bebeğim sorun yok. Galiba yanlış gördün. Ben geldiğimde sen dimdik bir şekilde hareket etmeden karşıya bakıyordun. Bende endişelendim." Ne yani hayal mi görmüştüm? Hayır hayal olamayacak kadar gerçekti. Emindim. Ahh cidden en sonunda kafayı yiyeceğim.

Kendimi toparlayarak Çiğdeme döndüm. "Hadi girelim" dedim. Kendime gelmem gerekiyordu. Ne o öyle aptal platonik aşıklar gibi davranıyorsam. Demek ki adam bana yardım edip gitmişti. Ben de dalmışım işte. Çiğdemin koluna girerek salona ilerlemeye başladığımda onu görmemeyi diledim. 'Tanrım, lütfen onu ablamın yanında görmeyeyim. Lütfen'

••••••

Alarmın o iğrenç sesini duymaya başladığımda ne kadar kalkmak istemesem de sürünerek yataktan kalktım. Kendimi direk banyoya atarak duşa girdim. Saçımdaki spreylerden dolayı ciddi anlamda bok gibi kokuyordum. Dün eve geldiğimizde çok yorgun olduğum için duşa girememiştim. Ha bir de ablamın iki saat başımı şişirmesi vardı. Partide Ateşi göremeyince adeta çıldırmıştı. Evet doğru duydunuz Ateş Hancıoğlu kendi partisine gelmemişti.

Babası Murat Bey babamla sohbet ederken geldiğini ama acilen işi çıktığı için gitmek zorunda olduğunu söylemişti. Bense gece çok geç gelip yorgun olmama rağmen acaba hayal mi gördüm diye düşünmekten kendimi alamamıştım. Ama hayır emindim. Gördüğüm yanlış olabilirdi lakin hissettiğim neydi? Beni tuttuğuna yemin edebilirdim. Gerçi bu konuya niye bu kadar taktım bende şahsen bilmiyorum ama her neyse.

Saç kremimi saçlarımın uçlarına sürüp duşun altına girdim ve güzelce durulandım. İyice temizlendikten sonra duştan çıkıp bornozumu giydim ve odama geçtim. Aynanın karşısına geçip yüzüme bakarken telefonuma ardı arkası kesilmeyen mesajların gelmesiyle bir an paniklesem de hemen telefonumu alıp mesajlara baktım. Tabii telefonu açmadan önce Çiğdemin beş kere aramasını da göz ardı ederek. Kızlarla olan grubumuza girerek gelen mesajlara üstünkörü bakarken Ateş kısmını görür görmez duraksadım. Bizim sınıftan Eda onunla ilgili bir şey yazmıştı.

' Kızlar duyduğuma göre Ateşin sevgilisi rahatsızlanmış. Dolayısıyla da partiye katılamamış.'

Gözlerimi telefonun ekranından çekerek karşımdaki aynaya baktım. Sevgilisi! Aşık bir Hancıoğlu. İçimden bir 'hah' çekerek kalktım ve hastaneye gitmek için kimse uyanmadan hemen hazırlanmaya başladım.

SARF-I NAZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin