2-BEN VE YEĞENİM

3K 123 136
                                    

Iki gün olmuştu ve ne yapacağımı daha bilmiyordum. Ya burdan gidecektim aslında ya da meleği o pislik adama verecektim.

Asla vermicem asla meleği o adama vermicem. Doğup büyüdüğüm yerden de gitmek istemiyorum. Napacağımı bilmiyordum iki gündür kafayı yemek üzereydim. Melek bugün hiç susmak bilmedi  sabahtan beri ağlıyordu.

Meleğin yanına gidip kucağıma aldım. Ateşine baktım yok, altını değiştirdim ,yemek verdim daha hala ağlıyordu. Alnından tekrar öpüp ateşine baktım. Annemde bana  böyle yapardı ateşim olduğunda. Gözlerimden yaşlar yine akmaya başladı.

"Melek ne olur sus Allah aşkına sus. Ateşine baktım yok.  Altını değiştirdim yok. Ne istiyorsun söyle yapim. Ama ağlama dayanamıyorum. Ne isti-"

Meleğin söylediği o kelimeyle gözlerimden yaşlar daha çok  akmaya başladı ayakta duracak halim bile yoktu.

"Anne mi?"

Koltuğa oturdum dayanamıyordum. Sanki boğazımdan sıkıyorlardı. Nefes alamıyordum. Meleğe sarılıp ağlamaya başladım.

Yarım saat sonra ancak bavulları topladım. Iki tane bavul aldım ve bir kaç resim. Çarşafları koltuğun üstüne serdim. Tozlanmasın buraya ne zaman artık gelicem bilmiyorum.

Çantamı omzuma takıp meleği de kucağıma aldım. Dışarıdan korna sesi geldi. Çağırdığım taksi gelmiştir. Bavuları elime alıp kapıyı açtım. Ağlayarak kapıyı kapatım. Taksici saolsun bavulları almıştı. Arka koltuğa oturdum. Taksici bana bakıp sonra önüne döndü. Bende olsam bende acıyarak bakardım kendime.

"Nereye gidiyoruz kızım."

"Önce mezarlığa amca sonra da terminale."

Kafasını sallayıp taksiyi çalıştırdı. Melek uyumuştu kucağımda. Göz yaşlarım hala aķıyordu durmak bilmiyordu sanki. Mezarlığın önüne geldiğimiz de meleği uyandırmadan yavaşça taksiden indim. Mezarlıkların içinde yürüdükçe ağlamam daha çok çoğaldı. Ayaklarım tutmuyordu sanki.

Mezarlığın başına geldiğim de mermerin başına oturdum. Melek hala kucağımda yatıyordu. Ellimi annemin toprağına sonra ablamın, sonra da babamın toprağına değdirdim. Göz yaşlarımdan her yeri bulanık görüyordum.

Kolumla gözlerimi silip meleğe baktım. Kucağımda kıvıldamaya başlamıştı. Ne olur uyanma melek lütfen. Toprağı sıkarak konuşmaya başladım.

"Annem dayanamıyorum. Çok zor siz olmadan hiç birşey yapamıyorum. Yarımım sanki siz yoksunuz canım çok yanıyor. Anne ben yemek yapmayı bile bilmezken neden bıraktın beni neden gittiniz ya yapamıyorum ben başaramıyorum."

Sanki nefesim kesiliyordu gökyüzüne bakıp derin bir nefes aldım.

"Baba ya sen hani sen benim tek aşkımdın. Hani ben olduğum sürece hep yanımdaydın. Beni hep koruyup koruyacaktın. Şimdi ne oldu bana neden verdiğiniz sözleri tutmadınız. Ablam da meleği bana bıraktı zaten abla seni af etmicem zaten ben meleğe bakamam bilmiyor musun? Sen. Ben bakamıyorum abla ona ağlaya ağlaya yattı. Aç abla aç birşey yemiyor. Ben DAYANAMIYORUM."

Bağırdığımda melek kucağımda zıplayarak uyandı. Bana baktı sonra etrafına baktı.

"Anne"  dedi korkuyla.

Ayağa kalkıp hemen boynuma sarıldı. Geri çekildiğinde yüzüme bakamaya başladı. Elimle göz yaşlarımı silip meleği kucağıma alıp ayağa kalktım. Arkama baka baka mezarlıktan çıktım. Taksiye bindiğim de taksici arabayı çalıştırdı.

Otogara geldiğimiz de parayı ödeyip taksiden  indim. Taksici çantalarımı çıkarmama yardım etti. Bavuları alıp yürüme ye başladım. Hem meleği hem de bavuları taşımak çok zor oluyordu. Bilet alacağım yere geldiğimde sıraya girdim. Önüm de 3 kişi vardı. Melek sağa sola bakıp duruyordu. Bana sıra gelince boya küpü kadın bana bakmaya başladı bende kadına. Yok yani bu kadar makyaj yapıyorsunuz ne anlıyorsunuz anlamıyorum zaten. Tamam bende yapıyordum ama bu kadar da yapmıyordum. Güzel olduğunuzu sanıyorsanız valla aynı maymuna beziyorsunuz.

Kadın baya rahatsız olmuş olacak ki yerinde kımıldayıp boğazını temizledi.

"Buyrun nereye bilet istiyorsunuz."

"Hemen kalkacak otobüs hangisiyse ona istiyorum."

"Konya ve İstanbula var."

Düşündüm istanbul büyük bir şehir ve bizi bulması biraz zorlaşır zaten bende baya merak ediyorum orayı.

"İstanbula olsun."

Bileti alıp otobüsü bulmaya başladım. Otobüsü bulduğumda bacıları verip otobüse bendim. Otobüse bindiğim gibi melek ağlamaya başladı çok güzel  . Melek asla durmayacak şimdi. Koltuk numaramı bulup oturdum. Cam kenarıydı Allah'dan . Çantamı da yanımda ki koltuğa koydum. InşAllah kimse gelmez de bende rahat ederim. Melek kucağımda ağlayıp duruyordu bende ne yapıcam şimdi.

Otobüs kalmalı yarım saat olmuştu ve melek susmak bilmiyordu. Bazıları şimdiden konuşmaya başlamıştı bile. Ne versem itiyor yemiyordu. Iki koltuk arkada olan teyze söylenmeye başladı bile işte.

" Hatice baksana sabahtandır ağlayıp duruyor. Ah şimdi ki gençler doğuruyorlar ama bakım yok. Eskiden biz  çocuklar ağlasa neden ağladığını bilirdik."

Meleğe yan koltuğa koyup ayağa kalktım. Valla teyze falan dedim ama susmucam.

"Bir teyze hanım neden ağladığını biliyorum. Sen galiba görmüyorsun ben savaştandır susturmaya çalışıyorum susmuyor. Görmüyorsa kavanoz dibli gözlük alalım size. Ha bir de gençler çocuk yapmak istediklerinde sizden izin alsınlar isterseniz. Sabır."

Yerime oturdum teyze de arkamdan terbiyesiz deyip durdu. Hic de takmadım kendi sanki çok terbiyeli. Bir yerden gülme sesi geliyordu. Yan tarafıma baktığımda melek gülerek bana bakıyordu.

"O ne teyzem hoşuna mı? Gitti bakim senin. Cadı seni"diyip kucağıma aldım.

İstanbula da ulaşmıştık. Melek ondan sonra bir daha ağlamadı şükür. Otobüsten indim. Bacıları alırken o teyze de ordaydı. Tamam azcık ağır konuştum hak etti ama içim hiç rahat etmiyordu. Bacılarımı alıp teyzeye doğru yürümeye başladım.

"Kusura bakmayın biraz ağır konuştum galiba. Ama siz de bilip bilmeden insanları yargılamayın. O benim kızım değil yeğenim. Susmuyordu çünkü uzun yolculuklarda ve kalabalık yerlerde her zaman böyle. Yine kusuruma bakmayın."

Teyzenin birsey söylemesine izin vermeden hızlıcana ordan uzaklaştım bir taksi durdurdum. Taksici inip önce meleğe sonra bana bakıp bacıları aldı gözümü devirdim. Taksiye  binip oturdum. Nereye gideceğimi bilmiyordum taksici de binip dikiz aynasından bakmaya başladı. İnsem mi? Diye düşündüm ama hava kararmaya başlamıştı şimdi taksi de bulamam diye oturdum.

"Nereye gideceksiniz?"

Cehenneme dememek için kendimi zor tutum bu ne biçim söyleme şekli ya.

"En yakın otele."

Başını salayıp salak salak gülüp taksiyi çalıştırdı. Melek kucağımda uyuyordu. Aynadan bakıp bakıp duruyordu sinirlerim tepeme çıkıyordu. Cama dönüp cama bakmaya başladım. Ne yapacaktım bu büyük şehirde bilmiyorum....

👉Bir bölüm daha sonuna geldik baya bekletim sizi  biliyorum ama kursa gittiğim için yazamıyordum. Şimdi kurs başlayana kadar InşAllah iki üç bölüm atmaya düşünüyorum ve siz de destek verip bana yardımcı olursanız çok sevinirim.

👉İstanbulda denizi neler bekliyor?

BEN VE YEĞENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin