XIII

173 25 7
                                    

"Antidepresanlar mı?!" İstemeden sesini yükseltiyor, karşısında duran her konuda kendisinden üstün meslektaşı kaşlarını çattığında mırıldanarak özür diliyor.

"Yavaş konuş lütfen." Daha da mahcup oluyor, başını eğiyor.

"Afedersiniz."

"Haftada 2 kere alması gereken ilaçlarınından bir günde 6 tane içmiş. İlk geldiğinde kurtarabileceğimizden bile emin değildik. Çok zorluydu lâkin hayata tutundurmayı başardık." Dinlediğini başını sallayarak belli ediyor. "Net bir şekilde intihar etmeye çalışmış, kendine geldiğinde lise bitiminden sonraki hiçbir şeyi hatırlamıyordu."

"Fakat antidepresanlar amneziye sebep olur mu?" Shintaro anlamıyor, daha önce böyle bir şey duymamış.

"Bildiğim kadarıyla sebep olması mümkün, tahminimce geçici. Ondan sen sorumlu olacaksın, bu katın başdoktoru sensin." Shintaro gururlanıyor, kendisine bu kadar güvenmeleri onu mutlu ediyor.

Gerçi, ne kadar mutlu olabilir ki?

Liseden tanıdığı yakın arkadaşı, onun yüzünden intihara teşebbüs ediyor üstelik her şeyini yazdığı defteri de ona kargoyla yolluyor, kargo geldiğinde şok geçiriyordu. Aynı anda liseden büyüğü olan Miyaji Kiyoshi'nin de ona telefon açıp öldürecek şekilde konuşmasıyla tayinini buraya istemişti ve işte buradaydı.

"Uyku problemleri var." Shintaro hızla cevap veriyor. "Antidepresanların bir yan etkisi."

Kendisinden daha kıdemli olan doktor başını iki yana sallıyor. "Gelmeden önce de varmış, bedeni çok bitap düşmüştü." Shintaro gözlerini kaçırma ihtiyacıyla kıpırdanıyor.

"Bir sorun mu var Midorima?" Ve ihtiyacına karşı koyamayarak başını yana çeviriyor. Gözleri o oda numarasının üzerinde. "Hayır efendim."

"Pekâlâ, benim katılmam gereken bir ameliyat var. Sonra görüşelim." Başını sallayarak onaylıyor ve bedenini de o odaya çeviriyor.

İşin doğrusu, Takao'nun dediğinden sonra hızla odayı terk edip kıdemli doktorun yanına gitmişti. Adam pek şaşırmış, durumunu anlatmıştı. Shintaro, Takao'nun ilaç içerek intihar etmeye çalıştığını öğrenmişti ama sebebi ve sonucu hakkında bilgi almamıştı. Daha doğrusu hemşire ona bilgi verirken kafası çok dağılmıştı, dinlememişti bile.

Tekrar düşündüğünde hâyâl meyâl amnezi ve antidepresan kelimelerini hatırlıyor. Yaptığı kabalığı düzeltmesi gerek, odaya geri yürüyor.

"Afedersiniz, acil bir durum vardı." Takao, karşısındaki uzun adama bakmak için kafasını kaldırıyor. Mâsum bir gülümsemeyle cevap veriyor.

"Sorun değil. İşiniz bu." Ve ortam yine sessizliğe bürünüyor. Shintaro bu sessizliği bozması gerektiğini düşünüyor ve bu konuda kendisiyle çelişiyor. En sonunda konuşuyor.

"Kendini nasıl hissediyorsun?" Takao, karşısındaki adamın aniden resmi dilden samimi dile geçmesiyle merakla bakıyor.

"Umm, sizi tanıyor muyum?"

Duyuyor musunuz? Shintaro'nun vicdanının azap çığlıklarını..

Üç seçeneği var. Evet diyecek, meraklı gözlerin baskısından kaçmaya çalışıp yalanlar uyduracak; evet diyecek yine, ama doğruları anlatacak; hayır diyecek ve...

Hayır deyince ne olacak?

Vicdan azabından kurtulabilecek misin Shin-chan?

Gözleri kocaman oluyor, duyduğunun gerçek olup olmadığını kontrol etmesine gerek yok. Bu sesi duyarken Takao konuşmuyordu. Bu onun bilinçaltıydı.

Ne diyeceğim? Ne demeliyim? Lütfen, birileri..

Birileri bana yardım etsin.

"Eskiden tanışıyorduk Takao."

-

Tıpla alâkalı bilgiler de ediniyorum bu vesileyle, ne işime yarayacak bilmem gerçi de sjsmdhsnshd

usotsuki (liar)  ✦  midotaka ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin