"Gidiyorum Sevgilim. Haberin yok bundan. Söylemedim kimseye, son günlerim o bankada. Kore'de değil de başka bir yerde, daha doğrusu Amerika'da işimi sürdüreceğim. Kore'de olup seni düşünmektense Amerika'da olup yeni bir hayat nasıl kuracağımı düşünmek daha güzel bir fikir.
Arkadaşım olmadığı için ne yapacağımı bilmiyorum, beni yolcu etmeye de kimsenin gelmeyeceğini biliyorum. Yalnız geldik, yalnız gideceğiz. Daha başka ne yapabilir ki?
Her gün artık planımı uyguluyorum. Rutin günlerimin aksine iş çıkışlarında seni izlemek yerine parka gidiyor ve çocuklarla oturuyorum. Onlara hikayeler bile anlatıyorum. Bazen genç arkadaşlara üniversite için tavsiye verdiğim bile oluyor.
Kafamı başka şeylere yormaya çalışıyorum. Yemek yapmayı öğreniyorum, yeni diller öğrenmeye çalışıyorum, yurt dışında işlerimi hallettikten sonra kalan paramla neler yapabileceğime bakıyorum.
Ve evet, unutmaya başlıyorum.
Ve sanırsam bu işi gayet eğlenceli bir şekilde yapıyorum. Kendime çeki düzen veriyorum. Bu güzel duygular dışında bana kattığın tek şey bu olabilir. Kendimi geliştirmeyi öğrendim.
Unutuyorum seni, her ne kadar unutulmaya lâyık olmasan da."
#unutulmaya layık olan insanların unuttuğu insanlar olduk keşke unutulmaya layık olanları unutulmaya mahkum bıraksaydık dkeöfğeölf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Once Upon a Time 'Jimin
Roman d'amourKeyfi yazılan bir kitaptır. Tanıtım Bir "Kapının önüne her gün gül bıraktım Sevgilim. Her gün güller aldım sana, sabahın köründe, hava aydınlanmadan en iyi, en güzellerinden alıp kapının önüne koydum. Ama sen O'nun aldığını zannettin. Ne zaman O'n...