- Velya, noldu sana biri birşeymi yaptı. - Oğuz içeri geçelim. Anlatırım. - Kızım sen ne içtin böyle, tamam gel gel..
- Evet , Oğuz bak böyle.. - Behzat Karata " Ne ölüne,ne ölüme " denirmi? Bak Velya , biz seninle uzun zamandır arkadaşız. Amma ailen arkadaşın olarak sadece Begümü tanıyor. Burda kalman ne kadar doğru bilmiyorum - Ben o tokatı hakk etmedim.. Sadece 1 gece kalbimin sesini dinledim. Olana bak.. Seni bu kadar rahatsız ettiysem.. - O nasıl laf hayatım, olurmu öyle şey.. Asıl bana gelmezsen kızardım sana. Hayatını zehir ederler bana geldiğini bilseler. - İlk arayacakları kişi Begüm zatenn.. Onun için burdayım. Artık dönmem bu eve. - Tamam, sabah konuşuruz bunları.. Şimdi kesin açsındır sen. - Bu saatte yemek yenmez ,Emel hanımın kesin talimatı var. - Şimdi burda olmadığına göre benim evimin kuralları geçiyor. Amma önce sert bir kahve.. - Olur.. Ama ben üzerimi değiştirsem.. - Yukarıda sağdaki oda da ablamın giysileri var. İdare et - O hala dönmedi değilmi?.. - Şimdi Macter için gitti. - Anladım.. Evde sana kaldı - Yani.)
( Nares) Velya gitmişti.. Onun gittiğinden belkide 2 saat geçmişti, amma ben hala şezlongun üzerinde duran battaniyeye bakıyordum. Saate bakınca 2 saattir aynı yere baktığımı anladım. Hemen telefonumun ön kamerasını açtım. O an gördüğüm şeyle kendime tokat atmam bir oldu. Benim üzümde neden gülüş var?.. Neden ben gülümsüyorum?.. Ani şezlongtan kalkıp, gömleğimi çıkardım. Ve kendimi hovuzun sularına bıraktım. Yüzerken bile şaşkın halleri gözlerimin önünden gitmiyordu.. Yarın baya uzun bir gün olacaktı..
Multide: Vavelya
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- Ooo madmazel çok güzel olmuşsun.. - Oğuz Saranın 1 tane bile siyah birşeyi yok yaa - O rengarenkdir.. Bulamazsın. İyi oldu , çıktın o siyahlardan - Begüm biliyormu burda olduğumu?.. - Evet, ben haber verdim. - İyi o zaman akşam onda kalırım. - Kalamazsın. - Neden? - Şehirdışından ailesi ziyarete gelmiş. - Bütün terslikler beni buluyor. - Bende kal işte birkaç güne giderler zaten - Tamam.. Başka çarem yok zaten - Ailen aradımı? - Şarjım yok, kesin 1000 kere annem aramıştır. - Neyse, boş ver. Ben şimdi işe gidiyorum. - Sen bu gün başlıyordun değilmi ya? - Evet Velya.. Artık pas atma zamanı geldi. Senide gideceğin yere bırakırım. - Zaten arabam orda kaldı. - Yoldada birşeyler yeriz artık. - Bekar evi ,hiçbirşey yok değilmi? - Yani..
( Telefon çalar )
- Alo, nerdesin oğlum sen? - Noluyor yine?.. - Aç kapını. - Evde değilim ben - Çabuk kalk ve işe gel - Neden? - Sen kimi işe aldığının farkındamısın? - Rüzgar noluyor? - Gözde yeni secreterin, kimin ablası biliyormusun? - Vavelyanın.. - Bu riski nasıl alırsın. - Bu riski ben değil, sen aldın Rüzgar - Abi çıkar o kızı işten.. - Merak etme, 3 gün deneme süresi var, tadına bakıp, atıcam zaten..
- Demek beni işden attırmak istiyorsun Rüzgar - Gözde Vavelya anlar, bakıştan anlar. Ben saklayamam, kendimi ele veririm - Rüzgar, beni işden attırırsan ablama onu benle aldattığını söylerim ve bunu yaparken hiç canım yanmaz.. - Ne biçim bir insansın. Ablana yapa bilirmisin bunu? - Yaparım hemde çok güzel yaparım. Onun için ayağını denk al..
( Nares )
- Hoşgeldiniz , efendim Vavelyayla görüşmeniz var bu gün.. - Toplantı odasına geçelim. Rüzgar bak sakın başlama - Herkese günaydın - Abla, bu ne hal? - Gözde senin ne işin var burda? - Ben Nares beyin sekreteri olarak işe başladım. Sen dün nereye gittin? Begüme gitmemişsin.. Başka arkadaşın yok zaten. Nerde kaldın akşam?
Demek akşam birşey olmuş.. Velya peki ya nerde kaldı?.. Üzerini nerde değişti? Bu sorularla onu süzerken, onun üzerindeki giysilerin ona bol olduğu gözümden kaçmamıştı.. Vavelya o gece eve gitmemişti..
