My Little Love :: Taekook

02 ;; Ereksiyon.

Biraz yorum istiyorum sadece.. Çok bir şey değil. :(

"Pşt, yeni çocuk!"

Tam karşımda oturan, kısa boylu ve şeker gülümsemeli çocuğa bakmış ve gülmeye çalışmıştım.

Fazla tatlıydı.

"Efendim?"

Diş etlerini belli edecek biçimde gülmüş ve dudaklarını yalamıştı.

"Adın ne?"

Tıpkı ilkokul çocukları gibi konuşuyorduk.

'Merhaba, adın ne ve arkadaş olalım mı?'

"Taehyung."

Elini uzatmış ve göz kırpmıştı.

"Bende Yoongi. İyi anlaşacağız."

Elini tutmuş ve gözlerimi Jungkook'un odasına çevirip gülümsemiştim.

Eskiden, işine odaklandığı zaman dilini çıkarırdı. Şu an dili yine dışarıdaydı.

Bir sorun varmış gibi kaşlarını çatmış ve kravatını gevşetmişti. Ardından sorunu çözmüş gibi, çocukça sevinmiş ve gerekirse ölebileceğim tavşan dişlerini ortaya çıkaracak şekilde gülümsemişti.

Ona çok aşığım.

Onu izlemeye devam ederken nişanlısı olduğunu öğrendiğim kız odaya girmiş ve Jungkook'un kucağına oturmuştu.

Ardından perdeleri kapatmıştı.

Eh, bende Kim Taehyung'sam size çektiririm.

"Jungkook beyin kahve saati geldi, değil mi?"

Yoongi başını bilgisayardan kaldırmış ve saatine bakmıştı.

"Evet."

Sırıtmış ve içecek bölümünden sade ve sıcacık kahvesini bardağa doldurmuştum.

Ardından kapıyı çalmıştım.

"Dur— dur!"

İçeriden gelen seslerle sinirlenmiş ve kapıyı açmıştım.

"Jungkook bey kahveniz."

Jungkook kız kucağındayken bana bakmıştı. Yanlışlıkla olmuş süsü vermek adına düşer gibi yapmış ve kahveyi ikisinin de üstüne boşaltmıştım.

"AHHH BECERİKSİZ HERİF ÜSTÜM GİTTİ SENİN YÜZÜNDEN!"

Nişanlısı Jungkook'un kucağından kalkmış ve koşarak çıkmıştı.

Gözlerimi Jungkook'un penisine indirmiştim. Eh, nişanlısı onu gram erekte edememişti.

"Sen cidden işe yaramaz gerizekalının tekisin."

Tam ayağı kalkacakken elime peçete almış ve kucağına oturmuştum.

"Özür dilerim Jungkook bey. Hemen temizlerim."

Göz kapakları titremiş ve ellerinin iki yana düşmesine izin vermişti.

"Yeni gömleğinizi getirmesi için birisini arayacağım. Tekrar özür dilerim."

Gömleğinin düğmelerini tek tek açmış ve kucağında hafif kaymıştım.

Kahvenin pantolonuna da döküldüğünü gördüğümde gülmemeye çalışmış ve elimi kasıklarında dolandırmıştım.

"Ve size yeni bir pantolon daha getirteceğim."

Kesik kesik nefesleri arasından 'tamam.' diye mırıldanmış ve gözlerini kapatmıştı.

Eh ne diyeyim, o benden küçükken de etkilenirdi.

Flashback

"Jungkookie, lütfen lütfen o çocukla bir daha oyun oynama lütfen."

Kucağında zıplamaya devam ederken inlemiş ve utançla yüzünü kapatmıştı.

'İ-in kucağımdan. Taehyung-shii lütfen in.'

İnmemiş ve zıplamaya devam etmiştim. Ağzından daha sesli bir inleme kaçmış ve en sonunda dayanamayarak dudaklarını dudaklarımla birleştirmişti.

'Senden başkasıyla oyun oynamayacağım.'

Flashback End

"Bu kadarı yeterli stajyer, in artık kucağımdan."

Altımdaki sertliği hissettiğimde dudaklarımı ısırmış ve kalkarken hafifçe sürtünmüştüm.

"Tekrardan özür dilerim."

Erekte olmuş penisine bakmış ve içimde takla atma hissiyle odadan çıkmıştım.

Salak salak sırıtarak masama oturmuş ve Jungkook'u izlemiştim.

Elini penisine atmış, hafif hafif okşuyordu. Minik, şekilli dudaklarını ısırmış ve kafasını arkaya atmıştı.

Daha fazla izlersem bende erekte olurum diye düşünecekken Jungkook kapıyı kilitlemiş ve perdeleri kapatmıştı.

"Taehyung bu akşam randevuya çıkmaya ne dersin?"

Yoongi'nin seslenmesiyle ona dönmüş ve gözlerimi kırpıştırmıştım.

"Şey olmaz. Arkadaşım evde beni bekliyor."

Saate baktığımda 18.55 olduğunu gördüm. 5 dakika sonra çıkacaktım.

"Çıkarken Jungkook beye haber vermemiz gerekiyor mu?"

Yoongi gülmüş ve yanağımdan makas almıştı.

"Stajyersen vermen gerekiyor. Çünkü senin ne zaman gelip gitmen gerektiğini o söyleyecek."

Onu başımla onaylamış ve giysi odasından gömlek pantolon alarak Jungkook'un kapısının önüne gitmiştim.

"Jungkook bey yeni kıyafetlerinizi getirdim."

"Açamam şuan mhm."

Gülmüş ve kapıyı tekrar tıklatmıştım.

"Ama 5 dakika sonra gideceğim ben, size bunları vermem gerek."

"B-bekle bir saniye."

2 dakika sonra kapıyı açmış ve burun buruna gelmemizi sağlamıştı.

Saçları terden alnına yapışmıştı, pantolonun fermuarı açıktı. Boynunda bir sürü ter damlası vardı.

Yutkunmuş ve gözlerimi onun gözlerine çıkarmıştım. Şimdi göz gözeydik.

"K-kıyafetlerinizi ş-şöyle alın."

Geriye çekilmiş ve elimdeki kıyafetleri uzatmıştım.

"Bir daha böyle sorunlar olmaz umarım stajyer."

Beni baştan aşağı süzmüş ve içeri girmişti.

Evde kesinlikle tepinerek Jimin'e olanları anlatacaktım.
_________________