Kaşlarımı çatmış ve doğru görüp görmediğimi anlamaya çalışmıştım.
Min Yoongi yazıyordu, değil mi?
"Siktir be!"
Jimin büyük bir merakla mesajlarıma bakmış ve dudaklarını ısırmıştı.
"Siktir cidden. Çocuk fena yakışıklı!"
Jimin'i umursamadan pijamalarımla dışarıya çıkmış ve siyah spor arabaya yaslanmış Yoongi'ye ağzım açık baktım.
"Ağzını kapat güzellik, sinek kaçacak."
Yutkunmuş ve dudaklarımı birbirine bastırıp yanına ilerlemiştim.
"Birincisi, evimi nereden buldun? İkincisi, telefonuma nasıl giriş yapıp kendini kaydettin? Üçüncüsü, ben güzellik değilim. Dördüncüsü, siktir çok ateşlisin."
Beni baştan aşağı süzmüş ve küçük bir gülümseme yerleştirmişti yüzüne.
"Birincisi, yeni kayıt olan herkesin ev adresi şirkette bulunuyor. İkincisi telefonunda şifre yoktu. Üçüncüsü sen güzelliksin. Dördüncüsü sende kalpli pijamalarınla çok ateşlisin."
Aynı onun gibi gülümsemiş ve başımı öne eğmiştim.
"Neden geldin peki?"
Parmak uçlarında yükselmiş ve rüzgarın dağıttığı saçlarımı düzeltmişti.
"Sadece gelmek istedim. Sanırım seninle çok görüşeceğiz."
Yanağımdan makas almış ve öpücük atıp arabasına binmişti.
"Yarın saat 9.30'da seni almaya gelirim!"
Bir şey dememe fırsat vermeden göz kırpmış ve gitmişti.
Çok tuhaf birisiydi. ______________________
"Taehyung kalk, kalksana çocuk kapıda bekliyor!"
Hızla kalkıp lavaboya gitmiş ve kısa bir duş almıştım. Daha sonrasında bol şeyler giymeyi tercih etmiştim. Sonuçta çalışmaya gidiyoruz, değil mi?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
