"Yoongi gelmeyi gerçekten isterdim ama işlerim var. Başka zaman olsa?"
Yoongi mümkünmüş gibi yüzüme daha da yakınlaştı ve burunlarımızın değmesini sağladı.
"Taehyung.. Sevgilim olarak tanıttım diyorum seni.. Hadi, gel benimle randevuya."
Yakınlıktan dolayı yanaklarım kızarırken başımı yere eğdim ve bu da burnumun onun dudaklarına sürtmesine sebep oldu.
"Ö-özür dilerim. Tamam geleceğim."
Yoongi çenemi kavrayıp ona bakmamı sağladı. Bakışlarım o hariç her yere bakarken, odasında gözlerini kısmış bir biçimde bizi izleyen Jungkook'a odaklandım. Sinirlenmiş olamaz, değil mi?
"Bana bak Taehyung."
Duyduğum emir komutuyla bakışlarımı Yoongi'nin gözlerine çıkardım.
"Şimdi seni öpeceğim. Tamam mı?"
Burnunu yanağıma sürterken elleri belimi kavramıştı.
"H-hayır. Yani neden öpüyorsun ki?"
Bel oyuntumu okşarken, dudakları boynuma ilerlemişti. Kokumu içine çekip uzunca öpmüştü boynumu. İttirmek istiyordum, ama kırılır diye yapamıyordum.
"Çünkü sevgililer birbirini öper."
Her tarafım yanıyordu. Çok utanıyordum. Ben Jungkook'tan başka kimseyi öpmemiştim ki.
"Ama biz gerçekten sevgili değiliz ki.. Bence sana Jimin'i ayarlayayım."
Yoongi belimdeki ellerini indirmiş ve birkaç adım geriye gitmişti.
"Taehyung sen kör müsün? Göremiyor musun benim sana nasıl baktığımı!?"
Ani bağırışından dolayı titremiştim. Ani bağırmasa da titrerdim çünkü hep dediğim gibi, bağıran kişilerden çok korkardım ben.
"B-bağırma lütfen."
Yoongi derin bir nefes almış ve sımsıkı sarılmıştı bana.
"Özür dilerim Taehyung. Ama sen de lütfen sana olan duygularıma bir şans ver."
Ben de kollarımı ona sarmıştım. Ona umut vermek istemiyordum ama üzülmesini de istemiyorum.
"Stajyer, odama geliyorsun. Hemen."
Yoongi bana sarılmayı bırakmış ve karşısında dikilen Jungkook'a gözlerini devirmişti. Jungkook hafifçe kolumu tutmuş ve odasına doğru ilerlemişti.
"Şey ben işleri bitirdiğim için -"
"Sus stajyer."
Alt dudağımı ısırmış ve odaya girmemizi beklemiştim. Odaya girdikten sonra kapıyı kilitlemiş ve perdeleri indirmişti.
"Sen buraya kendini beğendirmeye mi geldin?"
Gözlerimi devirdim ve kolumu onun elleri arasından çektim. Cidden daha fazla ezdirmeyeceğim kendimi.
"Bak Jungkook, yeter artık tamam mı? Ben senin azarlarından sıkıldım artık! Ben buraya senin için geldim tamam mı? Bu sikik iş ve kendimi beğendirmek için değil!"
Jungkook gözlerini kırpıştırmış ve baştan aşağı süzmüştü beni.
"Sen de benim zengin olduğumu internette görüp yılışan sürtüklerdensin değil mi stajyer? Benim nişanlı olduğumu öğrenince de Min Yoongi'ye yanaştın. Niye? Çünkü 3. Patron Min Yoongi."
Bana dediği "sürtük" kelimesinden dolayı gözlerim dolarken, Yoongi'nin patron olmasına da fazla şaşırmıştım.
"B-ben sürtük değilim. Yoongi'nin de pa-patron olduğunu bilmiyordum."
Jungkook histerik bir kahkaha atmış ve masasına oturmuştu.
"Sen her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen bir şeytansın."
Bir iki adım atıp yanına ulaşmış ve yanağına sert bir tokat atmıştım.
"Sen ne sikim yap-"
"İlerleyen günlerde pişman olursan sakın yanıma gelme."
Sinirden bandanamı çıkarmış ve masanın bir köşesine fırlattım.
"Çünkü ben istifa ediyorum."
"Stajyer ben özür di-"
"Gidiyorum. Rahatlayın."
Kapının kilidini açmış ve dışarı çıkmıştım.
"Stajyer özür dilerim lütfen."
Arkama baktığımda peşimden geldiğini gördüm.
"Gelmeyin lütfen."
Yoongi'ye çarptığımda gözlerimi devirdim.
"Nereye güzellik?"
"Stajyer gitmene izin vermiyorum."
İkisine de iğrenircesine baktım.
"Sizden uzak bir yere gideceğime emin olabilirsin Yoongi. Ve senden izin alan olmadı Jungkook."
İkisini de arkamda bıraktığımda Jungkook'un bağırışını duydum.
"Kendi ayaklarınla geri geleceksin stajyer!"
-Oç Jk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Little Love :: Taekook
Hayran KurguTaehyung, kendisini hatırlamayan küçüklük aşkı Jungkook'un stajyeri olur. - Seme Jungkook|| Uke Taehyung