8; ...bana aşık oldu.

2.6K 376 144
                                    

Karidesli ramenimi yerken anneme göz ucuyla baktım. Bordo şalını düzelterek aynada kendine bakıyor ve beni tembihliyordu. "Çok geçe kalmam. Hemen uyumak zorunda değilsin. Yoongi ile konuşma çok, telefon faturan için para istiyorsun benden..." gibi sözler sinirimi bozsa da sesimi çıkartmadan hüpleterek ramenimden kocaman bir lokma aldım. "...zaten Seokjin'i de çağırdım. Eğlenirsiniz."

Çalan kapı zili.

"Hah! O da geldi zaten." Durumu özetleyebilirdim ama ruh halimi özetleyecek kelimelerim tükenmişti. Karidesli ramenin suyunu akıttığım turkuaz tişörtüm, altımdaki kırışık şort ve en kötüsü mor göz halkalarına eşlik eden yağlı saçlar... Anneme attığım bakış sinirliden çok ağlamaklıydı; o ise bunu fark etmeyecek kadar umursamaz. Nitekim hazır Seokjin ile öpüşmüşken karşısına böyle çıkmak...

Annem kapıyı açtığında pembe saçlarına eşlik eden gri saten gömleği ve dar pantolonu ile sevgilim, anneme gülümsemiş onu öpmüştü. Ardından bakışları bana değdi, suratını buruşturmasını bekledim ama beklentimin aksine yanıma gelerek boynuma kondurduğu o küçük öpücükle ramen kutusunu elimden düşürmemek için kendimi zor tuttum.

Ben kendime gelene kadar annem tüymüştü zaten.

Belime değen kollarla duraksadım. "Dur, ramen va..." Elbette beni dinlemeden dudaklarıma değen dudakları da heyecanlandırmıştı kalbimi. Öpücüğü narin ve tatlıydı. Dolgun dudakları o kadar ustaydı ki, yirmi beş yaşındaki ben için bu çok fazlaydı. Çok, çok fazla...

Kızaran yanaklarımı gizlemek adına sıyrıldım ondan. "Şey, sen içeriye geç ben de üzerimi değiştirip geleyim."

"Böyle çok tatlısın." Duyduğum cümle ile mutfağa adımlayan bacaklarım durmuş, gözlerim sonuna kadar açılmış, omuzlarım dikleşmişti. Öpüşmenin utangaçlığı yerini şaşkınlığın heyecanına bırakmıştı. "Seokjin..." dedim gözlerim sulanırken. "Sen konuşabiliyorsun!"

Ona doğru atlayışım ve onu kucaklayışım fazla çocuksuydu lakin gülüşünü duymak, beni sarstı. Okyanusun dibine itti ruhumu ve ben boğulmaktam şikayet edemedim. Ses tonu o kadar boğuktu ki; şiirler okumasını istemiştim bana.

Okşadı yanağımı. Sulanmıştı gözlerim; bitmesini istemediğim bir andaydık. "Hep konuşabiliyordum. Tercihim değildi sadece," anlayışla salladım başımı. "Ama senden kendimi saklamak fazla bencilce geldi. Aşkımı kağıda yazmak... Çok basit kaçtı gözüme."

Gri saten gömleğine tutundu elim yoksa bayılacaktım ses tonunun yarattığı o kargaşadan. Eli saçlarımı okşadı bir müddet. Öptü tekrardan boynumu ve fısıldadı defalarca kulağıma.

"Sana aşığım. Sana aşığım. Sana aşığım (...)"

Pink | NamJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin