Bölüm 7. 🌟 Lansman 🌟

405 38 5
                                    

1 hafta sonra..
Savaş arabasını sabahın köründe Saygınerler Yalısı'nın yakınına park etmiş, Leylanın çıkmasını bekliyordu. Selim'in evinde gördükten sonra hiç görmemişti onu. Bir haftada özlemekten kalbi ağrıyordu. Bu yüzden erkenden gelmişti buraya. Gece pek uyuyamadığı için de araba da uyuya kalmıştı.

Arayan telefonunun sesiyle uyandı birden. Ceyda arıyordu. Leylayı gördükten sonra Ceyda daha katlanılmaz olmuştu onun için. Telefonu meşgul'e alarak kenara bıraktı. Şuan tek istediği Leylayı görmekti. Ceyda'yla sinirlerini bozmak istemiyordu. Lakin telefonun ikinci kez ısrarla çaldığını görünce açmak zorunda kaldı.

"Ne var Ceyda?"

Ceyda bağırarak konuşmaya başladı böyle soğuk tavrı görünce.

"Neredesin sen? Sabahın köründe kalkıp nereye gittin?"

Savaş dayanamıyordu artık bu kadına.

"Seni ilgilendirmez Ceyda. İşlerime burnunu sokmaktan vazgeç artık."

"Ne demek vazgeç ya? Ben senin karın'ım unuttun mu?"

"Unutmama izin veriyor musun?" diye söylendi Savaş sinirle. Buraya büyük heyecan ve sevinçle gelmişti. Ama bu kadın tüm sevincini öldürmüştü bir anda.
"Unutmazsan iyi edersin Savaş.
Hatırlatmak zorunda kalmak istemem"

Savaş birden Leylanın çıktığını
gördüğünde telefonu Ceydanın suratına kapattı.

Leyla'nın yanında bir adam vardı. Savaş dikkatle baktıktan sonra Kerem diye düşündü. Soyadını bilmediği için araştıramamıştı bu adamı. Hasret dolu gözlerle izlemeye devam etti onları.

Leyla her zamanki gibi çok güzeldi yine. Çok samimiydiler. Gülerek birlikte arabaya bindiler ve yola koyuldular..

Savaş onları takip etmeye başladı. Nereye gideceklerini çok merak ediyordu. Ve Kereme de daha yakından tanımadan acayip ayar olmuştu.

Yarım saat süren yolculuğun ardından onların bir kafenin önünde durduklarını gördü. Savaş da arabasını onlardan biraz arkaya park etti. Şuan Leylayı o adamdan o kadar kıskanıyordu ki fark edilmek umrunda değildi.

Leyla ve Kerem arabadan indikten sonra içeri doğru ilerlediler. Uygun masa seçtikten sonra birlikte oturdular ve kahvaltı için bir şeyler sipariş ettiler.
Savaş da bu sıra da dışarıdan onları izliyordu. Kafenin büyük camları olduğu için, onları rahatlıkla göre biliyordu. O an içinden geçen tek şey "baskın basanındır" deyip kafeyi basmak ve Leylayı ordan kaçırmaktı.

K -" Merti de davet etseydin keşke"
L -" O bugün kız arkadaşıyla zaman geçirecek" dedi Leyla yüzünde hafif bir gülümsemeyle..

Kerem Türkiye'ye geldiğinden beri Leyla ile doğru dürüst konuşmamıştı. Zira uzun uzadı konuşacak kadar yalnız kalmamışlardı. Mert sağolsun biran bile yalnız bırakmıyordu onları. Fakat şimdi tam zamanıydı. Artık konuşacaktı.

K -" Nasıl hissediyorsun?" diyerek girdi konuya..

Leyla konunun nereye gideceğini anlamıştı. Bununla ilgili konuşmayı pek sevmezdi. Ama biraz dertleşme'ye ihtiyacı vardı açıkçası.

Elindeki çatalı tabağa bıraktı, dirsekleri'ni masaya koyarak iki elini birleştirdi ve çenesinin altına koydu. Ardından konuşmaya başladı.

"Her zaman ki gibi aslında. Fakat şimdi daha bir yalnızım. Babam yok artık.."

Leyla derin bir nefes aldı son cümlesini dedikten sonra. Ardından devam etti.

"Babam hayatımda Mertden sonraki en büyük dayanağ'ım dı Kerem."

👑 Vazgeçilmezim 👑   [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin