Bölüm 8. 🌟 Büyük Yüzleşme 🌟

361 36 2
                                    

..Unutmuştun öyle değil mi? Kalbinin deli gibi çarpmasını, nefesinin kesilmesini, midende kelebekler uçmasını, ince bir sızı'nın ruhunu esir almasını..

Peki bir insan nasıl unuturdu böyle insani hissleri? Kalbi çarpmaktan mı vazgeçmişti? Nefes almayı mı unutmuştu? Midesinde ki kelebekler'e mi küsmüştü?

Eskiden çok sevdiğin, ama uzun zamandır dinlemeyi bıraktığın şarkıyı yeniden dinlemeye benziyordu bu. Ya da okumayı çoktan bitirdiğin kitabı kütüphane'nin tozlu raflarında yeniden eline almak ve incelemek gibi. Öylesine yakın, öylesine tanıdık ama bir o kadar da uzak ve eski..

Burada bir kez daha başlıyorsa gurbet imtihanı
Ölmek değil, bir daha görmek intiharım

Savaş yavaş adımlarla ulaşmıştı Leyla'nın yanına. Leyla neye uğradığına şaşkındı hâlâ. Gerçek miydi bu? Savaş gerçekten burada mıydı?

Savaş onlara yaklaştık'tan sonra bir şey demeden Selime baktı. Selim ne diyeceğini düşünüyordu şimdi. Savaşl'a Saygınerlerin bir ilgisinin olduğunu bildiğini bildirmeyecekti.

"Mert, bu arkadaşım Savaş Gürsoy."
"Biz zaten tanışıyoruz" dedi Mert sinirle. Ve Selim'i kolundan tutarak konuşmak için kenara götürdü.

Bu sırada Leyla ve Savaşın gözleri bir birilerinden kilitli kalmıştı. Bir kaç saniye süren sessizliğin ardından Savaş konuşmaya karar verdi.

"Merhaba Leyla. Nasılsın?"

Kelimeler Leyla'nın boğazına takılmıştı. Ağzı kalbinde atıyordu. Savaş onu daha önce de gördüğü için ve burada olacağını bildiği için gayet rahattı. Ama Leyla da durumlar aynı değildi. Arkadaşlarının nerde olduğuna bakmak için arakaya döndükte onların kapının önünde durduğunu gördü. Kerem endişeli ve meraklı gözlerle ona bakıyordu.

Yeniden Savaşa döndüğünde onun hâlâ kendisine baktığını gördü. Hemen toparlanmalıydı. Güçsüz görünmemeliydi. Fakat yapamıyordu. Bu kadar çok yıkılmışken, dimdik duramıyordu. O uçurumun dibine dönmüştü yeniden.

"Senin ne işin var burada?" dedi güçlükle.

Sesi kısık çıkmıştı. Gözleri dolu dolu bakıyordu Savaşın gözlerine.

"Selim benim arkadaşım. O yüzden lansmana davet etti beni de" dedi Savaş kendinden emin şekilde.

Aslında o da iyi değildi. Ama öyle gözükmeye çalışıyordu.

Bu sırada Mert Selim'i bir kenara çekmiş bu gecenin hesabını soruyordu.

"Selim, o adamın ne işi var burada?"

Selim afallamıştı.
"Senin için bir mahsuru mu var Mert? Siz nereden tanışıyorsunuz ayrıca?" dedi Selim üste çıkmaya çalışarak.

"Çok eskiden" dedi Mert sinirle.

"O adam Leyla'nın hayatını mahv etti. Onun yüzünden Leyla aylarca..." duraksadı biran. Leylanın aylarca Almanya hastanelerinde komada kaldığını söyleyecekti az daha. Ama söyleyemezdi. Bu Leyla'nın özeliydi. Selim sorduğunda bile Leyla "özel" diyerek saklamıştı ondan. Şimdi bu kadar kısa süredir tanıdığı birine söyleyemez di bunu.

Bir kaç saniye sustu önce. Sonra devam etti.

"Bak Selim. O adam senin vasıtan'la bize yaklaşmaya çalışa bilir. Onu bizden uzak tut"

Selim bu sert tepkiyi bekliyordu.
"Mert ben özür dilerim. Bilmiyordum"

Arkadaşı için yalan söylemek zorunda kaldı.

👑 Vazgeçilmezim 👑   [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin