-4-

2.1K 163 57
                                    

Kızıl saçları koridorda hızlandıkça savruluyordu. Ah, o James Potter'ı bir eline geçirseydi... Sağa döndü. Bu sırada koridorlarda dolaşan insanların arasında gözleri çapulcuları arıyordu.

O gizli numaranın Potter olduğundan emindi. Bir anda olduğu yerde durdu. Bahçede olabilirler miydi? Bu sefer adımlarını ters yöne doğru attı. Bahçeye çıktı ve işte oradaydılar. Karagölün önündeki ağaca yaslanmış, gülerek bir şeyler konuşuyorlardı.

"Hey, Potter!" Potter da dahil olmak üzere, kızın bağırmasının ardından bir kaç meraklı göz ona döndü. Fakat çok geçmeden herkes tekrar kendi işiyle ilgilenmeye başladı. Potter ise şaşkındı. Az önce Evans ona mı seslenmişti?

Bir an dalgınlıkla arkasına baktı. Başkası mı var acaba, diye. Ama genç kız kendinden emin adımlarla oğlanların önünde durdu.

"Bana bak, Potter." Sesi sakin çıksa da, bu fırtına öncesi sessizlikti.

"Bir daha bana bulaşma!"

"Efendim?"

"Sen karışma Black!" Bakışlarını tekrar Potter'a çevirdi.

"Peşimi bırak artık! Senden nefret ediyorum! Kaç kere söyleyeceğim?"

Potter dudaklarını birbirine bastırıp hafifçe tebessüm etti. "Hayır, etmiyorsun."

Bu, kızı daha da çileden çıkarmıştı. Ukala ve şımarık tavırları yok muydu...

"Evet, ediyorum! Senden nefret ediyorum, nefret!"

"Hayııır," dedi "ı" harfini uzatarak. "Etmiyorsun."

"Ediyorum! Rahat bırak beni!"

Ve Potter'ın ağzını açmasına izin dahi vermeden arkasını döndü, pelerinini savurarak çekti gitti.

Jily || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin