2♆

1.8K 180 43
                                    



🌙 "I don't believe in magic."
The young boy said.
The old man smiled.
"You will, when you see him."

İkinci kaptan demek, Kim Jongin'in takım üzerinde kurduğu otoritenin sarsılmaya başlaması demekti. Kim Jongin, sevilen ve aynı zamanda korkulan bir kaptandı. Antreman sırasında bir canavara dönüşüyordu, Koç Nam'ın bile ondan korktuğu zamanlar olmuştu.

Ancak şu an, o canavar kaptan, dışarıdan belli etmediği bir endişeyle savaşıyordu. Oh Sehun geldiği saniye tüm ilgiyi üzerine çekmişti ve motive edici tavırlarıyla kendini herkese sevdirmişti.

Jongin hariç.

"30.67." dedi elindeki kronometreye bakarken. Bugün antrenmandan o ve Sehun sorumluydu. Koç Nam'ın acilen federasyon toplantısına katılması gerekmişti.

"Bir gün önce 30.87'ydi, Hae Jin-ah." Hafifçe gülümsedi Jongin. Hae Jin, bu gülümseme karşısında erimemek için zor durmuştu.

Derin bir nefes alarak başını salladı Hae Jin. "Sıkı çalışıyorsun." Jongin, elini hafifçe Hae Jin'in ıslak omzunda gezdirmişti. "Daha iyi çalışmalıyım." dedi Hae Jin bonesini başından çıkarırken. "Yeterli değil." diye mırıldanmıştı.

Jongin dilini damağına vurarak, kolunu Hae Jin'in omzuna attı. Hae Jin, onu takım arkadaşı ya da takım kaptanından çok akıl hocası gibi görüyordu. Kim Jongin ona çok şey katmıştı ve katmaya da devam ediyordu.

Hae Jin ve Jongin'in arasında altı yaş vardı ancak onlar bu yaş farkını umursamıyordu. Hae Jin'e yüzmeyi öğreten Jongin'di. Jongin o zamanlar, yeni yeni podyuma çıkmaya alışmıştı. Kore yüzme şampiyonasında, 100 metre sırtta 9-10 yaş milli rekorunu kırmıştı. Hae Jin o zamanlar sadece komşu çocuğuydu ancak elinde bir sürü altın madalyayla geri dönen Jongin oppasını gördüğünde yüzme karşısında kayıtsız kalamamıştı.

İyiki yüzmeyi öğretmişti Jongin ona. Şimdi kendisi, kadınlar grubunda ülkesini en iyi şekilde temsil eden bir yüzücüydü.

"Dünya rekoru için yeterli değil." Hae Jin'in beyaz yüzü asılmıştı çoktan. Jongin ıslak saçlarını karıştırdı. "Oppa-ya!" Bu hareket, Hae Jin'in tiz bir çığlık atmasını sağlamıştı.

Jongin, kızın havlusuna uzanmış ve ardından omuzlarının üzerine bırakmıştı. Sırıtarak onu izliyordu. "18 yaş için, oldukça iyi bir derece." dedi esmer kaptan kollarını göğsünde birleştirirken. Hae Jin hala sinirle ona bakıyordu. Elindeki bonesini ve gözlüğünü Jongin'e uzattı. Kurulanmalıydı.

Rekor konuşması burada son bulmalıydı, yoksa Hae Jin inat etmeye devam edecekti. "Beni bekleme, hemen eve git." Dedi Jongin etrafına bakarken. "Biraz antreman yapmalıyım."

Böyle demesiyle, Hae Jin alaycı bir şekilde sırıtmış ve "Hah." demişti. "Bana diyene bak. Oppa, ailenden çok havuzu görüyorsun." Hae Jin kurulandıktan sonra Jongin'in elindeki bonesini ve gözlüğünü almıştı.

Jongin'in hırsını ve ilgiye olan düşkünlüğünü biliyordu. O yüzden, yine her zamanki gibi bir şey demeyecekti. "Çok geç kalma, oppa." O güzel tebessümünü sunmuş ve çocukluğundan beri yaptığı gibi elini sıkmıştı. Jongin, gülümseyerek ona göz kırpmış ve en yakın arkadaşının havuzdan ayrılmasını izlemişti.

𝘁𝗿𝗮𝗶𝗻𝗶𝗻𝗴 𝗳𝗿𝗶𝗲𝗻𝗱𝘀|sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin