➳15➳

426 33 147
                                    

Daha konuşmadan lafı ağzıma tıkması hala aklımdaydı. Hareketleri neden son zamanlarda bu kadar tuhaflaşmıştı? Anlamıyorum, eski Karma değildi sanki.

Bilinmeyen numaradan gelen son mesajla telefonu duvara atıp kırasım gelmişti

*O çocuğu kaybettin. Nagisa gibi seni görmekten bile aciz olan birisi için değdi mi söylesene Rio?Seni onun gibi kim sevecek sence?*

Bardağı taşıran son damlaydı artık. Çıldırmamak elde değildi. Numarayı engelleyemiyordum da. Babama söylesem mesajları görünce beni yaşatmazdı. Ortalık birbirine girerdi. 

Yalnız başıma çare aramak gerçekten de zordu. 

*Bana bak! Kimsin bilmiyorum ama babam polis. Mesajları babama gösterdiğim anda telefonun sahibini bulmak bir kenara en son telefonla yaptığın her işlemi görebiliriz*

*Boş tehditler savurmana gerek yok. Merak etme. Zaten artık seni rahatsız etmeyeceğim. Bunlar yalnızca gözünü açman içindi. Ama ne yazık ki bu kadar nankör olduğunu bilmiyordum. Karma senin yerine beni sevse onun için ondan bile vazgeçerdim*

Telefonu yatağın üzerine fırlattım. Ellerimi şakaklarıma götürüp başımı ovdum. 

Ama bir saniye! Jeton sonradan düşmüştü. Telefonu tekrardan elime alıp son mesajın son cümlesine baktım.

Karma senin yerine beni sevse...

Kaşlarımın ucunu aklıma parlak bir fikir geldiğini belli edercesine hafifçe kaldırdım. Son cümleden anladığım kadarıyla bana bu mesajları atan benim hemcinsim birisi olmalıydı. Erkek olmasına imkan yoktu. 

Şöyle bir aklımdan geçirdim Karma'dan etkilenebilecek kim var diye? Aklıma kimse gelmemişti. Karma sınıfın en yakışıklı erkeklerinden biriydi. Hangi kız ondan etkilenmezdi ki? Bu sorunun cevabını bir tek ben biliyorum. Çünkü ben etkilenmedim. 

Kayano dışında tüm kızları düşündüm. Bugüne kadar renk verici bir davranışta bulundular mı diye anımsamaya çalıştım. 

Aklıma kimse gelmiyordu. Kimsin sen? Karma'nın beni sevdiğini nereden biliyorsun?

Kafamda uçuşan soru işaretleriyle uykuya daldım. Sabah lanet olası alarmla küfür savurarak uyanmam bir oldu. Kalkıp formamı giydim. Ruhsuz bir tavırla kahvaltımı yaptım. Dünden kalan sinirimi kimseye yansıtmamalıydım. Öyle de yaptım. Kahvaltımı bitirdikten sonra kalkıp okulun yolunu tuttum. 

Sınıfa ruhsuz ve gergin bir yüzle girdim. Karma ortalarda yoktu. Gelmese isabet olurdu. Yüz yüze gelmemiş olurduk en azından.

Dersler geçmek bilmedi. Koro-sensei bile bende bir haller olduğunu anladı. Dersten sonra beni kenara çekip özel olarak görüştü

''Rio-san? Bugün gergin görünüyorsun. Bir şeyin mi var?''

''Hayır Koro-sensei. İyiyim ben''

O an Karma'nın sesini duydum. Bir insan 3.saatte gelir mi derse? Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk?

''Karma-kun. Erkencisin'' dedi Koro-sensei kinayeli bir söyleyişle

''Kusura bakma Koro-sensei. Geç kaldım. Rio-san'' dedi bana dönüp

Elinde benim hırkam vardı. Yüzüme sadaka verir gibi fırlattı. Hayatımda hiç bu kadar aşağılanmış hissetmemiştim. Kalbim olmadığı kadar kötü kırılmıştı bu defa

''Dün bahçede unutmuşsun. Bir daha dikkat et de çalmasınlar'' 

Karma uyarırken bile kinini bastıramıyordu. Sesinde kinaye adeta yankı yapıyordu. 

''Karma-kun. Bu şekilde vermen çok kaba''

Başımı öne eğdim. Dolan gözlerimi kimsenin görmesini istemiyordum. Bıraksalar ağlardım. 

''Yok. Önemli değil Koro-sensei'' deyip yavaş adımlarla tuvalete yürüdüm. İlk bulduğum kabine girdim ve arkamdan kapısını kilitledim. Ellerimi dizlerime vurarak ayaklarımı yerde tepe tepe ağladım. Sinirden kan beynime sıçramıştı. Sabrımın son noktasındaydım. O hırkaya bir daha dokunamazdım artık. Her görüşümde Karma'nın beni adeta bir pislikmişim gibi küçümsediğini anımsayacaktım. 

Hırkayı var gücümle iki yandan tutup çektim. Gerilen hırka ortadan ikiye yırtılmıştı. Daha da parçalayım derken birinin ayak sesini duydum. Benim kabine doğru gelip kapıyı tıkladı.

''Rio-san? İyi misin?''

Okuda'nın sesine benziyordu. Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim. 

''İyiyim''

Sesimin ağlamaklı çıkmaması için çabaladım. Kabinin kapısını açıp dışarı çıktım. Lavaboya eğildim ve yüzümü yıkadım. Okuda'nın yüzümdeki kızarıklığı fark etmesi uzun zaman almamıştı

''Rio? Ağladın mı sen?''

''Hayır'' dedim ağzımdan kaçan hıçkırıkla beraber

''Yalan söyleme. Olmuş bir şeyler belli. Hem o elindeki paramparça olmuş bez parçası da ne?''

''Önemsiz bir şey'' dedim ve arkamı dönüp çıkacakken Okuda kolumdan tuttu

''Rio!''

İç geçirdim

''Efendim Okuda?''

''Sana önemli bir şey söylemeliyim''

''Neymiş o?''

Çenemi tutup yüzüne bakmamı sağladı

''Bilmen gereken bir şey var''

''Neyi bilecekmişim? Aşağılık bir mahluk olduğumu mu?''

''Hayır! Karma seni seviyor Rio. Sen ise ısrarla körü oynamaya devam ediyorsun''

Şok olmuştum. Okuda bunu nereden biliyordu ve nasıl bu kadar emin konuşabilmişti?

''N-Ne? Sen ne diyorsun Okuda?''

''Kermes günü Karma Sugino'ya anlatırken duydum. Dün o mesajları sana gizliden atan da bendim. Daha görmemek için ne bekliyorsun anlamıyorum''

Oturup hüngür hüngür ağlamak istiyordum. Yeter olmuştu artık! Burama kadar gelmişti

''Neden numaranı gizledin? Niçin böyle bir şey yaptın ya neden!'' deyip ağlayarak oradan uzaklaştım ve arka bahçeye çıktım

Ancak arka bahçede de rahat bulamadım. Yaramı deşecek bir manzarayla daha karşı karşıya geldim. Nagisa ve Kayano el ele tutuşuyordu. Birbirlerinin gözlerinin içine bakıp gülümsüyorlardı. 

Ölecek kadar yara almıştım zaten ve ölmeye hazırdım. Elime bir hançer verseler kendimi yüz yerimden bıçaklardım. 



➳ ⦃ BAŞIMIN BELASI ⦄ Karma + Rio ➳Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin