-
Beyaz fayanslı balkonlar bıraktın giderken. Ve artık kokmayan fesleğenler. Başka yöne bakan terlikler gibi fırlatılmış, öylece duruyoruz.
Bir gün içime çürümek ne demek anlatmak isterdim sana.
Bir otobüs durağında beklerken geçmek bilmeyen zamanların birinde. Akbil sesine karışan sesinin nasıl kocaman bir yaraya dönüştüğünü, en arka koltuğa doğru koşmaya nasıl felç kaldığımı, yanlış durakta inince sinirden nasıl ağladığımı..sokağın başındaki sarı lambanın altında kimse görmeden öperken kırdığın kalp, kaynamak nedir bilmiyor.
Bilmesin.
Kırık olsa duramazdın derler, duruyorum. Öylece duruyorum. Geçip gitsin benden artık diye bu sancı. Ağustos akşamında titremek hiçbir şarkının nakaratında yer almıyor çünkü.
Benim seni sevmeye olan zaafım kuru bi kaşıntı gibi bırakmıyor kalbimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kabuk
PoesíaBeni doğuranı, adımı, yüzümü, seçme hakkı verilmemiş ne varsa, bana kadar hepsini unuttum. Nihayetinde eksik atılmış bir dikiştin sen de yaralarıma.