Gördükleri çoğu kapıda farklı farklı illüzyonlar vardı. Fakat her ne kadar görseler de kapıdan giremiyorlardı. Sanki bir şey onları geri itiyor gibi. Sadece tek bir kapı vardı, girebilecekleri. Onun şartı da falcı gibi giyinmiş kadının dediklerini yerine getirmekti. Ra bu kadının tehlikeli olduğunu düşünse de Ravy'de cesaret hiç bitmiyordu. Yanına gittiler ve kadın onların gözlerine baktı. Sonra bir elmas çıkardı. Ve sordu: "Bu elması ne kadar çok istersiniz?" Ra gözlerini bu elmastan alamıyordu. Daha doğrusu hipnotize olmuştu. Fakat Ravy ise hiç böyle şeylere ilgi duymamıştı bu yüzden elmasın parlaklığını bile önemsemedi. Bir de kız kardeşi Ra'ya baktı. O da ne? Falcı'nın elinde bir ayna ve Ra'yı içine çekiyor. Bu aynalar hipnotize edilmiş bir kişiyi artık hapsediyor. Ki Ra da tam öyle olmuştu. Ravy, Ra'yı kurtarmaya çalışsada sihirli falcı bir cadıya dönüşüp uçan süpürgesi ile gitti. Eski duvarlarda cadının yaptığı büyülü planları vardı. Cadı bu aynalarla genç yaşlı herkesin ruhunu çalıp gençleşmek, bedenlerini çalıp güzelleşmek istiyordu. Ve Ravy eski saray merdivenlerinden yukarı çıkmaya başladı. Yukarıda onu hangi sürprizlerin beklediğini bilmiyordu...
