Ravy, engel tanımıyor, kardeşine ulaşabilmek için bütün kapıları deniyordu. Tabi kapıları geçtikçe bir diğer kapının kilidini açıyordu sırada bir şato vardı. komik ve ilginç bir şato. Suyun altında nefes alınabilinen bir şato. Evet bu illüzyon da ise Ravy şovalyeler ile karşılaşmıştı. Fakat Ravy onlara kendi silahlarıyla kendilerini yenmelerine izin veriyordu. Şovalyelerle savaşmak ona kendini daha cesaretli hissettiriyordu. Tam bu kapı da bitti derken ne olsun, şatoyu su basmaya başladı. Bir geçit arayım derken, şato bir akvaryuma dönmüştü bile. Fakat tuhaf olan bir şey vardı. Ravy suyun altında konuşabiliyor, nefes alıyordu. Söylemiştim ya: illüzyon. Şato batmış, artık burası balık yuvası olmuştu. Hatta piranha yuvası. Ravy, piranhaların, şovalyelerden daha tehlikeli ve zorlu olduğunu düşünüyordu. Piranhalar gerçekten saldırganlardı. Anında ısırmaya çalışıyorlardı. Piranhaları geçti ve sona geldi. Kurtuldum derken totem direklerinin içinden çıkan yaratıklar hem büyüleyici hem de korkunçtu. Yine de Ravy onları da yenmeyi başardı. Ravy artık bu işe alışmıştı hatta keyif de alıyordu. Ve bu kapıdan çıkıp, göreceği yeni maceraya (kapıya) doğru ilerledi.