Kabus Tepesi...

132 5 0
                                    

    Ravy tam büyük bir heyecanla diğer bir kapıyı açacakken, bir de ne olsun. Kapı açılmıyordu. Ravy'nin içindeki heyecan birden korkuya dönüşmüştü. Defalarca denedi fakat hiçbir şekilde açılmıyor. Acaba bir önceki kapıda bir şeyleri yanlış yaptığını düşündü. Ama artık çok geçti, kapı çoktan kapanmış (yok olmuştu). Ravy ağlamaya başladı hatta şu an en kötü kabusunu görüyordu. Kardeşini, ucu bilinmeyen bir şatoda hatta bir zindanda bırakıp gitmesi... Çok korkuyordu, hem kardeşini burada bırakmanın verdiği acı hem de buradan çıkarsa bir daha ailesinin yüzüne nasıl bakacağıydı. Herşeyin sebebi oydu çünkü. Fakat hala cesurluğunu yitirmemişti. Göz yaşlarını sildi ve yılmayacağını söyledi. "Sizden ve bu yaptıklarınızdan korkmuyorum ve korkmayacağım da! Asla yılmayacağım!" Ve o anda birden kapı açılıverdi. İlerde bir tepe ve uçurum vardı. Hatta nasıl olduysa oradaydı. Ravy buraya zaten gelmiş olabiliceğini düşündü. Evet, burası Kabuslar Tepesi 'ydi ve Ravy' de zaten buraya gelmişti. Çünkü bu kapı açıldığında giren kişi en kötü kabusunu halüsinasyon olarak gösteriyordu. Aslında Ravy başında bu kapıya girmişti fakat içeride en kötü kabusunu gördüğünden dolayı sanki oraya giremediğini ve kardeşini kurtaramadığını görmüştü. Sonra da kabusuna yenik düşmediği için kurtuldu. Burada heryer karanlıktı ve daha önce buraya gelenlerin kabuslarını barındırıyordu. Ravy bunları ilginç buldu ve hemen oradan ayrılmak istedi. Fakat uçuruma geldiğinde ya atlayacaktı ya da burada bekleyecekti. Fakat ne zamana kadar? Ravy düşünüp durdu ve kardeşinin ne hallerde olduğu aklına geldi. Uçrumdan kendini aşağı bırakır bırakmaz,  bir de ne görsün şatonun en üst katına düşüyor... Hem korkmuş hem de mutlu olmuştu.

İLLÜZYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin