Girdiğim odada müdahale için kullanacağım eşyalar, koltuk ve koltukta iri cüssesinden dolayı ayakları dışarı sarkıtırmış adam haricinde bir şey yoktu.
Orada; büzülmüş bir şekilde altında sadece siyah kot pantolonu dışında üzeri çırılçıplak bir şekilde uzanıyordu. Göğsünde acemi bir el tarafından yapıldığı belli olan sargısı vardı ve kan toplamıştı.
Alnı ter içindeydi; yüz hatları keskindi, alt ve üst dudağı aynı kalınlıktılaydı, saçları ön kısımdan bir hayli fazla, burnu ise hokkaydı. Saçları ve burnu keskin yüz hatlarına aynı zamanda tatlılık katıyordu.Benimle birlikte Ahmet ve bir kaç adam daha girdi. Muhtemelen müdahale ederken ters bir hareketime karşılık hazırda bekleyecekler. Hoş işin ucunda Maral olmasa beni bu odaya bile sokamazlardı.
"Tedaviyi bakarak mı yapmayı düşünüyorsun"
Duyduğum ses beni kendime getirdi. O zamana kadar şaşkın gözlerle karşımdaki adama bakmaktan dolayı olduğum konumu unutmuşum.
Ahmet denilen adama dönerek "Koltukta müdahale edeceğimi düşünmüyorsunuz değil mi? Daha konforlu 'mesela hastane gibi' bir yere ihtiyacımız var bu ortamda mikrop kapabilir. Hem bu malzemeler de yetersiz"
"Dışarıda ne denilirse onu yapacağına dair konuşmuştuk değil mi şimdi soru sormayı bırak ve bir an önce patronu yaşatmaya bak"Öfkeme yenik düşmemek adına verdiğim derin nefeslerle koltuğa yaklaştım. Hemen bir eldiven alıp durumu incelediğimde kanamasının iyice arttığını ve daha fazla geç kalınırsa oluşacak durumlara karşı önlem almak amaçlı müdahaleye başladım.
- - -
Bu işlem tam iki saat sürdü. Tek başıma zorlansam da imkanlar bunu gerektiriyordu. Bu iki saatlik dilimde kurşunu çıkardığımda kanaması artmış zar zor durdurmuştum. Geriye sadece herhangi bir komplikasyona karşılık başında beklemek kalıyordu.Sigara içmek için dışarıya çıkan Ahmet, yaklaşık beş dakika sonra geri geldi, o sırada etrafı toplamakla meşguldüm.
-"Patronunuzun şu anlık durumu iyi ama her an oluşacak herhangi bir duruma karşılık başında beklemeniz gerekir. Benlik bu kadar gerisini siz halledeceksiniz, arkadaşım ve benden de uzak duracaksınız."
-"Kendin diyorsun doktor hanım her an oluşacak bir durum olabilir diye bilseydik zaten sana kalmazdık bu yüzden patron uyanana kadar buradasın. Şimdi benimle doğruca senin için hazırladığımız odaya geliyorsun."
Her ne kadar bunlar benim kişiliğime ağır gelse de bu küçük odada bile beş adam bulunuyorken kafa tutmam sadece zararıma olurdu. Belki de ilk defa 'bir kereye mahsus' olmak üzere kendimden ödün verdiğim için ne kadar zorlansam da hafif bir kafa hareketiyle kabul ettim.
- - -
Bir saatimi dinlenmek için öldürdüğüm bu zamanda da bol bol düşündüm. Başta kaçma planları kurmuştum ama bulunduğum odada yatak ve komidinden başta bir şey yoktu. Pencere bile yoktu. Bunu takip eden, ihtiyaçlarımı karşılamam gerek diyerek tuvaletten kaçarım düşüncesi aldı. Ama bu da maalesef olmadı. Şimdilik beklemeye karar verdim ve bana getirilen bir kase çorbayı ve suyu içtim. En azından şimdilik kendimi dinlenmiş hissediyorum. Tabii bu zaman diliminde Boran denilen adam kontrol etmek amaçlı gidip geliyordu.Kapı açıldı ve içeri Ahmet girdi.
-"Bu kadar yeter şimdi çalışma zamanı."
Küstah bakışlarıyla ve emir veren ses tonu gittikçe sinirlerimi bozuyordu.
"Bana emir vermeyi kes! Arkadaşım için katlandığım bu cehennemde beni bir dakika bile tutamazsınız. Duydun mu beni?!"
Sadece sinirden oluşan bir gülüş attı. Kendini tuttuğu belliydi ama o da benim sinirlerimle oynamayacaktı.
-"Pekâlâ doktor hanım sizi işinizin başına alalım."
Ben önde o arkada, ilk girdiğim; kalıplı ve yakışıklı olan patronun bulunduğu odaya girdim.
- - -
Iki günü de nöbet tutarak her an oluşacak duruma karşılık patron denilen adamın başında bekleyerek geçirdim. Sık sık verdiğim ağrı kesiciler uyku yapıyordu. Bir yandan da düşünüyordum beni merak etmişler midir ya da polise haber verilmiş midir?
Aslında düşüncelerim çok saçma çünkü Maral ondan habersiz bir işim çıktığında bile bir saat içinde ulaşamazsa sorun yaratırdı. Peki o zaman neden gelmiyorlardı? Çok mu uzaktayız yoksa?Kafamda dönüp dolaşan bu sorular beni üzüyor, üzüntüm de beni hırçınlaştırıyordu. Patron denilen adamın uyanmamasından kaynaklı Ahmet ve Boran'ın da üzerime gelmeleri ayrı bir etken oluyordu.
Sürekli patron denilen adam dememin sebebi ise hâlâ ismini öğrenemediğimden kaynaklanıyor. Boran, abi sıfatını kullanırken diğerleri patron diyor.
Bazen başında nöbet tuttuğunda yüzüne bakarak daldığım oluyordu. Yüzü çok güzeldi ama vücuduna kıyasla küçüktü. Sert yüz hatları olmasına rağmen aynı zamanda tuhaftır ki çocuksu bir havası da vardı. Bu da onu kötü adam profilinden uzaklaştırıyordu. Tabii bu kanımı da etraftaki adamlar bozuyordu.Lavobaya girip yüzüme su çarptım o sırada siren sesleri duymuş gibi oldum.İnanamadım ama istemsiz kulak verdiğimde yanılmadığımı anladım.
Allahım kurtuluyorum! Bi an mutluluktan gözlerim doldu ve ne yapacağımı şaşırdım burdan çıkmam gerekti ama çıktığım takdirde de beni öldürme olasılıkları vardı. O yüzden hemen kapıyı üzerime kilitledim ve sadece bekledim.Bunun devamını kapının zorlanması ve dışarıdan Maral ve polis diye tahmin ettiğim kişilerin sesini duymam takip etti. Sanırım artık iğrenç bir şekilde geçirdiğim zamanı geride bırakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTOR
RomanceAsi bir doktorun karanlığın içinde bulduğu aşk. "Sen bizi fazla hafife alıyosun doktor seni araştırmadığımızı düşünmüş olamazsın.Bu hayatta kimsen olmadığını biliyorum,biraz daha derine inince çok sevdiğin bir kız arkadaşın olduğunu öğrendim.Ona zar...