5.Bölüm

713 13 0
                                    

Arabanın durmasıyla düşüncelerimden uzaklaştım.İri yarı olan adam arabanın kapısını hızla açtı ve
"İn" dedi.
Hah şaka mı yapıyordu bu adam sen in dedin diye ben de inerdim zaten.
Cidden benim kendi rızamla ineceğimi ve onlara boyun eğeceğimi mi düşünüyordu bu herif.Birden kolumdan hızla çekiştirilmemle acıyla inledim.Kolumu çok kötü acıtmıştı pislik herif
"Sen ne yaptığını sanıyorsun,bana böyle dokunma hakkını nerden alıyosun sen ?"
bunun üstüne
"Çok konuşma doktor akıllı ol ve sadece yapman gerekenleri yap merak etme sana zarar vermicez ama eğer bu şekilde davranmaya ve bize karşı çıkmaya devam edersen sonun hiç iyi olmaz" dedi.
Hah bak sen keltoşa bana emir de veriyo.Beni ormanın orasında boş bi araziye doğru çekiştirmeye başladılar.Debelenmelerim fayda etmiyince çırpınmayı bıraktım ve büyük bir deponun önüne geldik.
Deponun önünde üç tane transporter vardı ve kapısında da 5 tane takım elbiseli adamlar vardı.Bunlar korumalar olmalıydı barların kapısında robot gibi izbandutlar gibilerdi hiç hareket etmeden durmaları bana komik gelse de kendimi sıktım ve gülmemeyi başardım.Bıyıklı olan adam demir kapıyı büyük bir gürültüyle açtı geçmemizi sağladı.Karanlık büyük bir koridora girdik ve düz ilerlemeye başladık karanlıktan küçüklükten beri korkmam şu an beni hayli zorlasa da güçlü durmak zorundaydım başka çarem yoktu.
Çünkü benim kendi başımın çaresine bakmam gerekiyordu beni merak eden bir annem,babam,kardeşim yoktu.Sadece Maral vardı yetimhanede tanıştığım ve çocukluğumu gençliğimi birlikte yaşadığım her anımda yanımda olan Maral.O şimdi evli olmasaydı ve hala eskisi gibi beraber yaşasaydık belki herşey daha kolay olabilirdi belki bu kadar yalnız hissetmezdim.Maral'ın belki de en sevdiğim özelliği bana her durumda destek olması ve akıl vermesi bu sanırım psikolog olmasından kaynaklanıyor.
Ben böyle düşüncelere dalmışken büyük bir odanın kapısı açıldı ve içerde bir takım elbiseli adam bize yol açtı.Odanın kasvetli havası ve odadan gelen ağır koku her ne kadar burdan bi an önce kaçmamı haykırsa da arkadamda duran silahlı izbandutlar varken bu imkansızdı.Karanlıktan pek bişey gözükmese de koltukta oturan birinin varlığını hissedebiliyordum.
Adam kızı bırakın dedi ve yanımdaki adamlar kolumu bıraktılar.
"Demek cerrahsın" dedi tok sesli adam.
Sesini şu zamana kadar hiç duymadığıma adım gibi emindim
"Evet cerrahım ve burada neden olduğumu hala anlamış değilim."
Karanlıktan dolayı ne ben adamın yüzünü görebiliyordum ne adam benimkisini
"Senden istediklerimizi zorluk çıkarmadan yapacaksın ve sonra hayatına kaldığın yerden devam ediceksin eğer zorluk çıkarmazsan"
Sinirimi sesime yansıtarak
"İstediğiniz şey ne" dedim.
   Adam ayağa kalkarak yanıma yaklaştı ayaklarım istemsiz geri geri gitti o da çok üstelemeyek aramıza az bir mesafe koyup konuşmaya başladı.Burdan yüzünü az da olsa görebiliyordum Sarışın bir adamdı gözleri maviye kaçıyordu her ne kadar boyum normal olsa da adam benden hayli uzundu ve kalıplıydı.
"Patronum patrondan da öte kardeşim yan odada yaralı bir şekilde yatıyo ve durumu ağır onu iyileştiriceksin doktor."
Bana emir vermesi bi yana beni zorla yasal olmayan bir işe bulaştırmalarına sinirlenerek
"Size yasal çalışmayan bir doktor bulmanızı ve benden uzak durmanızı söylemiştim.Ben sizin köleniz değilim ve istediğiniz hiç birşeyi yapmak zorunda değilim."
Ne diyordu bu adam böyle ben nasıl yaparım böyle bişeyi anlaşılsa cerrahlık hayatım biter,hayatım mahvolur.
"Sana fikrini sormadım yap dedim yapıcaksın"
Artık öfkemi tutmakta zorlanıyordum.
"Yapmazsam nolur,öldürür müsün ?"
"Aynen öyle yaparım"dedi ve arkamdaki adama işaret verdi.
Ensemde ki sıcaklığı hissetmemle bana silah çektiğini anladım ve histerik bir kahkaha attım.
"Beni öldürürseniz o çok sevdiğiniz abiniz de ölür bunu göze alıcağınızı düşünmüyorum" dedim.
Öyleydi beni öldürürlerse ellerinde hiçbirşey kalmıyacaktı ve abileri(!) ölücekti.
Bunun üzerine adam
"Sen bizi fazla hafife alıyosun doktor seni araştırmadığımı düşünmüş olamazsın.Bu hayatta kimsen olmadığını biliyorum biraz derine inince çok sevdiğin bir kız arkadaşın olduğunu öğrendim ona zarar vermemizi istemezsin değil mi? Ah ! Tabiki de istemezsin."
Ne diyordu bu böyle, beni Maralla mı tehdit ediyordu.Ne çeşit manyaklardı bunlar.
"Onun kılına zarar gelirse abinize elimi sürmem"dedim.
Bunun üzerine adam
"Eğer abim yaşamazsa sen kendini de arkadaşını da ölmüş bil"
Kendim için değil de Maral'a bir zarar geleceği düşüncesi kanımı donduruyordu.Kabul etmekten başka çarem yoktu.O adamı yaşatmalıydım.
"O nerde ?" dedim.
Adam kazanmanın verdiği kibirle gülümsedi ve adamlarına bi yeri işaret etti.Adamlar kolumu tutup beni başka bi odaya çekiştirince kolumu çektim ve kendim gidebilirim dedim.
İri yarı olan adam bunun üzerine Sarışın olan adama baktı sarışın adam
"Tamam bırakın,Ahmet.Başından bir an olsun ayrılmayın.Gözünüz üstünde olsun" dedi.
Zorba.Adının Ahmet olduğunu öğrendiğim adam
" Siz nasıl isterseniz Boran bey" dedi ve ilerlemeye başladı arkasındaki benle beraber.
Sarışın adam yani Boran arkamdan
" Sakın ters bişey yapayım deme ve onu yaşat" dedi.
Arkamı dönüp onu boğazlamamak için kendimi zor tuttum ve,
" Öyle bi yeteneğim yok kimsenin yok.Bana işimi öğretmeye kalkışmayın elimden geleni yapacağım."dedim ve yan odanın kapısına doğru gittim.
Ahmet kapıyı açtı ve beni içeri nerdeyse attı.Bu adamın benimle derdi neydi Allah aşkına tam ona bağırıcakken yanımda koltukta uzanan birisini gördüm.

DOKTORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin