/3/

591 29 11
                                    

Bruce Wayne

"Alfred! Ben çıkıyorum."

Sonunda kendimi evden dışarı atabilmiştim. Ah pardon, ev mi dedim? Koskoca malikaneye ev demek ne büyük ayıp!

Siyah sırt çantamı açıp yanıma gizlice aldığım kostümü kontrol ettim. Bunu yapmak istemiyordum lakin başka seçeneğim olduğundan da emin değildim.

Hızlıca malikanenin devasa demir kapısından çıktıktan sonra orman yolunda ilerlemeye başladım. Burada yürümeyi seviyordum. Şehir hayatının bütün o yorucu gürültüsü ve pis kokusu buraya ulaşmıyordu.

Biraz daha yürüdükten sonra ağaçların sıklaştığı yere doğru ilerledim ve üstümü çıkarmaya başladım. Kostümü giydim ve çıkardığım eşyalarımı çantaya tıktım. Buraya benden başka gelen olmazdı lakin yine de çantamı geniş bir ağaç kovuğuna sakladım. Maskemi de taktıktan sonra hazırdım.

Ormanı geçip şehir merkezine ulaştığımda hava çoktan kararmıştı. İstediğimde buydu zaten. İnsanlara açıkça yarasa adamın vücut hatlarını vermek demek beni bulmaları için ellerine robot resmimi vermek demekti. Ve her ne kadar görgü tanıkları robot resmimi çizdirseler de asıl görüntümle uzaktan yakından alakası yoktu.

Ana caddeyi geçip biraz daha sığ olan ara sokağa geldiğimde kemerimden batclawi çıkarıp binanın çatısını hedefledim. İp beni yukarı doğru çekerken aklımdaki planı düşünüyordum. Çatıya vardığımda kimsenin beni fark edemeyeceği şekilde bir dizimin üzerinde durup dürbünümü aldım. Aradığım evi bulduğumda tüm dikkatimle izlemeye başladım.

•••

İki saat 43 dakikadır evi izlememe rağmen olağan dışı hiçbir şey olmuyordu. Kaşlarımı çattım. Elbette ilk dakikadan açık vermesini beklememiştim. Yine de işimi kolaylaştırması iyi olurdu.

Neyse ki düşünebiliyordum, hemde oldukça iyi bir şekilde. B planına geçmeye hazırlanırken aynı zamanda etrafımı kolaçan ettim. Birine yakalanmak en son isteyeceğim şeydi.

Batarangı salondaki pencerenin kenarına doğru fırlatıp saplanmasını beklerken havayı delip geçen ince sesi dinledim. Batarangın orta kısmının açılıp içinden küçük bir örümcek vericinin çıkmasıyla bakışlarım sol kolumu buldu. Uzaktan kumandayla örümceğe yön verdim ve açık pencereden içeri soktum. Ardından görünürdeki koltuğun altına doğru ilerletip kumaşın arasına sakladım. Tahmin ettiğimden de basit olmuştu.

•••

Malikaneye vardığımda sinirli bir Alfred ile karşılaşacağımı az çok tahmin ediyordum. Tahmin etmediğim ise yanında sinirli bir Dick Grayson'ın olmasıydı.

"Hey! Selam Dicky. Görüşmeyeli nasılsın?"

Alaycı tavrımla gözlerini deviren Alfred sinirli bakışlarını tekrar üzerime çıkardı.

"Korkarım ki cezalısınız Efendi Bruce, içeri geçin lütfen."

Omuz silkip salona geçtim ve kendimi koltuğa attım. Cidden yorulmuştum.

"Neredeydiniz Efendi Bruce?"

Pekala, Alfred'ın benim için endişelenmesini anlıyordum lakin bana çocukmuşum gibi hesap sorması fazla sinir bozucuydu.

"Dışardaydım Alfred. Hava aldım, gezdim dolaştım. Başka merak ettiğin bir şey var mı yoksa beni azad edicek misin artık?"

"Efendi Bruce, saygısızlık etmek istemem lakin bu saatte dışarı çıkmanız sizin için hiç iyi değil. Wayne düşmanlarının küçümsenmeyecek derecede fazla olduğunu dile getirmek isterim."

Bu babacan tavırlardan Dick de sıkılmış olmalı ki Alfred'a dönüp konuştu.

"Sorun yok Alfred, ben onla ilgilenirim."

Ardından beklemeden kolumdan tutup beni merdivenlere doğru çekiştirmeye başladı.

"Cidden ilgilenme tarzın bu mu Dicky, düşüp ölmemi mi istiyorsun."

Sinirle bana doğru dönüp tıslarcasına konuşmaya başladı.

"Senin yerinde olsam susardım Bruce, neyin peşinde olduğunu biliyorum."

Siktir!

Biraz kafa karıştıcı olduğu için açıklama gereği hissettim, Bruce ve Clark dünya-999 da lise son sınıf öğrencileri ve Dick Bruce'un abisi gibi. Ayrıca Clark içinde karanlık bir taraf barındırıyor Bruce ise yakın olduğu kişilere çok samimi ve sıcak davranıyor.

Ay hep Clark'ın içinde karanlık olduğuna inanmışımdır çok mutluyum

Bide Batman'in kullandığı garip ip fırlatan aletin adından emin değilim çok sallamayın flsldllsls

Moonshine // superbatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin