Moonshine // superbat

/4/

Dünya-1

"Neler oluyor Bruce, niye bizi acilen çağırdın?"

Bruce başını ellerinin arasından kaldırdı ve karşısındaki endişeli arkadaşlarına baktı. Justice League. Dünyanın en büyük kahramanlarından oluşan takım. Her zaman Dünya'yı kurtarıyorlardı lakin bu sefer bu pek mümkün gözükmüyordu.

"Çok büyük bir sorunumuz var Clark, hem de tahmin ettiğimden daha büyük."

•••

Dünya-999

"Ne demek yapmak zorundaydım Bruce? Ya yakalansaydın? Ya senin peşine düşselerdi?"

Karşısında oturan genç bıkkınca derin bir nefes aldı. Cidden bu konuşmadan çok sıkılmıştı. Tam 2 saat 39 dakikadır odasında Dick'ten azar işitiyordu. Biraz daha burada durursa intihar edicekti.

"Yeter Dick, gidiyorum ben."

"Hayır genç adam hiçbir yere gitmiyorsun. Lanet olsun Bruce buraya gel!"

Bruce hızlıca camdan atlayıp yumuşak bir şekilde yere indi ve umursamaz bir tavırla ormana doğru ilerlemeye başladı. Burnundan soluyarak gözleriyle onu takip eden Dick ise cidden kafayı yemek üzereydi. Neden burnunun dikine gitmek konusunda bu kadar ısrarcıydı ki.

Sinirden kıpkırmızı olan çocuk ileriye doğru bağırdı.

"Çok ciddiyim Bruce, kendini sakın öldürtme!"

•••

Clark kapının sertçe kapanmasıyla sıçrayarak uyandı. Tanrı aşkına kim onun evinde gecenin bir yarısı umursamazca ses çıkarıyordu. Hızla yerinden doğruldu ve kapıya yöneldi. Kapıyı açıp sesin geldiği yere, koridorun sonundaki odaya doğru ilerledi.

Tam kapı kolunu çeviricekken duyduğu ağlama sesiyle durdu. Kız ağlama sesine benziyordu ve bu eve Jimmy ya da  Lois'ten başka kimse gelmezdi.
Tahminince bu Lois idi ve duyduğu seslere bakılırsa cidden kötü durumdaydı.

Fikrini değiştirip mutfağa gitti ve iki sade kahve yapmaya başladı. Lois kahveye bayılırdı ki Clark'ın da ondan kalır bir yanı yoktu.

Su ısıtıcısına yarısına kadar su koyup çalıştırdı ardından sağındaki dolabı açıp iki büyük kupa çıkardı. Tezgahın  sol köşesinde duran kahve kavanozunu alıp kupalara iki kaşık koydu ardından kaynayan suyu üstlerine döktü. Biraz karıştırdıktan sonra kupaları tepsiye koydu ve mutfaktan çıktı.

Kapının önüne geldiğinde beklemeden kolu çevirip içeri girdi. Gözüne ilk takılan yatağın dağınık olması ve Lois'in üzerinde tepinmesiydi. Gözlerini devirdi. Cidden sinirini onu sinirlendiren kişi yerine yataktan çıkarmayı ne zaman bırakıcaktı?

Clark dikkatlice yatağa yaklaşıp tepsiyi yatağın yanındaki komidine koydu. Sinirli kız hala Clark'ı farketmemişti. Hafifçe öksürüp varlığını belirtmek istemişti lakin işe yaramamıştı. Daha fazla ayakta dikilmek istemeyen Clark öne eğilip hafifçe kızın omzuna dokundu.

İrkilen kız geriye doğru kaçarken dengesini kaybetti ve yataktan düştü. Clark bunu beklemiyordu lakin arkadaşının kalkmasına yardım etmek yerine kahkaha atmaya başladı. Düşerkenki yüz ifadesi çok komikti.