✂-3✂

19.9K 197 62
                                    


Kesinlikle medyadaki şarkıyla okuyun. İyi okumalar~

"Kusurlar kapansın diye geceyi siyaha boyamıştı Tanrı. Kusursuzluğu sevenler geceye karşı hayaller kurmuş ve karanlıkta gözükmeyen kusurlarını umutlarına başlamışlardı. Ben de onlardan birisiydim. Kusurlarımı kabul etmek yerine onları gecenin bana aşıladığı cesaretle yok ederdim. İşe yarardı, en azından bir süre.

Seni sevmek tuhaftı. Bir bakımdan meşe palamudu olan bir bahçeyi sulamak gibiydi. Evet bir umut vardı, çünkü yetişiyordu. Ama sorun şuydu; 50 yıl beklemek. Senden bir adım, ağaçtan da palamut almak uzun zaman alıyordu. Ama eğer geleceksen, seni bir ömür beklemek güzeldi benim için. Çünkü, çünkü sen zaten güzeldin."

Yağan yağmuru izlerken karanlık gökyüzüne karşı kahve içiyordum. Annemin evde olmaması en büyük ödüldü benim için. Arka fonda çalan rastgele şarkılardan birisi dikkatimi çektiğinde sözlerini dikkatle dinlemeye başladım.

"You're the light, you're the night 
(Sen gündüzüm, gecem)

You're the color of my blood 
(sen kanımın rengi)

You're the cure, you're the pain 
(Sen ilacım, hastalığım)

You're the only thing I wanna touch 
(Sen dokunmak istediğim tek şey)

Never knew that it could mean so much, so much 
(Asla bilemedim bunun bu kadar manidar olacağını)

You're the fear, I don't care 
(Sen korkumsun, umrumda değil)

Cause I've never been so high 
(Çünkü hiç böyle olmamıştım)

Follow me to the dark 
(Karanlığa kadar takip et beni)

Let me take you past our satellites 
(Seni uydularımızdan uzağa çıkarmama izin ver)

You can see the world you brought to life, to life 
(Yaşamaya geldiğin dünyayı görebilirsin)

So love me like you do, love me like you do 
(Öyleyse sevdiğin gibi sev beni)

Love me like you do, love me like you do
(Sevdiğin gibi sev beni)

Touch me like you do, touch me like you do 
(Dokunduğun gibi dokun bana) 

What are you waiting for?"
(Neyi bekliyorsun?)

Şarkının sözleri düşüncelerimi özetlerken gözlerimi kapadım. Anında gözlerimde canlanan yüzü sanki gerçekten önündeymiş gibiydi. Sağ elimi havaya kalktığında ne yaptığımı kestiremiyordum. Elim, onun yüzünü seviyormuşum gibi boşluğu okşarken gözlerimde hissettiğim yanma her şeyi özetliyordu. O hayallerimde bile dokunamayacağım kadar imkansızdı.

*

"Betany, sence de saçlarım uzamamış mı?"

Mavi parlak gözleri saçlarımda gezerken gözü kendi saçlarına takıldı.

"Kendimle kıyaslayınca seninki çok uzun geldi, Alison. Bence hemen kestir."

Beline uzanan saçlarını parmaklarına dolamış bana gülümsüyordu.

"Kendimi şanslı hissediyorum."

Gözlerimi ona çevirdiğimde sebebini anlamamıştım.

"Ne için?"

Derin bir nefes alarak tamamen bana döndü.

"Senin gibi birine sahip olmak güzel duygu. Kendimi o kadar iyi hissediyorum ki. Sadece benim arkadaşımsın ve sadece benimle gülüyorsun, özel bir şey."

touch me♤bryantwood(ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin