YETER Kİ SENİN OLAYIM

562 28 34
                                    

Kagami

Bu iki zıt kutbun bu denli anlaşacağını kim düşünebilirdi ki? Biri soğuk ve gülenlerle pek alakadar olmayan imparator diğeri gayet güzel yüzlü ve neşe yumağı bir model. Resmen doğa olayı.

Ben ve Aomine ise iyi anlaşıyorduk. Aramızda geçen en büyük olay öpüşmekti bizim için. İlginç değil mi? Aomine gibi sapık birinin bana dokunmaya korkması ne kadar saçma. Üstelik bu benim sevgilim he! Hayır başka ortamlarda ileri giderim kötüsünü yaparım diye sallıyor, akşam olunca tık yok. Benim istemediğimi fln mı sanıyor diye düşündüm ki sırf bunun için kızara kızara onunla yatmak istediğimi söyledim kaç defa ama yok, istemiyorum ben dedi ve hep gitti.

Onun sıcaklığını hissetmek, boynumu emdiği zaman ki kızarıklığıyla dolaşmak, içime girdiğinde verdiği zevki tatmak istiyordum artık. Bugün bunun için çabalayacak ve başarana kadar durmayacaktım.

Şansa o gün koç bizi erken salmıştı bende fırsat bu diyerek onu evime davet ettim. Red etme lüksünün olmadığını bildiğimden hazırlıklarım çoktan tamamdı.

Evime geldiğimizde heycandan terlemeye başlamıştım. Lanet olsun daha bi halt belli değilken ne bu heyecan?!

Bedenimin bu yerli yersiz duygu değişimine küfür ederken aşık olduğum erkeğin sesini işittim "Kagami hasta falan mısın sen?" Ona korkarak döndüğümde kafamda bir baskı hissetim "Ateşinde yok. Neden terledin bir anda?" Lanet olsun kasılmıştım. Ne hareket edebiliyor ne de ona cevap verebiliyordum. Hayır hayır hayır kızaramam! Burda olmaz!

Çok geç kaldığımı Aomine'nin yüzünden anlamıştım. Esmer yüzünü boynuma yaklaştırıp bir öpücük kondurdu "Sanırım teşhisi koydum." Çaresizce yutkundum, beni öpecek ama bir defa dokunmayacaktı. Ben ise sap gibi kalacaktım ortada. Günlük bir rutin haline gelmişti bu.

Bedenimde yanıp tutuşan sevişme arzusu sayesinde kendime gelmiş hatta yakasına yapışmıştım bile. "Aomine!" Sinirden o kadar çok bağırmıştım ki ben bile kendimi sorguladım 'Neden bu kadar bağırdım ki?' Karşımda Tōō Lisesi'nden kalma bir Aomine duruyordu. "Noldu?" Gözlerinin içindeki umursamazlık.. Zevk alamadığını gösteren parlamalar.. Ben şimdi ne yapmalıydım??

Aomine

Aptal Kagami. Hala onun için kendimi tuttuğumu anlamıyor, salak saçma cümleler kuruyordu. Benimle sevişmek için neden bu kadar çırpınıyor anlamıyorum. Sonuçta bende olan onda da var. Ama onun bu baskısından ondada var demeyip yatağa yatıracağım yakında. Tabi benim o vahşi hayvan modumu görünce sevgili kalmaya devam eder mi orası tartışma konusu.

Soğuk halim onun içindeki ateşi söndürmüştü anlaşılan. Çünkü geri çekilirken ki özür dileyişi ,yüzüme bakmadan gidişi bana seirine yenildiğim zamanları hatırlatıyordu ve ben o yenilgi günü dünyanın en umutsuz adamıydım...

Mutfağa geçip maharetlerini sergilemeye başlamıştı sevgilim. Yüzünün asıklığını görüp üzülsem de sevişmek konusunda hala çok vahşi olduğumu biliyordum, onu gözlerimin önünde mahvedemezdim. Bu sadislikten başka bir şey olmazdı. Yardım için yanına sokulmak istediğimde net bir cevap aldım "Ben hallederim" Yüzüme dahi bakmaya tenezzül etmemişti. Yoksa yüzünü görmemi mi istemiyordu? Anlamanın tek bir yolu vardı..

İnatla gitmedim yanından, doğradığı domatesleri tencereye koyduktan sonra çenesini bana doğru çevirdim "Neler oluyor Kagami?" Gözlerinin içinde parıl parıl dolaşan minik yıldızları görebiliyordum. Ama ışıkları sönüyordu, bana baktıkça ölüyordu her biri. Elimi yavaşça çektim çenesinden "Bir şey olduğu yok Aomine. Git televizyon seyret." Bu Kagam'i olamazdı "Kagami adında beni seven ve gülen bir sevgilim var da, acaba kendisi orda mı?" Ciddiyetlikle bakarak sordum bu soruyu ona. "Ne saçmalıyorsun?" diye çıkıştı. Zaten o andan itibaren patladım ve içimi boşaltana kadar konuştum "Asıl sen ne saçmalıyorsun?! Ne bu trip havaları?! Seninle yatmadığım için mi, sana dokunmadığım için mi, benle uyumak istediğinde bile inatla red ettiğim için mi, vücudunun her bir noktasını morartmadığım için mi?!  Kendi kafandan nedenler uydurup bana soğuk davranmayı kes! Sen sormadın ama ben cevaplayayım, seninle yatmamamın en büyük nedeni benim! Kendimden korkuyorum, sana neler yaparım bilmiyorum ve bundan korkuyorum! Seni o kadar fazla arzuluyorum ki elimde olsa sabahlara kadar beceririm ama vereceğim hasarlar da bir o kadar büyük olur! Kim bilir şu an benimle yatsan ayrılabilirsin çünkü gerçekten bir hayvanım!

Gelip adam gibi sorsan bu cevabı daha sakin bir şekilde alabilirdin benden!"

Gözlerini pörtleterek bakan baktığınk gördüm sözlerim bittiğinde ve ardından da öne düşen eğik bir kafa "Özür dilerim.. Ama bende seni fazlasıyla arzuluyorum. Bana ne yapacağının pek bir önemi yok yani bu konuda endişelenme, anlayacağın hayvan olman sana olan bağımı koparmaz. Yeter ki senin olayım artık..." Kızarmak bile meleğe bu kadar yakışmazdı eminim.

Bu adam bana ben olduğum için aşık olmuştu ve ben bu detayı hep atlamıştım. Bu sayede hem onu hem de kendimi üzmüştüm. Aptallıkta master yaptığım doğrudur aslında ama onun için bu aptallıklarımı azaltmam lazımdı.

Kalbimin hızlanmasıyla kendimi onu tezgahla arama sıkıştırırken buldum. Gözlerimi onunkilerle buluşturdum, şaşırmıştı ama arzuladığı her halinden belli oluyordu. Onu öpmek için dudaklarımı uzattığımda söyleme gereği bulduğum cümle döküldü dudaklarımdan "Özür dilerim..."

Selamlar millet. Bu bölüm kısa olmuş olabilir. Betimlemeli yazmak için çalışıyorum çünkü.

Bir de smut yazmakla yazmamak arasında kararsız kaldım çünkü yazamıyosun, olmuyo, biraz daha anlat gibi kötü eleştiriler geliyor özelden. Bu yüzden bıraktım bi sürelik yazmayı.

Umarım bölüm güzel olmuştur. Sizleri seviyorum
~misaki~

GİZLİ ÜYE (YAOI) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin