Park Jimin'in mezarının yanında uzanıyordu Min Yoongi.
Gözleri doluydu ama ağlayamıyordu. Miniği onun ağlamasını sevmezdi, Yoongi ne zaman ağlasa şirinlik yapardı miniği, Yoongi'nin ağlamasına bi türlü izin vermezdi.
Miniği üzülmesin diye tutuyordu kendini Yoongi, kalbi acıyordu ama.
Sessizce fısıldadı yanındaki toprağa,
"Miniğim, hatırlıyor musun sakarlık yapıp kolumu kırmıştım ve dayanamadığın için sen de kırmak istemiştin. E benden de beceriksiz olduğun için bacağını kırmıştın. İkimiz de evde salak salak oturuyorduk, Jin Hyung olmasa açlıktan ölebilirdik." Sakince kıkırdadı Yoongi, miniği onu duyuyordu belki de o da gülüyordu şu an. Hissedebiliyordu Jimin'in kokusunu. Gözünden bir damla yaşın süzülüp Jimin'in toprağına damlamasına izin verdi.
Yorulmuştu Min Yoongi, miniği olmadan yaşamak zor geliyordu.
Yeniden konuşmaya başladı fakat bu sefer normal konuşuyordu, fısıldama ya da sessizce konuşmak yoktu, bunu ayarlamaya bile gücü kalmamıştı çünkü.
"Sen gittiğinden beri hep uğradığımız dondurmacı seni soruyor miniğim, söyleyemedim gittiğini, beni bıraktığını söyleyemedim. Ona da gülümsedim, seni soran diğer insanlara gülümsediğim gibi."
Biraz durdu, kelimelerini özenle seçiyordu, miniği onu dinliyordu ya. Devam etti sonra
"Sen gidince her şey değişti miniğim, gökyüzü hep karanlık, sokaklardaki insanlar hiç gülmüyor sanki. Sen gidince değişti herkes, Hoseok artık gülmüyor, ne zaman arasam hep hüzünlü çıkıyor sesi. Namjoon ve Jin Hyung'da öyle. Artık pek uğramıyorlar bizim evimize, neden olduğunu biliyorum, ne zaman evimize gelseler ağlıyorlar. Seni çok özledik miniğim. Bi beni görsen, o kadar kötüyüm ki, gülüşün olmadan bırak ayağa kalkmayı, nefes bile alasım gelmiyor. Evimizdeki resimlerimizin sayısı hiç artmıyor miniğim, yanıma gel de fotoğraf çekinelim birlikte."
Yoongi derin bir nefes aldı, kalbi acıyordu. Miniği olmadan her şey zor geliyordu ona, onun gülüşü olmadan uyanmak bile cehennem gibiydi onun için. Min Yoongi bininci defa tanrıya küfretti. Hayat dolu, gülüşüyle insana yaşama zevki veren miniğini onun ellerinden aldığı için sadece küfretti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Most Beautiful Moment In Life | yoonmin
Fanfiction"Piyanonun tuşları üzerinde hafifçe parmaklarını gezdirdi Min Yoongi. Her dokunuşunda miniğini hatırlıyordu, onunla ilgili yaşadığı ve yaşamak istediği her şeyi. Tabii bu artık mümkün değildi, çünkü Park Jimin ölmüştü." Homofobikler okusun lütfen, b...