Ölüm Sessizliği.

108 16 4
                                    

Ortamda boğucu bir hava vardı, Jin, Namjoon, Taehyung, Hoseok, Jungkook, hepsi ağlıyordu. Bunun olacaklarını biliyorlardı. Yoongi en sonunda ölecekti. Yine de dayanamamışlardı. Yoongi'nin havada asılı duran bedenini görünce yıkılmışlardı.
Havada asılı bedenin teni iyice solmuştu, dudakları morarmış, gözleri hafif aralıklıydı.

Saatler geçmişti, sadece Hoseok kalmıştı evde. En yakın arkadaşıyla biraz daha zaman geçirmek istiyordu, onca yıl yetmemiş gibiydi.
Yavaşça ipi genişletti, cansız bedeni kollarının arasına aldı Hoseok, zaten zayıf olan Yoongi'nin bedeni, Jimin gittkten sonra daha da zayıflamıştı.
Yatakta yatan arkadaşının bedenine baktı, gözlerinde birikmiş yaşlarla gülümsedi Hoseok.
"Yoongi, dostum şu an tek düşündüğüm şey Jimin ile kavuşup kavuşmaman. Ki biliyorum kavuşmuşsundur, yoksa rahat duramazsın.
Belki şu an saçmalıyorum ama seni en son gördüğüm günü hatırlıyorum, sabah.
Delirmiştin, Jimin'e olan aşkın o kadar büyüktü ki aylar yetmişti delirmene. Ben ilk haftasında delireceğini sanmıştım ama dayandın galiba."
Ağlıyordu Hoseok, Yoongi'yi düşünmeye başladı.
Jimin'den önce hayatında ne bir neşe ne de heyecan vardı, boştu Yoongi.
Arkadaşları bile sıkılırdı bu durumdan.
Sonra Jimin gelmişti, onunla ilk buluşmasından sonra Yoongi farklı birisi olmuştu, kendisinden ödün vermiyordu fakat farklıydı.
Jimin ile zaman geçirdikçe yüzündeki gülümsemelerin sayısı artıyordu, onunla konuşmak için resmen can atıyordu.
Çok güzel sevmişti Yoongi, Jimin'in olmayan kusurlarını bile sevmişti.
Her zerresine aşıktı, sevgilisinin her bölgesine ayrı ayrı tapabilirdi.
Miniğinin küçük elleri geldi gözünün önüne, ona miniğim demesinin sebebi buydu. Yoongi küçüğün ellerine resmen deli olurdu, uzun kemikli elleri arasında kaybolan tombul parmakları hissetmek bile nefes almasını zorlaştırırdı.
Yoongi ve Jimin onca zıtlıklarına rağmen birbirini tamamlayan bir çiftti.
Jimin her şeye gülerdi, Yoongi ise soğuktu, miniği yoksa gülümsemeye vaktini bile harcamazdı.
Jimin saftı, herkesin iyi olduğuna inanırdı,
Yoongi ise herkesin kötü olduğunu düşünür, miniğini korumaya çalışırdı.
Jimin herkese karşı enerji doluydu, Yoongi ise üşengeçti, miniği olmadan hayat enerjisi çekilmiş gibi hissederdi.
Jimin, beyaz tenli çocuğun yaşam kaynağıydı, En çok bu özelliğini severdi Jimin.
Yoongi olmadan Jimin,
Jimin olmadan Yoongi yaşayamazdı.

Hoseok masanın üstünde duran zarfı merak etti, bu Yoongi ve Jimin'in birlikte hazırladığı düğün davetiyesiydi.
İçini açtı yavaşça, davet olması gereken yerde Yoongi'nin intihar mektubu vardı, şaşırdı Hoseok.
Sakince okumaya başladı,
"Her hücremdeki yaşama isteği yavaşça çekiliyormuş gibi hissediyordum, bu Tanrı'nın bana uyguladığı bi işkence yöntemi sanırım, anında gitse yaşama isteğim, daha da kolay olurdu her şey.
Ama bu isteğin yavaşça çekilmesi, beni içten içe, acı vererek, sakince öldürüyor.
Arkamda bıraktığım dostlarım var. Hoseok, üzgünün dostum, ne kadar kötü olduğumu az çok tahmin edebileceğini biliyorum, bu yüzden lütfen, sadece beni anla. Miniğim olmadan yaşamak zor geliyor bana, yaşayamıyorum.
Hoseok, sen benim en yakınımsın, ve şu an yanımdasın, cansız bedenimle yanında uzandığımı biliyorum. Sana bunları yaşattığım için özür dilerim, ayrıca beni Jimin ile tanışana kadar yaşattığın için, kalbimdeki ve vücudumdeki her hücreme, o güzel gülüşün ve sözlerinle hatta sadece yanımda oluşunla bile fazlasıyla umut aşıladığın için teşekkür ederim.
-Yoongi"

The Most Beautiful Moment In Life | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin