Son tuşa da bastığında bitirmişti parçayı, yavaşça geri çekildi Min Yoongi, bu Jimin'in öğrendiği tek parçaydı, çok severdi bunu miniği. Tek bildiği parça olduğu için hep bunu çalardı ve Min Yoongi'nin piyano ile birleşen güzelliğini izlemek için arada unutmuş gibi yapıp Yoongi'ye çaldırırdı.
Etrafına baktı Yoongi. Jimin ile süsledikleri odaydı bu. Her yerde olduğu gibi bu odada da birsürü fotoğrafları vardı. Kapının hemen yanında Jiminle -her noktasında- anıları olan zarif pianoları, onun karşısında tekli bir koltuk vardı. Gülümsedi Yoongi, bu koltukta Jimin'in en sevdiği hikaye olan Küçük Prens'i okurdu Yoongi. İki genç bu hikayeyi bir süre sonra tamamen ezbere bilse de Jimin'in şirin ısrarlarına karşı koyamayan Yoongi koltuğa otururdu, Jimin de hiç vakit kaybetmeden Yoongi'nin kucağına yerleşir ve omzuna yaslanırdı. Saatlerini o koltukta kitabı tekrar ve tekrar okuyarak geçirirlerdi. Başını aşağıya doğru eğdi Min Yoongi. Dirseklerini piyanolarına yasladı ve gözlerinden akan damlalara eşlik eden hıçkırık sesi yankılandı küçük odada. Miniğine bu kadar bağlıyken yalnız kalması adil değildi sanki.
Kafasını kaldırmasını sağlayan sese döndü, koltuğun üzerindeki telefonu çalıyordu. Aşırı ağır hareketlerle telefonu almak için ayaklandı Yoongi, bir kaplumbağa'dan bile daha ağır ve yavaştı hareketleri.
Sonunda koltuğa varınca ses kesilmişti, telefonu aldığında gelen arama Hoseok'tandı. Umursamadı Yoongi, eskiden olsa her aramayı merak ederdi, belki miniğiyle alakalıydı diye delirirdi. Şimdiyse hiçbir şey umrunda değildi, art arda gelen mesajlara bile bakmak istemedi. Sadece yorgun ve tükenmişti Yoongi. Koltuklarına oturdu ve kitabı eline aldı, kapağını okşamaya başladı. Ayraç olarak Yoongi ve Jimin'in fotoğrafı vardı. Hep uğradıkları dondurmacı çekmişti bunu. Miniğinin elinde hep yediği muzlu ve çikolatalı dondurması vardı gülümseyerek Yoonginin boynuna kolunu dolamıştı.
Yoongi ise elindeki tek top vanilyalı dondurma ile diş etlerini göstererek içten bir şekilde gülüyordu.
Son düşündüğü şey miniği gittiğinden beri hiç gülmediğiydi. Gülse bile hepsi yapmacıktı.
Gözleri yeniden doldu, kapadı bu sefer sımsıkı kapadı, Jimin'in şarkı söylerken ki sesi doldu kulaklarına, ve miniğini düşünürken ya da onunla olduğu zamanlarda olduğu gibi içten bir şekilde gülümseyerek uykuya daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Most Beautiful Moment In Life | yoonmin
Fanfiction"Piyanonun tuşları üzerinde hafifçe parmaklarını gezdirdi Min Yoongi. Her dokunuşunda miniğini hatırlıyordu, onunla ilgili yaşadığı ve yaşamak istediği her şeyi. Tabii bu artık mümkün değildi, çünkü Park Jimin ölmüştü." Homofobikler okusun lütfen, b...