Bu nikah olamaz

16 5 1
                                    

Ve o anda büyük bir ses.....

Kamyonu artık görmüyordum galiba bir yere çarpmıştı çok büyük bir ses gelmişti çünkü.
Can ise son anda direksiyonu sağa kırarak hayatımı daha doğrusu hayatımızı kurtarmıştı. Can arabayı durdurduğunda ikimizde nefes nefese kalmıştık.

"Yaz iyi misin?"
Korkudan sesim çıkmıyordu ve hareket ediyordum.

"Yaz'ım güzelim bana bak iyi misin?"
"Yaz cevap ver korkutma beni"

-İyiyim ben sen iyi misin? Tüm bunları titreyerek söylemiştim.

"İyiyim ben filcik. Yaz kamyona bakmamız gerek yaralı varsa ambulans çağırmalıyız."

-Haklısın hadi gidelim.

Kamyonun yanına gittiğimizde adamın arabadan çıktığını ve çevresinde insanlar olduğunu gördük. Allah'tan adamın hiçbir şeyi yoktu. Arabanın frenlerinin tutmadığını söyledi. Ve bizden özür diledi.

-Çok şükür bunu da atlattık ya. Can bana sarılarak:
"Sana bir şey olsaydı ne yapardım ben Yaz özür dilerim dikkatsiz davrandığım için."

-Sorun değil Can'ım senin suçun değildi ki. Biz Betül teyzeyi unuttuk hadi çabuk gidelim.

"Gidelim güzelim"

.......

Hastaneye vardığımızda hemen Betül teyzenin odasını sorduk.
2. Kat 217 numaralı odada olduğunu öğrenince koşarak odaya çıktık.
Neyse ki Betül teyzenin önemli bir şeyi yoktu. Tansiyonu düşmüş ve bayılmış onu gören komşusu ortalığı ayağa kaldırmıştı. Doktor hastaneden çıkabileceğini ama bir süre dinlenmesi gerektiğini söyledi.

Betül teyzeyi eve bıraktık Can benimle gelmek istedi ama yanlız kalmak istediğimi ve annesinin yanında kalmasını söyledim. Eve döndüğümde düğün hazırlıkları çoktan başlamıştı ve bizim arka bahcemizi süslüyorlardı. Tam arkamı dönüp odama gidecekken Buğra'nın sesini duydum.

'Abla gelmişsin iyi ki geldin seni çok özledim' diyerek sarıldı. Sarılmasına karşılık verdim.
-Bende seni çok özledim Buğra.

O sırada babam ve Burçin abla bahçeye el ele giriş yapmıştı. Onları öyle görünce sinirim bozulmuştu. Daha fazla içimde tutamayacaktim.

-Buğra az sonra annene söyleyeceklerim için senden özür dilerim beni affet kardeşim.

'Abla neler oluyor?'

Burçin ablanın karşısında durarak:
-Sen ilk tanıştığımızda babanı senin elinden almak gibi bir niyetim yok demiştin hatırladın mı? Sözünde durmadın Burçin abla. Sen babami benim elimden aldın.
O sırada babam araya girdi:
"Yaz sus ne diyorsun sen "

-Baba sen karışma.
Tekrar Burçin ablaya dönerek;
-Babam seninle evlenmek istediğinden beri bana soğuk davranıyor. Beni umursamıyor, lafımı kesiyor, hiçbir şey dememe izin vermiyor. Ya Can'ı bile yabancı gorup evine davet etmiyor. Sen bizim 2 kişilik minik ailemize girdiğinden  beri ne huzur kaldı ne neşe. Biz sen gelmeden önce babamla film izlerdik sohbet ederdik hatta tavla bile oynardık. Sen hayatımızı boka çevirdin. Babamin tayini çıkmıştı ve güzel biz buradan gidecektik. Sen  onada engel oldun. Ben bu evliliğe hiçbir zaman onay vermeyeceğim sadece Buğra için katlanıyorum sana. Sakın bana yakınlık gösterip annem olmaya çalışma.

Bu zamana kadar Burçin ablaya hep iyi davranmaya çalışmıştım ama o babamı benim elimden almıştı.
Bunları söyledikten sonra derin bir ohh çekerek odama gittim. Babam ve Burçin abla artık umrumda değildi. Umrumda olan tek şey Buğra'ydi. Her şeye onun iyi olması için katlanıyordum. Söylediğim şeyleri tekrar zihnimden geçirerek uykuya dalmıştım.

Ertesi gün....

Nikahın kıyılmasına 1 saat kalmıştı. Herkes ve herşey hazırdı ben hariç. Üzerimde pijamayla yatağın üstünde oturmuş mal gibi etrafa bakıyordum. O sırada kapı çalındı.

-Kimsin?
"Benim filcik hadi aşağıya gel."

-Gelmiyorum ben
"Ne demek gelmiyorum ya?"

O sırada kapı açıldı ve tüm mükemmelliğiyle Can içeriye girmişti siyah takım elbisenin içinde harika görünüyordu.

Ağzım 5 karış açık
-sana balinacık demeye utanıyorum.

"Şş ağzının suyu aktı haa" ve Can'ın meşhur harikulade kahkahalarından biri...
"Hadi kalk bakalım filcik yarım saatin var hemen hazırlanıp aşağı gel"
-Tamam.

Tamam dedim ama ben ne giyeceğim. Hah buldum bence en uygun elbise buydu tatlıydı. Mürdüm renginde, midi boy bir elbiseydi. Saçlarımı düzleştirdikten sonra hafif bir makyaj yapıp aşağıya indim.

Merdivenin sonunda Can beni bekliyordu. Beni görünce;
"Çok tatlı olmuşsun filcik" dedi
-Senin yanında sönük kaldım ama neyse.
"Şş öyle deme kız sen her halinle güzelsin. Hadi artık bahçeye çıkalım nikah memuru geldi."

Biz bahçeye çıkar çıkmaz Burçin abla ve babam tüm ihtişamıyla nikahın kıyılacagı masaya yaklaştılar ve oturdular. Tam nikah memuru söze başlayacakken arkamdan bir ses geldi.

'Durun bu nikah olamaz.'

Arkamı döndüğümde gördüğüm kişi karşısında şok olmuştum ve galiba o gelmişti.....

Multide Yaz'ın elbisesi.
Güzel bir bölüm oldu. Yorumları bekliyorum... ❤️

Yaz'ın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin