◇i◇

664 62 14
                                    

Kyungsoo, güne gözlerini yine tek başına yattığı yatağında açtı. Gözlerini kaplayan bulanıklık her saniye daha görüşünü engelleyip onu fazlasıyla rahatsız etmeye başlamıştı. Sağlığı her geçen gün daha da kötüleşiyordu ama bunu önlemek adına hiçbir şey yapmıyordu. Sıkıntıyla üzerindeki örtüyü kenara çekti ve soğuk yatağından kalktı. Yatağının yanında duran komidin üzerinde yer edinmiş aile fotoğrafını bile net göremiyordu. Sanki gözlerine şeffaf bir perde çekmişlerdi. Kıstığı gözleriyle renginden ayırt edebildiği kapıya yürüdü. Kyungin'in, etrafta bıraktığı küçük eşyalarına fark etmeden çaparak veya üzerine basarak düşme ihtimaline karşı ellerini duvarlardan çekmeden dikkatlice banyoya adımladı. Ellerini sürterek bulduğu Kapının kulbunu çekip sade renklere sahip banyonun içine girdi. Ardından arkasında kendisini izleyen eşini fark etmeden kapıyı onun yüzüne kapattı. Jongin, Kyungsoo'nun duvarlara dokunarak yürürken çıkarttığı seslerle odasından çıkmıştı. O görüntü kendisini berbat hissettirdi. Sevdiği adamın gözlerine ne olmuştu? Gözlerine aşık olduğu adam kör mü oluyordu? Olmuyordu değil mi? Olamazdı. O hoş gözlerinin kendisini görünce sevinçle dolmasına, göz bebeklerinin patlayacakmış gibi büyümesine aşık olduğu adam kör olamazdı. Boş gözlerle kapıyı izlerken kısa süre sonra kapının arkasından gelen su sesinin kesilmesi ve kapının açılıp banyodan Kyungsoo'nun çıkması bir oldu. İrkildi ama yüzüne sahte bir gülümseme koymayı ihmal etmedi. Kyungsoo ise sonunda Jongin'in orada durup kendisine baktığını fark etti.

"Günaydın." düşüncelerini saklamak için Kyungsoo'ya karşı neşeli bir şekilde konuştu fakat unuttuğu bir şey vardı. Kyungsoo; Jongini, Jongin de; Kyungsoo'yu kendisinden daha iyi tanıyordu. Kyungsoo, Jongin'in tavrından bir şeyler olduğunu anlamıştı fakat belli etmemeye çalıştı. Jongin de Kyungsoo'nun anladığının farkına varmıştı ama gülümsemeye devam etti. Sanki aralarında bir anlaşma yapmışlardı. Belki de bu gizli anlaşmalar evliliklerini mahveden temeldeki şeydi?

"Günaydın." diye geri dönüş yaptı Kyungsoo. Aralarındaki soğukluk Kyungsoo'nun üşümesine sebep oluyordu. Şimdi ihtiyacı olan tek şey sevdiğinin sıcacık kollarıydı. Ruhunu ısıtması için ihtiyacı olan küçük bir sarılmaydı. Jongin bunu anlamış gibi bir iki adım atarak Kyungsoo'nun karşısına geldi ve geniş omuzlarının etrafına doladı kollarını. Hissetmişti üşüdüğünü ve kollarının sıcaklığına ihtiyacı olduğunu. Kyungsoo'nun bedenini tatlı bir sıcaklık sarmalamıştı. Bu sıcaklık sayesinde bedenindeki bütün ağrıların iyileştiğini, ruhundaki boşluğun dolduğunu hissetmişti o küçük zaman diliminde. Kyungsoo geri çekilip yakınında dahi bulanık gördüğü yüze gülümsedi. Şapşal gülümsemesi yüzünde yer edindiğinde dudaklarının aldığı şekil her zaman Jongin'in odağı olurdu. Jongin, uzun süredir uzak kaldığı dudaklara kendi dudaklarını bastırıp Kyungsoo'ya küçük bir öpücük bıraktı. Hafif şaşkınlık dolan gözlerin sahibinin şaşkınlığını umursamayıp Kyungsoo'nun yüzünü izlemeye bir şey olmamış gibi davranmaya devam etti. Onu izlediği süreçte uzun süredir yapmadı bir şeyi yapmaya karar verdi. Mutfakta, şaşkınlıktan kaskatı kesilmiş sevdiği adama ve iki çocuğuna güzel bir kahvaltı hazırlayacaktı. Uzun zamandır onlara kahvaltı hazırlamamıştı.

"Bugün ki kahvaltınız şef Jongin'den." sırıtarak konuşması yüzündeki kasların gerilmesini sebep olup yanaklarındaki gamzelerin belirginleşmesini sağladı. Jongin ne kadar neşeli dursa da bir o kadar endişeliydi de. Kyungsoo, gizli anlaşmalarına uyarak, gülümseyip başını olumlu anlamda salladı.

"Pekala, öyle olsun." demesinin ardından Jongin'in, elinden tutup mutfağa kadar götüreceğini tahmin etmiyordu. Elini saran sıcaklık kalbinin hızlı atışına sebebiyet verdi. Yüzünde oluşan tebessümü fark ettiğinde ise anında yüzünden silerek yaklaştıklaştıkları mutfağa dikkatli yürümeye çalışarak ondan önce girdi. Araları hâlâ ayrılmalarına sebebiyet veren olaylar yüzünden soğuktu. Jongin ne kadar kendisine yakın temasta bulusunsa da önce Kyungsoo'nun Jongin'ini yalnız bırakması ardından Jongin'in kendisini yalnız bırakması evlilik adı altındaki birleşmelerine son vermişti ve bu 'son verişten' ise en çok etkilenen hayat neşeleri, çocukları, olmuştu. Kyungsoo çok geç fark etmişti zarar gördüklerini. Kendi içinde yaşadığı fırtınada kaybolduğu için çevresine özellikle çocuklarına hiç dikkat etmemişti. Pişmanlık hissini o dakika o kadar derinden hissetti ki kalbindeki baskı bir anlığına nefesini kesti. Olduğu yerde duran Kyungsoo, Jongin'in dikkatinden kaçmadı fakat tepki de vermesini sağlamadı. Jongin, Kyungsoo'ya artık tepki veremiyordu.

「Blind」 Do & Kim ᵀᴬᴹᴬᴹᴸᴬᴺᴰᴵHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin